Kadınlar Arasında... 25. BÖLÜM

5.4K 163 15
                                    

25. Bölüm

‘Caroline gelince herkes dışarıya çıksın.’dedi Johanna.

Fransis başını onaylar anlamda salladı. ‘Anlaşıldı leydim.’dedi usulca. Gözlerini diğer kızlara dikmişti, herkesin bu emri yerine getireceğinden emin oldu. Elbette kendisi çıkmayacaktı. Fransis Forbeslerin yardımcıların başı gibiydi o. Evin pek çok göreviyle kendisi ilgileniyor, işlerin aksamasına izin vermiyordu. Yemeklerden, ahır bakımına kadar ilgileniyordu kalede. Johanna’ya her konuda bilgi veriyor ve dedikoduların çıkmasını engelliyordu. Hizmetlilere geldikleri günde bir söz söylerdi.

‘Bu kaleden dışarıya tek bir söz çıkmayacak, çıkaranın kendisi zaten canlı çıkamaz.’

Fransis Caroline ve diğer Forbes bebeklerini büyütmüştü, ayrıca prensin de kız ile evleneceğini biliyordu. Johanna daha önce onunla konuşmuş ve durumu anlatmıştı. Yıllardır onlarla birlikte olan kadına oldukça güveniyordu düşeş. Şimdi de kız ile konuşurken yanında bulunmasını bizzat istemişti.

‘Caroline böyle düşünen tek kişinin ben olmadığımı bilmeli.’demişti. ‘Saray hakkında bilgi edinmeli. Hayatı boyunca herkesle iyi geçinemez, bunu anlamalı.’

Fransis’te ona katılmış, kızın selameti için elinden geleni yapacağına dair yemin etmişti. Gerçektende bunu yapardı. Caroline onun altın saçlı küçük kızıydı, ona göre en iyi niyetli Forbesti ama bu onun iyi kalbi yaşaması için yeterli değildi. Çocuklarının yaşaması için hiç yeterli değildi.

Johanna geldiklerinden beri kızıyla nasıl konuşacağını düşünüyordu. En iyi yol, arkasından iş çevirmeden doğrudan gelecek planlarından bahsetmekti.

Küçük kızı belki bunu daha kaldıracak yaşta değildi, ama zamanları ne yazık ki kısıtlıydı. Caroline’in prensle evlenmesi ne kadar sürecekti? Bir yıl, iki yıl belki savaş başlarsa dört yıl? Bunca zaman yeterli miydi kızını saray kadınlarına çevirmeye… Bilmiyordu Johanna. Tek bildiği bu yolda kızını yönlendirmek zorunda olduğuydu.

‘Zaten Trontole kanı taşıyan birinin tahta çıkması zamanı gelmişti.’diye düşünüyordu Johanna. Gerçektende Trontolelar yıllardır bu ülkenin en ünlü ailelerinden olmalarına rağmen soyları Mikaelsonlarla karışmamıştı.

Sıkıntıyla elindeki ipliği ve oymayı bırakırken, kapı çalındı. ‘Girin…’

İçeriye giren Caroline’dı. Annesinin kendisini bu kadar acilce çağırmasının nedeni  adı gibi biliyordu. Anlaşılan prens ile ilgili konuşacaklardı. Caroline içeriye girer girmez tüm kızlar odadan tek tek çıktılar. Fransis iki kızın kolundan tutarak kapıda beklemelerini ve hiçbir kızın onları dinlemediğinden emin olmalarını istedi. Bu iki kız Fransis’in kız kardeşi Briget’ın kızlarıydı, anneleri ölünce öksüz kalmış iki kıza Fransis annelik yapmış ve Forbeslerin yanına çalışmaları için kaleye getirmişti.

Diğer kızlardan daha fazla güvenirdi yeğenlerine. Onlarında kendisi gibi Forbeslere ihanet etmeyeceklerini bilirdi.

Caroline annesinin dibine otururken, Fransis’in yeğenleri de kapıda yerlerini almıştılar. İki kardeş muhafızların karşılarına geçmiş, tüm koridorun boşaldığından emin olmuştu.

‘Buraya neden çağırıldığını biliyorsundur.’dedi kadın, yanında oturan kızını incelerken. Büyümüş görünüyordu kızı. Geçen zaman onu da büyütmüştü. Ama daha çok olgunlaşması gerekecekti.

‘Prens hakkında konuşmak için.’dedi Caroline. Kendinden emin çıkan sesine hayret ederek.

‘Evet…’diye mırıldandı düşeş. ‘Ama bu konuda konuşacak pek bir şey olduğunu sanmıyorum. Zaten onunla evlenmek istediğini yazmıştın.’

Uzun Zaman ÖnceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin