HAZRETİ DÜRRE BİNT-İ EBÛ LEHEB (RADIYELLÂHÜ ANHÂ)

90 17 6
                                    

Dürre binti Ebû Leheb (radıyellâhü anhâ)

Babasının azılı düşmanlığına rağmen İslâm’ın nûruna koşan ilk hanımlardan…
Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) Efendimizin amca kızı…
Kocası Bedir Savaşında ölünce Medine’ye yerleşen, muhâcir bir hanım sahâbî…
Dürre binti Ebû Leheb  Abduluzza İbni Abdulmuttalib’in kızıdır.
Annesi, Ebû Süfyan İbni Harb’in kızkardeşi Ümmü Cemîl Binti Harb’dir.
Babası, İslâm’ın azılı düşmanı Ebû Leheb’dir.

(Dürre isminin anlamı :

İnci tanesi)

Dürre (radıyellâhü anhâ) Mekke’de doğup büyüdü. İslâm’ın ilk yıllarını, müslümanların çektikleri ezâ ve cefâları gördü. Anne-babasının ve diğer yakınlarının aşırı derecede İslâm’a ve onun Peygamberine düşmanca davranmasından dolayı o son derece üzülüyordu.

Dürre (radıyellâhü anhâ) babası Ebû Leheb’in akrabalık bağından dolayı yeğeni “Muhammedü’l-Emîn”i çok sevdiğini biliyordu. Hatta onun dünyaya gelişinde doğum müjdesi haberini veren câriyesi Süveybe’yi azâd ettiğine de şâhiddi. Peki bu düşmanlık neydi? Nasıl oluyor da insan bu kadar tezata düşebiliyor, karşı çıkabiliyordu?

Dürre (radıyellâhü anhâ) kendi içinde bu sorulara cevap ararken gönlünün aydınlandığını hissetti. Allah Teâlâ onun kalbini İslâm’a ısındırmıştı. Kalbini Allah ve Resûlü sevgisi doldurmuştu. Kendi iç dünyasında kararını veren Dürre binti Ebû Leheb (radıyellâhü anhâ) ailesinin bütün düşmanlığına rağmen huzura gidip Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) Efendimize biat etti. Kelime-i şehâdet getirerek İslâm’la şereflendi.

DİKENLER ARASINDA YETİŞEN GÜL

Dürre (radıyellâhü anhâ) dikenler arasında yetişen güller gibiydi. Allah ve Rasûlüne düşmanlık yapan bir aile ortamında büyümüştü. Fakat o kendini İslâm’ın nuruna teslim etmişti. Anne-babası ise çok sevdikleri yeğenlerinin aleyhine düşmanlığa devam ediyorlardı. Bunun için yandaşlarıyla birlikte hareket ederek Kureyş içerisinde kin ve öfke bayrağını açmışlardı. Onun peşini takip ederek söylediklerini yalanlamaya ve karalamaya çalışıyorlardı.

Onun (ﷺ) geçeceği yollara dikenler atıyorlar, maddî, manevî çok eziyet veriyorlardı. Nihayet Allah Teâlâ habîbini desteklemek ve teselli etmek için Ebû Leheb ve karısı aleyhinde müstakil ve beş âyetten müteşekkil bir sûre indirdi. Tebbet sûresi olarak bilinen ve beş âyetten müteşekkil bu sûrenin meâli şöyledir:

Ebû Leheb’in iki eli kurusun! Kurudu da. Malı ve kazandıkları ona fayda vermedi. O, alevli bir ateşte yanacak. Odun taşıyıcı olarak ve boynunda hurma lifinden bükülmüş bir ip olduğu halde karısı da (ateşe girecek).

EHL-İ BEYTİ NEDEN SEVMELİ?

Dürre (radıyellâhü anhâ) Mekke’de Hâris İbni Âmir İbni Nevfel ile evlenmişti. Bu evlilikten Ukbe, Velid veEbû Müslim adlı üç oğlu oldu. Kocası Bedir harbinde müşriklerin safında yer almış ve küfür üzere öldürülmüştü.

Dürre (radıyellâhü anhâ) kocasının ölümünden sonra doğup büyüdüğü şehirden çıkarak Medine-i Münevvere’ye hicret etti. Orada Râfî b. Muallâ ez-Zürakî’nin evinde misafir kaldı. Onun kendisini ziyarete gelen hanımlarla arasında geçen şöyle bir hatırası nakledilir:

Dürre (radıyellâhü anhâ) ’ya hoş geldin diye ziyarete gelen Züreyk’li hanımlardan birisi ona:

“Sen hakkında Tebbet sûresi nâzil olan şu Ebû Leheb’in kızı mısın? Hicretin sana ne faydası var? Bu hicretten senin sevap elde edeceğini kim bilebilir?” diye ileri geri konuşmuşlardı. Adeta onu kınayıcı bir tavır sergilemişlerdi.

Dürre (radıyellâhü anhâ) şâir ruhlu, hassas gönüllü bir hanımdı. Kendisine yapılan bu sitem ve tavırlara çok üzüldü. İki Cihan Güneşi (ﷺ) Efendimizin huzuruna gitti ve olan hadiseleri anlattı. Kendisini rahatsız ettiklerini haber verdi. Fahr-i Kâinat (sallallahu aleyhi vesellem) Efendimiz ona yer gösterdi. Oturmasını söyledi. Onu teselli etmeye, üzüntüsünü gidermeye çalıştı.

Resûl-i Ekrem (ﷺ ) Efendimiz o gün halkı mescidde toplayıp şöyle bir hitabede bulundu:

Ey insanlar! Bazı kimseler beni, niçin soyum ve akrabalarımdan dolayı incitiyorlar. Haberiniz olsun, kim benim soyumdan gelenleri ve akrabalarımı incitirse beni incitmiş olur. Kim beni incitirse Allah’ı incitmiş olur.” buyurdu. Sonra sözlerine devamla:

Dürre benim amcamın kızıdır. Onun hakkında hiç kimse hayırdan başka bir şey söylemesin! Diriler, ölen yakınları yüzünden rahatsız edilmezler.” dedi. Bu şekilde cemaate ikaz ve tavsiyelerde bulundu.

İNSANLARIN EN HAYIRLISI

Dürre (radıyellâhü anhâ) ’nın üç hadis-i şerif rivâyet ettiği nakledilmektedir. Bunlardan bir tanesi Ahmed b. Hanbel (rahmetullahi aleyh) ve Taberânî’den naklen şöyledir:

Mescidde biri kalkıp:

“ – Ya Rasûlallah! İnsanların en hayırlısı kimdir?” diye sordu.

Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle cevap verdi:

Allah’tan en çok sakınan, daima iyiliği emredip kötülükten sakındıran ve arkabalık bağını korumakta titizlik gösteren kimsedir.” buyurdu.

Dürre (radıyellâhü anhâ) ikram etmeyi severdi. Bilhassa fakirlere yemek yedirmek onun için büyük zevkti. Allah’a ve Resûlüne tam teslim olmuş, İslâm’ı aşkla yaşama gayreti içerisinde hayat sürmüş, dikenler arasında güller gibi yetişen bu bahtiyar hanım sahabî.

Medine’ye hicret edip geldikten sonra; ilk önce, Zeyd bin Hârise (Radıyellâhü anh) ile evlendi. Onun Mute’de şehadetinden sonra Dihye bin Halife ile evlendi. Daha sonra amcası Hâris’in torunu Hâris bin Nevfel bin Hâris bin Abdül-muttalib ile evlendi. Bütün bu evliliklerinden Ukbe, Velid, Ebû’l-Hasen ve Müslüm adlarında dört tane oğlu olmuştur.


Sekiz yıl boyunca amcası oğlu, ve âlemlere rahmet, eşref-i mahlukat olan, Resûlullâh (صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ)’in yakınında eşsiz bir hayatı doya doya yaşayan Dürre bint-i Ebi Leheb(Radıyellâhü anhâ), Hicretin 20. Miladi 641 yıllarında Medine’de vefat etti. Kabri, Medine’de Cennetü’l-Baki’dedir.


Şübhesiz ki en doğrusunu ALLAH TEÂLÂ bilir.

ALLAH TEÂLÂ onlardan razı olsun. Ruhuları şâd, kabirleri cennet olsun.

RABBİMİZ bizlere kendi hayatımızda onları rehber edinmeyi nasîb eylesin. Onların yüce duygularına ulaşabilmeyi hayat ölçümüz eylesin. RABBİMİZ bizleri şefaatlerine nâil eylesin,
ÂMÎN.



HAYRINI GÖRÜN İNŞÂEالله
ÂMÎN.

HAYRLA KALIN.

RABBİME EMANET OLUN.

SELÂM VE DUA İLE.

✔️Hanım Sahabeler (Asr-ı saddet'te ki Yıldızlar⭐)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin