HAZRETİ TEMÂDUR BİNTİ AMR [HANSA] (RADIYELLÂHÜ ANHÂ)

78 13 22
                                    

Ümmü Amr, Tümâdır bint-i Amr bin el-Hâris bin eş-Şerid bin Rebâh Arabların en meşhur kadın şairi ve sahabiye: diğer adıyla Şaire Hansa künyesiyle İslâm tarihinde meşhur olmuştur.
Takriben Miladi 575 yıllarında doğduğu tahmin edilmektedir. Birçok şair yetiştirmiştir. Beni Süleym kabilesine mensub bir hanım efendidir. Hansa, “Çekik ve Kakık burunlu” demek olan Ahnes kelimesinin müennesi’dir. Bu bilgiyle kelime, eski Arablar arasında kadın güzelliğinde benzetme unsuru olarak geçen “yaban sığırı” anlamında’da kullanılır.

Hansa (radıyellâhü anhâ) , İslâm’dan önce varlıklı ve nüfuzlu bir âile içinde yetişti ve o devrin (Muhadramûn) ünlü şairleri arasında yerini aldı. Beni cüşem kabilesi reisi şair Düreyd bin Simme güzelliği, zekâsı ve zarafetiyle dikkati çeken Hansa (radıyellâhü anhâ) ’yı babasından istedi. Ancak Hânsa Düreyd’i yaşlı buldu ve onu beğenmedi. Kendi kardeşi Muâviye’nin ısrarlarına rağmen bu evliliği kabul etmedi. Ayrıca Düreyd’i ve kabilesini hafife alan şiirler söyledi.

Daha önce de Bedir kabilesi reisinin evlilik teklifini reddettiğini ve gönlünün bir amcazadesinde olduğunu belirterek kendi kabilesiyle övündüğü meşhur “Râiyye”sini kaleme aldı. Câhiliye devri âdetine göre kabile bağına çok önem verdiği anlaşılan Hansa (radıyellâhü anhâ) , Beni Süleym kabilesi’nden Revâha bin Abdüluzzâ veya onun babası ile evlendi ve ondan Abdullah adında bir oğlu oldu.

Resûlullâh (sallallahu aleyhi ve sellem) ’in vefatından sonra ortaya çıkan irtidad hareketlerinin önlenmesinde oğlu Abdullah (radıyellâhü anh) ’ın önemli katkısı olmuştur. Hansa (radıyellâhü anhâ) Revahâ’nın vefatı üzerine yine kendi kabilesinden Mirdâs bin Ebû Âmir ile evlendi ve bu evlilikten de Yezid, Muâviye ve Amr adlarında üç oğlu ile Amre (radıyellâhü anhüm) adında bir kızı oldu.

Hansa (radıyellâhü anhâ) ’nın biri öz kardeşi Muâviye, diğeri baba bir kardeşi Sahr olmak üzere iki kardeşi vardı. Bunlardan cesaret ve cömertliğiyle tanınan, kendisinden büyük destek gördüğü Sahr’ı daha fazla sevdiği anlaşılmaktadır. Kabileler arasında yapılan savaşlarda birbirinin intikamını almaya çalışırken öldürülen kardeşlerinin ve özellikle Sahr’ın ölümüne çok üzülen Şaire Hansa (radıyellâhü anhâ) , mezarlarının başında onların mertlik ve cömertliklerini sayıp dökmüş, mersiyeler söylemiş ve bu mersiyeleriyle edebiyat tarihinde büyük şöhret kazanmıştır.

İslâm dini ortaya çıktığında çocukları ve kabile mensubları ile birlikte Müslüman olan Şaire Hansa (radıyellâhü anhâ) , Resûlullâh (sallallahu aleyhi ve sellem) , ve daha sonra Hazreti Ömer (radıyellâhü anh) ile görüştü. Kaynaklarımızda belirtildiğine göre, Resûlullâh (sallallahu aleyhi ve sellem) ’de, Şaire Hansa (radıyellâhü anhâ) ’nın şiirlerini beğenir ve:

     “-Haydi Hunâs!”diyerek kendisine şiir okumasını isterdi.

Hazreti Ömer (radıyellâhü anh) ’de onun şiirlerini ve belâğatini beğendiğini ifade etmiştir. Şaire Hansa (radıyellâhü anhâ) İslâmiyet ile şereflendikten sonra, Câhiliye âdetlerini bırakmış olmasına rağmen kardeşlerine ve Mudar Kabilesi’nin büyüklerine ağıt yakmayı sürdürmüştü. Hazreti Ömer (radıyellâhü anh) , kendisine:

     “-Niçin ağlıyorsun, onlar şimdi Cehennem odunu!”deyince.

     “-İşte şimdi hüznüm bir kat daha arttı!”cevabını vermiştir.

Yine Hazreti Âişe (radıyellâhü anhâ)’nın ikazına rağmen kardeşi Sahr’ın anısına sadakatle bağlı kalmış, bir Câhiliye âdeti olarak çıplak vücuduna içten kıldan yelek giymeye devam etmiştir

Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) 'i görmek ve sohbetinde bulunmakla şereflenen Hazreti Hansa (radıyellâhü anhâ) , ser­vet gibi, evladın da insanın yanında Allah’ın bir emaneti olduğunun şuurundaydı. İcap ettiğinde o emaneti hakiki sahibine vermek gerektiğine inanıyordu. Dört oğlunu hep bu düşünceyle büyütmüştü. Artık gözü gibi baktığı, büyüttüğü ciğerpareleri Allah'u Teâlâ yolunda cihat edebilecek yaşa gelmişlerdi.

✔️Hanım Sahabeler (Asr-ı saddet'te ki Yıldızlar⭐)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin