HAZRETİ HAVLE BİNT-İ TÜVEYT (RADIYELLÂHÜ ANHÂ)

48 11 1
                                    

Havle Binti Tüveyt (radıyellâhü anhâ)

Havle binti Tüveyt (radıyellâhü anhâ) mü’minlerin annesi Hazreti Hatice (radıyellâhü anhâ)’nın yakın arkadaşı...
Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) efendimizin saygı gösterdiği, kendisi için ayağa kalktığı bir hanım sahâbî...

O, Mekke’li olup Tüveyt İbni Habib’in kızıdır.

( Havle isminin anlamı :
1. Etraf,
çevre,
güç,
kuvvet. )

Mekke’nin ileri gelen hanımlarından Hatice binti Huveylid (radıyellâhü anhâ) ile arkadaş idi. Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) hanesine yakınlığı dolayısıyla son dinin geldiğini ve Allah Rasûlünün peygamberliğini birçok kimseden önce duymuştu.

Havle binti Tüveyt (radıyellâhü anhâ) , Hazreti Hatice (radıyellâhü anhâ) annemizin sık görüştüğü bir arkadaşıydı. Ona karşı gönlünde samimi bir muhabbet vardı. Onun dürüstlüğüne hayrandı. Akıllı ve zeki bir hanım olarak o, Hazreti Hatice (radıyellâhü anhâ) ’nın fikir ve düşüncelerine çok değer verirdi. Zira onun görüşlerinin doğruluğunda şüphesi yoktu. Onun sözünde sâdık olduğunu ve muhtaç kimselere yardım ettiğini bizzat yaşayarak görmüştü. Bu sebebten Hazreti Hatice (radıyellâhü anhâ) ’ya karşı özel bir gönül bağı vardı.

Hazreti Hatice (radıyellâhü anhâ) annemiz Havle binti Tüveyt (radıyellâhü anhâ) ‘in samimi ve yakın arkadaşlığını fırsat bilerek İslâm’ı ona anlattı. O da tereddüt etmeden kabul etti. İslâm’a ilk girenlerle birlikte müslüman oldu.

Havle (radıyellâhü anhâ) arkadaşı Hazreti Hatice (radıyellâhü anhâ) ’nın İslâm’ı tebliğ konusunda Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) efendimize verdiği desteği yakînen görüyordu. Onu davasında yalnız bırakmadığına ve canıyla, malıyla hizmet ettiğine bizzat şâhit oluyordu. Kendisi de gücü nisbetinde bir şeyler yapmaya çalışıyordu. İslâm’ın ilk yılları zor ve çetin geçmekteydi. Buna rağmen hiçbir mü’min Allah ve Rasûlü dâvasından vaz geçmemekteydi.

Havle binti Tüveyt (radıyellâhü anhâ) Allah’a ve Resûlüne tam teslim olmuş bir hanımdı. Onun imânî heyecanını bilen İki Cihan Güneşi (sallallahu aleyhi vesellem) efendimiz Havle (radıyellâhü anhâ) ’ya hürmet ederdi. Bilhassa Hazreti Hatice (radıyellâhü anhâ) annemizin vefâtından sonra zaman zaman onu ziyaret ederdi. Zevcesi Hatice (radıyellâhü anhâ) ’nin hâtırâsı olarak ona izzet ve ikramda bulunurdu.
Resûl-i Ekrem (sallallahu aleyhi vesellem) efendimizin bu vefâkârlığını Hazreti Aişe (radıyellâhü anhâ) annemiz şöyle anlatıyor:

Birgün Havle (radıyellâhü anhâ) bize geldi. Onun geldiğini gören Allah Resûlü (sallallahu aleyhi vesellem) ayağa kalktı.
Hoş geldin! Nasılsın?” diyerek Havle (radıyellâhü anhâ) ’nın hal ve hatırını sordu. Ben bunu garibsedim.

Kendi kendime; bu kadının içeri girmesiyle niçin ayağa kalktı? Buna gerek varmıydı dedim. Hemen Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem)'e:

“ – Ya Rasûlallah! Onun için ayağa kalkıp karşılamana gerek varmıydı?” diye sordum. Bunun üzerine Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu:

Bu kadın Hatice zamanında bize ziyarete gelirdi. Onun arkadaşıydı. Güzel arkadaşlık imandandır.” diye cevap verdi.

İki Cihan Güneşi (sallallahu aleyhi vesellem) efendimiz emsalsiz, örnek bir şahsiyetti. Her konuda mü’minlere rehberlik ederdi. Vefâ konusunda da tekti. Hazreti Hatice (radıyellâhü anhâ) annemizin hâtırası olarak Havle (radıyellâhü anhâ) ’ya hürmet edip ayağa kalkması onun derin vefâkarlık örneğiydi.

Havle binti Tüveyt (radıyellâhü anhâ) kendisini ibadete vermiş sâliha bir hanımdı. Özellikle gece ibadetine çok düşkündü. Allah Teâlâ’nın huzurunda durmaktan büyük zevk alırdı. Geceleri hep ibadetle geçirdiği için uyumadığı da olurdu.

Havle (radıyellâhü anhâ) bir defasında yine Hazreti Aişe (radıyellâhü anhâ) annemizin yanına gitmişti. Gece sabahlara kadar uyumadan ibadet etme konusunda bilgilenmek istiyordu. Bu meseleyi annemize sordu. O da Resûl-i Ekrem (sallallahu aleyhi vesellem) efendimize Havle (radıyellâhü anhâ) ’nin yaptıklarını anlattı. Net ve açık bir şekilde: “Ya Rasûlallah! Bu Havle’dir. Onun gece gündüz uyumadan, sürekli ibadet ettiğini söylüyorlar.” dedi.

Fahr-i Kâinat (sallallahu aleyhi vesellem) efendimiz bu davranışı uygun görmedi. Her şeyin hakkı vardır. Bedenin de hakkı vardır. Her hak sahibine hakkını vermek lazımdır. Uykuya vakit ayırmasını ve aşırıya gitmemesini söyleyerek şu tavsiyede bulundu:

Gücünüz yetecek kadar amel yapın. Allah’a yemin ederim ki, siz usanmadıkça Allah usanmaz (yeter demez)” buyurdular.

Ne güzel bir hayat ölçüsü ELHAMDÜLİLLAH.
İslâm ne yüce bir dindir.
Ne ifrad ne de tefrit vardır.
Îtidal ve istikamet esastır.
İnsan, gücünün yettiğiyle sorumludur.
Asıl olan huzur ve huşû ile ibadettir.



Allah Teâlâ ondan razı olsun. Ruhu şâd, kabri cennet olsun.

Rabbımız cümlemize Havle binti Tüveyt (radıyellâhü anhâ) 'nın şefaatlerine erebilmeyi, huzur ve huşû içinde ibadetler yapabilmeyi nasib eylesin.
ÂMÎN .













HAYRINI GÖRÜN İNŞÂEالله
ÂMÎN.

HAYRLA KALIN.

RABBİME EMANET OLUN.

SELÂM VE DUA İLE.

✔️Hanım Sahabeler (Asr-ı saddet'te ki Yıldızlar⭐)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin