Ümmü Rûman (radıyellâhü anhâ) ’nın asıl ismi Zeyneb veya Daâd’dır. Nesebi ise epeyce ihtilaflıdır. Aslen dedeleri Yemen kökenli’dir. Kendisi, Beni Firâs, bin Ğanm, bin Mâlik, bin Kinâneler’den dir.
Ümmü Rûman bint-i Âmir bin Ûveymir daha önceleri Abdullah bin Sehbera bin Cürsüme el-Ezdi ile evli bulunuyordu. Bu kocasından sahabi olan oğlu Tûfeyl bin Abdullah (radıyellâhü anh) olmuştur. Ümmü Rûman (radıyellâhü anhâ) kocası ve oğlu Tûfeyl bin Abdullah (radıyellâhü anh) ile birlikte İslâm’dan önce Yemen taraflarından Mekke’ye göç ederek Hazreti Ebû Bekr (radıyellâhü anh) ’ın anlaşmalısı (halifi) olmuşlardı.
Bilâhare, ilk kocası Abdullah, İslâm dini gelmeden önce ölünce, bu bir çocuklu dûl kadın, Mekke’de Hazreti Ebû Bekr (radıyellâhü anh) ile evlendi. Aslen Yemen'deki Serât Şehri’nden Mekke’ye gelen Ümmü Rûman (radıyellâhü anhâ) , Hazreti Ebû Bekr (radıyellâhü anhâ) ile evlendikten sonra, bir daha Yemen’e Serât Şehri’ne geri dönmemiş hep Mekke’de kalmıştır. Ümmü Rûman, Hazreti Ebû Bekr (radıyellâhü anhümâ) ile evlendikten sonra, oğlu Abdurrahman, ve kızı Hazreti Âişe (radıyellâhü anhümâ) ’yı dünyaya getirmiştir.
İslâmiyet’in ilk çıktığı günlerde Hazreti Ümmü Rûman (radıyellâhü anhâ) hemen İslâmiyeti kabul ederek sâbikunu evvelinden olmuştur. Ancak, oğlu Abdurrahman bin Ebû Bekr (radıyellâhü anh) , Hudeybiye Musalahası ile Mekke’nin Fethi arasında Müslüman olmuştur. Diğer oğlu, yani ilk kocasından olan Tufeyl bin Abdullah (radıyellâhü anh) ise, annesi ile beraber Müslüman olmuştur. Kızı Hazreti Âişe (radıyellâhü anhâ) ise malum olduğu üzere, Resûlullâh (صَلَّي اللهُُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) ’ın muhterem hanımları, Mü’minlerin annesidır.
İslamiyet’in ilk yıllarında Müslüman oldu. Sıkıntılı ve işkenceli günlerde Hazreti Ebû Bekir’e (radıyellâhü anh) destek oldu. Allah yolunda karşılaştığı bütün sıkıntılara sabretti. O kadar maddi manevi sıkıntılarla iç içe olduğu hâlde, bir sefer olsun hâlinden şikâyet etmedi.
Peygamberimiz (صَلَّي اللهُُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ), Hazreti Ebû Bekir’le (radıyellâhü anh) çok sık görüşürdü. İslamiyet’in yayılması hususunda onunla istişare ederdi. Bu vesileyle sık sık evine giderdi. Evinde, İslamiyet’in yayılması hususunda sohbet edilmesi, Ümmü Rûmân’ı (radıyellâhü anhâ) çok sevindirirdi. Peygamberimize (صَلَّي اللهُُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) elinden gelen hürmet ve yakınlığı gösterir, evini şereflendirmesinden dolayı memnuniyetini ifade ederdi.
Hazreti Hatice (radıyellâhü anhâ) validemizin vefatından sonraydı… Peygamberimize (صَلَّي اللهُُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) Hazreti Âişe (radıyellâhü anhâ) ile evleneceği vahyedilmişti. Resûlullah (صَلَّي اللهُُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) bu bahtiyar aileyi ziyarete gittiğinde Ümmü Rûmân (radıyellâhü anhâ) ’ya ,
“Âişe’yi koruyup ona iyi muamele etmenizi tavsiye ederim.” dedi.Ümmü Rûmân (radıyellâhü anhâ) zeki birisiydi. Resûlullah (صَلَّي اللهُُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) ’in bu tavsiyesinde mutlaka bir hikmetin bulunduğunu tahmin ediyordu. Bundan böyle Hazreti Âişe (radıyellâhü anhâ) ’ya daha bir ihtimam gösterdi.
Fakat her nasılsa bir gün Resûlullah (صَلَّي اللهُُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) , Hazreti Âişe (radıyellâhü anhâ) ’yı ağlarken buldu. Onun böyle hıçkıra hıçkıra ağlaması Resûlullah (صَلَّي اللهُُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) ’in şefkatine dokundu. Yanına yaklaşarak, niçin ağladığını sordu. Aişe (radıyellâhü anhâ) , annesi yüzünden ağladığını söyledi. Peygamberimiz (صَلَّي اللهُُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ), Ümmü Rûmân (radıyellâhü anhâ)’ya döndü ve “Ben sana Âişe’ye iyi davranmanı söylememiş miydim?” buyurdu. Ümmü Rûmân (radıyellâhü anhâ) mahcubiyet içerisinde, artık ona sert davranmayacağına dair söz verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✔️Hanım Sahabeler (Asr-ı saddet'te ki Yıldızlar⭐)
SpiritualPEYGAMBER EFENDİMİZ'İN (SALLALLAHU ALEYHİ VESELEM) yaşadığı döneme ASR-I SAADET denir. İnsanlık tarihinin en saadetli zamanları o dönemde yaşanmıştır. Bu sebeple bütün MÜSLÜMANLAR hangi zamanda yaşarlarsa yaşasınlar o kutlu Asra özenir , o kutlu asr...