HAZRETİ HATİCE (RADIYALLÂHÜ ANHÂ)
Hazreti Hatice (radıyellâhü anhâ), Hazreti Muhammed (ﷺ )'in temiz, iffetli ve yüce ahlâk sahibi olan hanımlarının ilki.
O, Arapların en asil kavmi olan Kureyş kavminden ve Kureyş kavminin de, en asil, pak ailelerinden idi. Babası Huveylid, annesi Fâtıma'dır (İbn İshak, es-Sîre, Nesr. Muhammed Hamidullah, s. 60).
Hazreti Hatice'nin (radıyellâhü anhâ) baba tarafından soyu Kusay'da Peygamberimizin baba tarafından soyu ile birleştiği gibi, annesi tarafından da soyu yine Peygamberimizin baba tarafından dedesi olan Lüey'de bileşmektedir (M. Asım Köksal, İslâm Tarihi, Mekke Devri, 96).
Hazreti Hatice (radıyellâhü anhâ) , ticaretle uğraşan zengin, haysiyetli, şerefli bir kadındı. Ücretle tuttuğu adamlarla Şam'a ticaret kervanları düzenlerdi. Hazreti Muhammed (ﷺ )'in doğru sözlü, güzel ahlâklı ve son derece kendisine güvenilen bir insan olduğunu öğrenince, O'na ticaret ortaklığı önerdi. Hazreti Muhammed (ﷺ ) Hazreti (radıyellâhü anhâ) Hatice'nin bu teklifini kabul etti. Hazreti Hatice (radıyellâhü anhâ) O'nun(ﷺ) başkanlığında bir ticaret kervanını Şam'a gönderdi.
Aynı zamanda kölesi Meysere'yi de O'nunla (ﷺ) beraber gönderdi. Meysere, yolculuk sırasında Hz. Muhammed (ﷺ )'de harikulade hallere şâhid oldu. Gittikleri yerde, Peygamberimiz (ﷺ ) satacaklarını sattı ve alacaklarını da aldı.Ondan sonra geri döndüler. Hazreti Hatice (radıyellâhü anhâ) bu ticaret kervanından çok memnun oldu. Daha önce gönderdiği ticaret kervanlarına nazaran, bu sefer daha fazla kâr elde etti.
Hazreti Peygamber (ﷺ ) hakkında Meysere'yi de dinleyince, O'na (ﷺ) olan itimadı ve sevgisi daha da arttı. O'na (ﷺ) anlaştıkları ücretten fazlasını verdi ve Hz. Muhammed (ﷺ )'e evlenme teklifinde bulundu (İbn Ishak, a.g.e., 59).
H Peygamber (ﷺ ) durumu amcası Ebu Talib'e anlattı. Ebu Talib Hazreti Hatice'yi (radıyellâhü anhâ) Hazreti Muhammed (ﷺ) için istedi. İki aile anlaştı. Düğünleri o zamanın örf ve adetlerine göre, Hazreti Hatice'nin (radıyellâhü anhâ) evinde yapıldı.
Düğünde Ebû Talib ve Hazreti Hatice'nin (radıyellâhü anhâ) amcası Amr b. Esed birer konuşma yaptılar. İkisi de konuşmalarında hikmetli ifadelerde bulundular ve evlenecekler hakkında güzel şeyler söylediler.
Ondan sonra misafirlere ikram yapıldı, yemekler yenildi. Ebû Talib nikâhlarını kıydı. Mehir olarak 500 dirhem altın tesbit edildi (İbn, Sa'd Tabakat, VIII, 9).
O zaman, rivâyetlerin ekseriyetine göre, Hazreti Muhammed (ﷺ) 25 ve Hz. Hatice 40 yaşında idiler. Aralarında 15 yaş fark vardı (İbn Hacer, el-İsâbe, 539). Bazı rivâyetlerde bu yaş farkının daha az olduğu kayıtlıdır.
Rasûlullah (ﷺ)'ın evlendiği ilk kadın, Huveylid'in kızı Hatice'dir (radıyellâhü anhâ). Hazreti Hatice (radıyellâhü anhâ) ilk olarak Atik b. Aziz'le evlendi, ondan bir kızı oldu.
Onun ölümünden sonra, Temimoğullarından Ebû Hale ile evlendi. Ondan da bir oğlu ve bir kızı oldu. Onun da ölümünde sonra, Rasûlullah (ﷺ ) ile evlendi (İbn İshak, a.g.e., 229).
Hazreti Hatice'nin (radıyellâhü anhâ) Rasûlullah (ﷺ )'den Fâtıma, Ümmü Gülsüm, Zeyneb ve Rûkiyye (RADIYALLÂHÜ ANHÜNNE) adında dört kızı, Kâsım ve Abdullah adında da iki oğlu dünyaya geldi. Kelbî'nin rivâyet ettiğine göre, önce Zeynep, sonra Kâsım, sonra Ümmü Gülsüm, daha sonra Fâtıma, ondan sonra Rûkiyye ve en sonunda Abdullah dünyaya geldi.
Ali b. Aziz el-Cürcânî de, Kâsım'ın Zeynep'ten daha önce doğduğunu nakletmiştir (İbn el-Esir, Usdü'l-Gâbe, I, 434).Hazreti Hatice(radıyellâhü anhâ), Rasûlullah (ﷺ )'e, Peygamberliğinden evvel son derece saygı gösterip onu mutlu ettiği gibi, Peygamberliği döneminde de, ona ilk inanan, onunla beraber namaz kılıp ona ilk cemaat olan kişi vasfını kazandı.
Daima Hazreti Muhammed (ﷺ)'e destek oldu, ona moral verdi, son derece güzel davranış ve sözleri ile, onun başarılarına katkıda bulunmaya çalıştı.
Hazreti Hatice (radıyellâhü anhâ), Rasûlullah (ﷺ )'e (ALLAH TEÂLÂNIN kendisini Peygamberlikle şereflendirdiği zaman) teskin etmek için; "ey amca oğlu, beni melek geldiği zaman haberdar edebilir misin?" diye sordu. Resûlullah (ﷺ ); "evet" cevabını verdi.
Bir gün Hazreti Hatice'nin (radıyellâhü anhâ) yanında iken, ona Cibril (aleyhisselam) geldi ve; "Ey Hatice! İşte bu Cibril'dir (aleyhisselam), bana geldi" dedi.
Hazreti Hatice (radıyellâhü anhâ) "Şu anda onu görüyor musun?" diye sordu. "Evet" karşılığını verdi. Hazreti Hatice (radıyellâhü anhâ) bu kez sağ tarafına oturmasını söyledi.
Rasûlullah (ﷺ ) Hazreti Hatice'nin (radıyellâhü anhâ) sağ tarafına oturdu. Hazreti Hatice (radıyellâhü anhâ); "Şimdi görüyor musun" sorusunu tekrarladı. Rasûlullah (ﷺ) yine olumlu cevap verince,
Hazreti Hatice (radıyellâhü anhâ) örtüsünü çıkarıp attı. O sırada Rasûlullah (ﷺ )in hâlâ kucağında oturuyordu. "Onu, şimdi görüyor musun?" diye tekrar sordu. Rasûlullah (ﷺ ) bu kez "hayır" cevabını verince, Hz. Hatice; "Bu şeytan değil; bu kesinlikle melek, ey amca oğlu! Sebat et, seni müjdelerim" dedi (İbn İshâk, a.g.e., 114).
Hazreti Hatice(radıyellâhü anhâ), Allah'ın selâmına ve Rasûlullah (ﷺ )'in övgüsüne nâil olacak derecede faziletli ve şerefli bir kadındı.
O, imanda, sabırda, iffette, güzel ahlâkta, kısacası her yönü ile örnek olan bir anneydi. Rasûlullah (ﷺ ); "hristiyan kadınlarının en hayırlısı İmrân'ın kızı Meryem, müslüman kadınlarının en hayırlısı ise, Hüveylid'in kızı Hatice'dir" buyurdu. Bu konudaki diğer bir hadisinin meali şöyledir: " Dünya ve âhirette değerli dört kadın vardır. İmran'ın kızı Meryem; Firavun'un karısı Asiye, Hüveylid'in kızı Hatice ve Muhammed (ﷺ)'in kızı Fâtıma" (İbn İshak, a.g.e. s. 228).
Bir gün Cebrâil (aleyhisselam) Rasûlullah (ﷺ )'e gelerek şöyle buyurdu: "Hatice'ye Allah'ın selâmlarını söyle." Rasûlullah (ﷺ ): "Ya Hatice, bu Cebrâil'dir, sana Allah'tan selam getirdi" deyince, Hazreti Hatice (radıyellâhü anhâ), Allah'ın selamını büyük bir memnuniyetle kabul etti ve Cebrâil'e de iadei selâmda bulundu (İbn Hişâm, es-Sîre,, I, 257).
ALLAH TEÂLÂNIN rızasını, yuvasının mutluluğunu, dünya ve âhiretin huzur ve saadetini düşünen bütün anneler için en güzel örneği teşkil eden Hazreti Hatice (radıyellâhü anhâ ), nübüvvetin onuncu yılında, Ramazan ayında vefât etti ve Mekke'deki Hacun kabristanına defnedildi.
(Hatice isminin anlamı :
Erken doğan kız çocuğu.Kübra isminin anlamı :
1. Büyük olan (Ekber’in müennesi)
2.En büyük.)ALLAH TEÂLÂ ondan razı olsun. Ruhu şâd, kabri cennet olsun.
Rabbimiz bizleri şefaatlerine nâil eylesin.
ÂMÎN.HAYRINI GÖRÜN İNŞÂEالله
ÂMÎN.HAYRLA KALIN.
RABBİME EMANET OLUN.
SELÂM VE DUA İLE.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✔️Hanım Sahabeler (Asr-ı saddet'te ki Yıldızlar⭐)
SpiritualPEYGAMBER EFENDİMİZ'İN (SALLALLAHU ALEYHİ VESELEM) yaşadığı döneme ASR-I SAADET denir. İnsanlık tarihinin en saadetli zamanları o dönemde yaşanmıştır. Bu sebeple bütün MÜSLÜMANLAR hangi zamanda yaşarlarsa yaşasınlar o kutlu Asra özenir , o kutlu asr...