Seffâne binti Hâtim (radıyellâhü anhâ) cömertliği ile meşhur bir âilenin ferdi. Akıllı, zeki bir hanımefendi. Babasının cömertliği darb-ı mesel haline gelmiş olan Hâtim-i Tâî’nin kızı. Güzel konuşan, kendini ifadede acze düşmeyen, cesâret sâhibi bir hanım…
Esir düştükten sonra İslâm’la buluşan ve kardeşi Adiy İbni Hâtim’in de müslüman olmasına vesîle olan bahtiyar…Seffâne binti Hâtim (radıyellâhü anhâ) Yemen taraflarında yaşayan Tayy kabilesine mensuptur. Babası cömertliğiyle meşhur Hâtim-i Tâyî’dir. Akıllı bir kadın olan Seffâne binti Hâtim’in İslâm’la buluşması şöyle olmuştur:
Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) Efendimiz, hicretin dokuzuncu yılında Tayy kabilesi üzerine Hazreti Ali (radıyellâhü anh) komutasında bir birlik gönderdi. Tayy kabilesinin meşhur putu Füls’ü yıkıp ortadan kaldırmasını istedi.“LÂ İLÂHE İLLALLAH” DEYİN CANINIZI VE MALINIZI KURTARIN
Hazreti Ali (radıyellâhü anh)’ın Tayy kabilesi topraklarına baskın düzenleyeceğini haber alan Adiy İbni Hâtim, aile efradını alarak Şam taraflarına kaçtı. Kızkardeşi Seffâne ise kabilesi içinde kaldı.
Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) Efendimizin atlıları bu kabilenin topraklarına girince Hazreti Ali (radıyellâhü anh) komutasındaki süvariler Tayy kabilesine bir gece baskını düzenledi.
Hazreti Ali (radıyellâhü anh) halka; “LÂ İLÂHE İLLALLAH ” deyin canınızı ve malınızı kurtarın diye ilân ettirdi. Müslüman olanlara dokunulmadı. Kabilenin diğer fertleri toptan esir alındılar. Süvâri birliği bir çok esir alarak, ganîmet ve mallar elde ederek döndüler.
Medine-i Münevvere’ye getirilen esirler Mescid-i Nebî’nin yanında bulunan esirlerin toplandığı yere kondu. İçlerinde Tayy kabilesinin reisi Adiy İbni Hâtim’in kızkardeşi Seffâne binti Hâtim de vardı.
Seffâne akıllı zekî ve özgüvene sâhib bir kadındı. İslâm’a karşı kalbinde bir sıcaklık oluşmuştu. Zira sefer halinde iken, yol boyu gelirken kendisine kötü davranılmamıştı. Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) ’in atlılarından hiç bir sert ve kaba hareket görmemişti. İnsanlara şefkat ve merhamet ile muamele ettiklerine şahit olmuştu. Müslümanların bu davranışı ona çok tesir etti. İslâm’ın şefkat ve merhameti onun gönlünde iman nurunun parlamasına vesîle oldu.
(Hoş görü , insanlara [yani Müslüman olmayanlara] şefkatle , merhametle yaklaşmak bile, onlara tebliğ edebilirsiniz BİİZNİLLAH)
O Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) ile görüşmek istedi. Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem)'in huzuruna çıkartıldı.
Bir rivayete göre de Resûl-i Ekrem (sallallahu aleyhi vesellem) Efendimiz esirlerin bulunduğu tarafa doğru gelmişti de Seffâne (radıyellâhü anhâ) hemen ayağa kalkıp müslüman olduğunu söyleyip kendisini tanıtmıştı. Şöyle ki:
“Ya Rasûlallah! Ben Hâtem-i Tâî’nin kızıyım. Şüphesiz babam kendisine sığınanları korur, ihtiyaç sahiplerine yardım eder, açları doyurur, yemek yedirir, kendisinden bir şey isteyeni reddetmezdi.” dedi. Sözüne devam ederek:
“Şimdi babam öldü. Kılavuzum, ortadan kayboldu. Bana lütufta bulun. Beni esaretten kurtarmanı senden rica ediyorum.” dedi.
İki Cihan Güneşi (sallallahu aleyhi vesellem) Efendimiz ona:
“ – Senin kılavuzun kim?” diye sordu.
O da:
“ – Adiyy İbni Hâtim” dedi.
Resûl-i Ekrem (sallallahu aleyhi vesellem) Efendimiz:
“– Şu Allah ve Resûlünden kaçan Adiyy İbni Hâtim mi?” dedi ve yürüyüp geçti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✔️Hanım Sahabeler (Asr-ı saddet'te ki Yıldızlar⭐)
SpiritualPEYGAMBER EFENDİMİZ'İN (SALLALLAHU ALEYHİ VESELEM) yaşadığı döneme ASR-I SAADET denir. İnsanlık tarihinin en saadetli zamanları o dönemde yaşanmıştır. Bu sebeple bütün MÜSLÜMANLAR hangi zamanda yaşarlarsa yaşasınlar o kutlu Asra özenir , o kutlu asr...