HAZRETİ CEMÎLE BİNTİ SABİT (RADIYELLÂHÜ ANHÂ)

84 16 6
                                    

Cemile Binti Sabit (radıyellâhü anhâ)

Medinede Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) efendimize biat eden ilk on hanım sahâbîden biri...

Ümmü Âsım Cemîle binti Sâbit el-Ensariyye (radıyellâhü anhümâ) hicretten hemen sonra Medine’de Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) efendimize biat eden ilk on hanım sahâbîden biri...
Hazreti Ömer (radıyellâhü anh) ’ın âilesi...
İlk oğlu Âsım (radıyellâhü anh) ’a nisbetle Ümmü Âsım künyesiyle meşhur olan bir hanım sahâbî.


O, Medine’lidir. Babası Sâbit İbni Ebi’l-Aklah’dır.
Annesi Şemus binti Ebû Âmir’dir. Resûl-i Ekrem (sallallahu aleyhi vesellem) efendimizin seriyye kumandanlarından ve arıların koruduğu sahâbi diye tanınan Âsım İbni Sâbit (radıyellâhü anh) ’ın ana bir kızkardeşidir.
Onun müslüman olmadan önceki adı Âsiye idi. Sevgili Peygamberimiz Medine’ye hicret edince annesi ile birlikte huzura gelerek Efendimize biat edip İslâm’la şereflendiler. Resûl-i Ekrem (ﷺ) efendimiz adını Cemîle olarak değiştirdi.

( Asiye isminin anlamı :
1. Sütun, direk, kolon.
2. Mersingiller, mersin ağacı türünden ağaçlar.
3. İsyan eden, itaatsiz, başkaldıran, serkeş, bagi.
4. Allah’ın emirlerini yerine getirmeyen, günahkar.
5. Haydut, şaki. -Bu isim Rasulullah (ﷺ) tarafından yasaklanmıştır. İçerdiği anlam İslami anlayışa terstir.

Cemile isminin anlamı :
1. Güzel kadın.
2. Gönül almak amacıyla yapılan davranış. )








Onun adının değişmesi konusunda bir başka rivayet daha vardır. Bu rivâyette anlatılanlar onun karakter ve şahsiyetinin daha bâriz bir şekilde görülmesine yardımcı olmaktadır. Şöyle ki:

O hicretin yedinci yılında Hazreti Ömer (radıyellâhü anh) ile evlenmişti. İlk çocukları Âsım dünyaya gelmişti. Mutlu bir âile yuvaları vardı. Fakat Âsiye ismi gönlünü hep tırmalıyordu. Kendisine cahiliye döneminde verilen bu adı hiç beğenmiyordu. Bir gün kocasına:

“- Ey Ebu Hafs! Adım hoşuma gitmiyor. Bana yeni bir ad bul.” dedi.

Hazreti Ömer (radıyellâhü anh) ona:

“- Senin adın Cemîle olsun.” dedi.

Âsiye hanım kızgın bir vaziyette biraz da sitemle:

“- Bir câriye isminden başka koyacak ad bulamadın mı?” dedi.


O dönemde Hazreti Ömer (radıyellâhü anh) ’ın bir câriyesi vardı. Onun adı Cemîle idi. Bu sebebten Âsiye hanım bu ismin kendisine verilmesini bir hakaret gibi saydı. Gönlünün rahat etmesi için bu hâdiseyi Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) efendimize götürdü ve:

“- Ya Rasûlallah! Adım hoşuma gitmiyor.” dedi.

Efendimiz (ﷺ) de ona:

“- Sen Cemîle’sin.” buyurdu. O da:

“- Ya Rasûlallah! Bana bir câriye ismini mi koyuyorsun? Ömer de aynı adı koydu.” dedi.

Efendimiz (ﷺ) tebessüm ederek:

“- Bilmiyor musun Allah, Ömer’in dilinin söylediğini ve kalbinden geçirdiğini kabul eder?” buyurdu.

<>Fahr-i Kâinat (ﷺ ) efendimiz’in Cemîle ismini güzel bulup tasdik ettiğini görünce bu isme razı oldu. Bundan böyle bu ad ile çağırılmayı istedi.


Cemîle binti Sâbit (radıyellâhü anhâ) ’nın Hazreti Ömer (radıyellâhü anh) ile olan evliliğinden Âsım adında bir oğlu dünyaya geldi. Bu sebeble o bundan sonra “Ümmü Âsım” künyesi ile anılmaya başladı. Sonraları Hazreti Ömer (radıyellâhü anh) kendisini boşayınca Yezid İbni Câriye ile evlendi. Bu evlilikten de Abdurrahman adında bir oğlu oldu.
Âsım ilk çocukluk yıllarını annesinin yanında geçirdi. Henüz dört-beş yaşlarında iken birgün babası Hazreti Ömer (radıyellâhü anh) Kuba’ya gitmişti. Oğlu Asım’ın çocuklarla oynadığını görünce devesine bindirip onu götürmek istedi. Kucağına aldığını gören Âsım’ın anneannesi Şemus binti Âmir buna engel olmaya çalıştı. Torununu babasına vermedi.

Hazreti Ömer (radıyellâhü anh) karşı koymadı. Fakat hakkını aramak üzere halife’ye gelip durumu arz etti. Hadiseyi iki taraftan da dinleyen Hazreti Ebu Bekir (radıyellâhü anh) Âsım’ın annesine verilmesini uygun gördü. Hazreti Ömer (radıyellâhü anh) da bu karara uymak zorunda kaldı.

Âsım (radıyellâhü anh) gençlik ve delikanlılık çağı gelince babası Hazreti Ömer (radıyellâhü anh) ’ın yanına geldi. Onun terbiyesinde ve himayesinde yetişti. Evlilik çağına gelince babası tarafından evlendirildi. Âsım’a eş seçimi konusunda Hazreti Ömer (radıyellâhü anh) ’ın titizliğini gösteren menkîbe dilden dile bugünlere kadar ulaştı. O hikâyede evlenecek gençlere ne ibretli dersler verilmektedir.

Âsım İbni Ömer (radıyellâhü anhümâ) uzun boylu, iri yapılı, son derece asîl, cömert, hiç kimseyi incitmeyen ve kimsenin aleyhinde bulunmayan bir kişilik ve karaktere sahipti. Ağabeyi Abdullah İbni Ömer (radıyellâhü anhümâ) kendisine sövüp hakaret etmeye yeltenen birine: “Ben ve kardeşim Âsım kimseye sövmeyiz.” derken onun üstün ahlâka sâhip bir genç olduğunu tasdik etmiştir.




Cemîle binti Sâbit (radıyellâhü anhâ) bir İslâm hanımefendisi olarak oğlu Âsım (radıyellâhü anh) gibi tarihte adalet ve takvasıyla meşhur Emevî halifesi Ömer İbni Abdilaziz (rahmetullahi aleyh)’in de büyük annesi olma şerefine mazhar bahtiyar bir hanımdır. Bu şerefe oğlu Âsım (radıyellâhü anh) ’ın evliliğiyle başlayan ve kız torunu ile devam eden bir nesle sahib olmasıyla ermiştir. Şöyle ki:

Hazreti Ömer (radıyellâhü anh) halifeliği döneminde gece sokaklarda dolaşır, halkın emniyet ve huzurunu kontrol ederdi. Bir hastanın feryadını duysa durup ilgilenir, derdine çare olmaya çalışırdı. Bir çocuğun ağladığını işitse, sebebini sorar ve yardımına koşardı.


Bu maksatla dolaşırken bir gece yarısı evin birinden bir ses duyar. Ana ile kız arasında geçen bir münakaşaya şâhit olur. Kızın anasına karşı dürüst ve tatlı sözlü hareketi Hazreti Ömer (radıyellâhü anh) ’ın gönlünü fetheder. Kız:

“- Anneceğim! Halife’nin süte su katmama emrini duymadın mı? Nasıl hile yapabiliriz? Kötü bir iş bu.” diye konuşur. Annesi fikrinde ısrar eder ve:

“- Kızım! Bizim burada süte su koyduğumuzu halife nereden görecek, nereden bilecek ve nasıl işitecek?” der. Kendince kızını ikna etmeye çalışır. Fakat imanı bütün kızcağız bu cevaptan asla hoşnut olmaz. Süte su katma işini asla doğru bulmaz. Böyle bir hileyi kalben hiç kabul edemez. Annesinin gönlünü kırmadan doğru bildiğinden de vaz geçmeden, dürüstlüğünü ve imânî coşkusunu gösteren bir ifade ile şöyle der:

“- Anneciğim! Bu yapılanı bu saatte halife Ömer görmüyorsa da Allah Teâlâ görüyor.” diye cevap verir.

Hazreti Ömer (radıyellâhü anh) imanı bütün bu kızcağızın cevabından pek hoşnut olur. Dürüstlüğüne hayran kalır. Ruhunda taşıdığı bu imanın bir mükâfatı olarak onu oğlu Âsım (radıyellâhü anh) ’a nikahlar.



Bu mesud evlilikten bir kız çocukları dünyaya gelir. İlerinin adalet ve takvasıyla meşhur olacak olan Emevî halifesi Ömer İbni Abdülaziz (rahmetullahi aleyh) işte süte su katmayan bu anne ve Âsım (radıyellâhü anh) gibi yiğit bir babanın neslinden gelen kız çocuğundan dünyaya gelmiştir.





Cemîle binti Sâbit (radıyellâhü anhâ) ’nın hayatı hakkında kaynaklarda fazla bilgi bulunmamaktadır. Onun ne zaman vefat ettiği de bilinmemektedir.




Allah Teâlâ ondan razı olsun. Ruhu şad kabri cennet olsun.

Rabbimiz şefaatlerine mazhar buyursun.
ÂMÎN.
















HAYRINI GÖRÜN İNŞÂEالله
ÂMÎN.

HAYRLA KALIN.

RABBİME EMANET OLUN.

SELÂM VE DUA İLE.

✔️Hanım Sahabeler (Asr-ı saddet'te ki Yıldızlar⭐)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin