Havle Binti Salebe (radıyellâhü anhâ)
Şikâyetini Allah a Duyuran ...
Havle binti Sa’lebe (radıyellâhü anhâ) dînî hayatını samimiyetle yaşayan, inancından asla tâviz vermeyen bir hanım sahâbî!..
Kocası ile arasında geçen zıhar konusunda şikâyetini Allah ve Resûlüne duyurabilen, duâsı kabul olunan mutlu bir hanım!..
İman mevzuunda gösterdiği hassasiyet ile tanınan dînî ölçülere göre yaşama gayreti içerisinde olan bir hanımefendi!..
Hakkında Allah Teâlâ’nın Mücâdele Sûresinin ilk dört âyetini nâzil buyurduğu bir bahtiyar!..O Medineli olup Hazrec kabîlesine mensuptur. Hicretten sonra Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) Efendimize bey’at etti. Babası Sa’lebe İbni Esrem’dir. Amcasının oğlu Evs İbni Sâmit el-Ensâri (radıyellâhü anh) ile evlendi. Rebî’ adında bir çocukları oldu.
( Havle isminin anlamı :
1. Etraf,
çevre,
güç,
kuvvet. )Evs İbni Sâmit (radıyellâhü anh) tanınmış sahâbî Ubâde İbni Sâmit (radıyellâhü anh) ’ın kardeşidir.
Bedir ve Uhud’dan başka birçok gazvede bulunmuştur. Havle binti Sa’lebe (radıyellâhü anhâ) dînî konularda çok hassastı. İnancını hayata geçirmek için çalışırdı. Yaşlılık yıllarında kocası ile arasında bir hâdîse geçmişti. Haklarında Allah ve Rasûlünün hüküm vermesini bekledi. Kimseye durumunu açmadı. Kocasına karşı tavır aldı. Şikâyetini ancak Allah ve Resûlüne bildirdi. Sıkıntısına çözümü ancak Allah ve Resûlünün bulmasını istedi. Sızlanışı, ısrarı onun îmânî hassasiyetine en güzel örnekti. Başından geçen olayı kendisi şöyle nakletmektedir:
Evs İbni Sâmit (radıyellâhü anh) hayli yaşlanmıştı. Ne dediğini, ne yaptığını bilemez bir hale gelmişti. Birgün canı sıkkın bir vaziyette iken, öfke ile bana:
“Sen bana anamın sırtı gibi ol!” dedi. Daha sonra evden çıkıp gitti.Bir müddet sonra pişman olarak eve döndü. Beraber olmak istedi Ben: “Hayır! Sen çok büyük lâf ettin. Sonu nereye varacak bilemiyorum.” dedim. Sonra Evs’e:
“Sen Rasûlullah’a git ve yaptığın işten sor!” dedim. O da:
“Ben bunu Rasûlullah’tan sormaya utanırım. Git bunu Allah Rasûlüne sen danış.” dedi.Bu ifadeler Araplar arasında boş olmayı gerektiren bir söz olarak kabul edilmekteydi. Cahiliye devrinin bu boşama şeklinin İslâm’da da geçerli olabileceği ihtimalini dikkate alan Havle binti Sa’lebe (radıyellâhü anhâ) haklarında Allah'u Teâlâ ve Resûlü (sallallahu aleyhi vesellem) bir hüküm verinceye kadar bir araya gelemiyeceklerini kocasına söyledi. Daha sonra Resûl-i Ekrem (sallallahu aleyhi vesellem) Efendimizin huzuruna gitti. Hâne-i saâdete vardı. Hazreti Aişe annemizin (radıyellâhü anhâ) evinde buldu. İzin alarak huzura girdi ve olup biteni açık ifadelerle şöyle anlattı:
“Yâ Rasûlallah! Bildiğiniz gibi kocam Evs çocuklarımın babası, amcamın oğlu. Aşırı yaşlılıktan dolayı biraz geçimsiz ve dengesiz bir halde çok ağır bir kelime konuştu. “Sen bana anamın sırtı gibisin.” dedi. Talaktan söz açmadı ama bu şekilde söyledi diye halini arzetti.
Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) Efendimizin yanından ayrılmadı. Devamlı duâ ve tazarrû halinde: “Yâ Rabbi! Halimi sen biliyorsun. Bize bir kurtuluş yolu lutfeyle!..” diye sızlanmaya başladı.
Hazreti Âişe (radıyellâhü anhâ) annemiz Havle (radıyellâhü anhâ) ’nın bu durumuna çok üzüldü. Onun acısını paylaşmak üzere birlikte gözyaşı döküp duâ ettiler. Hüzün her taraflarını kaplamış iken birden Resûl-i Ekrem (sallallahu aleyhi vesellem) Efendimizin halinin değiştiğine şâhit oldular. İki Cihan Güneşi (sallallahu aleyhi vesellem) Efendimiz’in yüzünde vahiy sırasında görülen alâmetler görülmeye başlandı. Hazreti Aişe (radıyellâhü anhâ) bu hâli görünce:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✔️Hanım Sahabeler (Asr-ı saddet'te ki Yıldızlar⭐)
SpiritualPEYGAMBER EFENDİMİZ'İN (SALLALLAHU ALEYHİ VESELEM) yaşadığı döneme ASR-I SAADET denir. İnsanlık tarihinin en saadetli zamanları o dönemde yaşanmıştır. Bu sebeple bütün MÜSLÜMANLAR hangi zamanda yaşarlarsa yaşasınlar o kutlu Asra özenir , o kutlu asr...