İSLAM'DA İLK HEMŞİRE HAZRETİ RUFEYDE BİNT-İ SA'D EL-ESLEMİYYE(RADIYELLÂHÜ ANHÂ)

250 12 19
                                    

İSLAM'DA İLK HEMŞİRE KİMDİR ?

Âilesi Benî Eslem'in ilk Müslüman olanlarındandır.

Rufeyde bint-i Sa'd el-Eslemiyye (radıyellâhü anhâ), İslâm'da ilk hemşire hanım sahâbîdir. Hazrec kabilesinin boylarından olan Benî Eslem'dendir.
Rufeyde (radıyellâhü anhâ) Yesrib'de doğmuş ve hicretten önce orada yaşamıştır. Âilesi Benî Eslem'in ilk Müslüman olanlarındandır.

RUFEYDE (RADIYELLÂHÜ ANHÂ)'NIN İSLAMLA TANIŞMASI:

Rufeyde (radıyellâhü anhâ) da İslâm Peygamberi Hazreti MUHAMMED (sallallahu aleyhi vesellem) gelmeden önce diğerleri gibi puta tapanlardan idi.

Onun İslâmiyet'le tanışması şu şekilde olmuştur:
Rufeyde (radıyellâhü anhâ)'nın eşi Abdullât geçimini hurma satarak sağlayan birisi idi. Hurma satmak için Mekke'ye gittiğinde Mekke halkının sokaklarda, pazarda yeni bir din ve yeni bir peygamberden bahsettiklerini gördü.

Ortaya çıkan bu yeni din Abdullât'ın çok ilgisini çekti. Geri döndüğünde bu yeni dinden eşi Rufeyde (radıyellâhü anhâ)'ya da bahsetti.

Rufeyde (radıyellâhü anhâ) kendi inançlarına ters düşen bu dini ilk önce tepkiyle karşıladı. Çünkü başta babası olmak üzere tüm âilesi putlarla çok alâkalı ve falcılıkla uğraşan kimselerdi.
Abdullât baştan beri putlara ve fala karşı inancı zayıf ve bunlara sürekli eleştiriler yönelten birisiydi. Bu yüzden İslâm'ı çok mantıklı ve kendisine yakın buldu.

Çok sevdiği eşi Rufeyde (radıyellâhü anhâ)'nın da kendisiyle aynı şeyleri paylaşmasını istedi. Zamanla Rufeyde (radıyellâhü anhâ)'nın kalbinde bir yumuşama oldu ve İslâm dini artık ona da çok mantıklı gelmeye başladı. Bunun üzerine bu yeni din hakkında daha ayrıntılı bilgi edinmek için Yesrib pazarına Mus'ab bin Umeyr (radıyellâhü anh)'ın yanına gittiler.
Abdullât Mus'ab'a: "Günaydın Mekkeli okutucu Mus'ab bin Umeyr! dedi.
Mus'ab tatlı bir gülümsemeyle: "Yesribli kardeşim, dediğin senin için de olsun... Bundan daha hayırlı ve daha bereketli bir selama ne dersin kardeşim?" dedi.
Abdullât: "Hangi selam ey Mus'ab?" diye sordu.
Mus'ab (radıyellâhü anh): "Kardeşim! Şöyle dersin: 'Es-selâmu aleyke ve rahmetullâhi ve berakâtuhû' dedi.
Abdullât: "Selam, rahmet, bereket, ne güzel selam ve ne güzel sevgi ve dostluk!" dedi.
Mus'ab (radıyellâhü anh): "Kardeşim! Bu bize sevgiyi, dostluğu ve güzel konuşmayı öğreten dinimiz İslâm'ın selamıdır." dedi ve böylelikle Rufeyde (radıyellâhü anhâ) ve Abdullât, dinimizde ilk olarak selamlaşmanın güzelliğini ve önemini öğrendiler.

Mus'ab (radıyellâhü anh), Rufeyde (radıyellâhü anhâ) ve eşi Abdullât'a İslâm dininin güzelliklerinden bahsetmeye devam etti. Rufeyde (radıyellâhü anhâ) bu konuşmaları sükut içerisinde dinledikten sonra kendi mesleği olan sağlıkla ilgili sorular sormaya başladı.

Rufeyde (radıyellâhü anhâ) Mus'ab'a (radıyellâhü anh) şu soruyu yöneltti: "İslâm'da bizim tıp ve tedaviyle uğraşmamız uygun mudur?" dedi.
Mus'ab (radıyellâhü anh) Rufeyde (radıyellâhü anhâ)'nın sorusuna karşılık şu cevabı verdi: "Bu en yüce, en soylu ve insanlara en faydalı meslek ve görevdir. İslâm bu soylu ve şerefli mesleği hurafelerden ve batıl olan şeylerden arındırmak için gelmiştir." dedi.

Rufeyde (radıyellâhü anhâ)'nın duymuş olduğu bu cevap onu çok etkiledi.

Rufeyde (radıyellâhü anhâ) ve eşi Abdullât'ın bundan sonraki soruları İslâm'a nasıl gireriz yönünde oldu ve kelime-i şehâdet getirerek Müslüman oldular.

Abdullât kalbini kelime-i şehâdetle putlardan arındırdıktan sonra 'Lât'un kulu' anlamına gelen 'Abdullât' ismi yerine 'ALLAH'ın kulu' anlamına gelen 'Abdullah' ismini aldı. Daha sonra Abdullah (radıyellâhü anh) bir müşrik tarafından şehit edilmiştir.

✔️Hanım Sahabeler (Asr-ı saddet'te ki Yıldızlar⭐)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin