Esmâ bint-i Ebî Bekir (radıyellâhü anhümâ)
(Esma isminin anlamı :
1. Adlar.
2. Kulaklar, işitme.
3. Esmaü’l-Hüsna: Allah Teâlâ'nın güzel isimleri. )Sahabi hanımlar içinde bazı parlak şahsiyetler vardır. Bunlar Asr-ı Saadet’te her türlü zorluk ve sıkıntıya göğüs gererek İslam’ı öğrenmeye çalışmışlar, onunla hayatlarını şekillendirmişlerdi. Hazreti Ebû Bekir’in kızı Esmâ (radıyellâhü anhümâ) da bu hanımlar arasında yer alıyordu. Hazreti Ebû Bekir (radıyellâhü anh) , kızlarından Hazreti Âişe (radıyellâhü anhâ) ’yi Resûlullah (ﷺ)’a eş olabilecek bir şekilde yetiştirirken,
Esmâ (radıyellâhü anhâ) ’nın da aynı iman hizmetinde yer alması için büyük gayret göstermişti.Hazreti Esmâ’nın babasından aldığı bu iman dersi ve İslam edebi, hayatı boyunca ona kılavuz olacak, seçkin bir mevkie getirecekti.
Hazreti Esmâ (radıyellâhü anhâ) ’nın ilk hizmeti hicret esnasında göründü. Peygamberimiz (ﷺ) 'le babasına elinden gelen yardımı yapmak için çırpındı.
Peygamberimiz (ﷺ) kendisine hicret izni verilince, müşriklerin gözleri önünden geçerek Hazreti Ebû Bekir (radıyellâhü anh) ’in evine gitmiş, hicret edeceğini söylemiş ve kendisinin de yanında olacağını müjdelemişti. Hazreti Esmâ (radıyellâhü anhâ) da oradaydı. Babasının hicret gibi mühim bir hadisede Peygamberimiz (ﷺ) 'le birlikte olacağını öğrenince çok sevindi.
Hemen harekete geçti. Peygamberimiz (ﷺ) 'le babasına yol azığı hazırlanmasına yardımcı oldu. Biraz sonra gerekli azık hazırlandı. Fakat azık torbasını ve su kabını bağlamak için bir ip bulunamamıştı. Hazreti Esmâ (radıyellâhü anhâ) daha fazla bekleyemedi.
Hemen belindeki çok sevdiği kuşağı çıkardı, ortadan iki parçaya ayırdı. Bir parçasıyla yemek kabının, diğeriyle de su kabının ağzını bağladı. Peygamberimiz (ﷺ), Esmâ (radıyellâhü anhâ) ’nın bu candan alaka ve samimi davranışını seyrediyordu. Çok sevinmişti. Bir müjde verdi: “Ey Esmâ, sana cennette iki kuşak verilecek.” buyurdu. Bu taltif, Esmâ (radıyellâhü anhâ) için dünyalara bedeldi. Gayretinin mükâfatını Peygamberimiz (ﷺ) 'den duymanın sürurunu yaşıyordu. Artık bundan sonra Hazreti Esmâ (radıyellâhü anhâ) , “Zâtü’n-Nitâkeyn,” yani, “İki Kuşak Sahibi” diye anılacak, meşhur olacaktı.
Biraz sonra Peygamberimiz (ﷺ) ile Hazreti Ebû Bekir (radıyellâhü anh) evden ayrılacaklardı. Ebû Bekir (radıyellâhü anh) sıkıntı zamanında gerekli olur düşüncesiyle bütün parasını yanına aldı.
Babası Ebû Kuhafe henüz Müslüman olmadığından oğlunun İslam davası uğrunda yaptığı fedakârlığı anlayamıyor, buna bir mana veremiyordu. Hazreti Ebû Bekir (radıyellâhü anh) ’in bütün servetini yanına almasını, ailesini yoksulluk içerisinde bırakmasını istemiyor, kendi kendine söyleniyordu.
Hazreti Esmâ (radıyellâhü anhâ) , dedesinin babası aleyhindeki sözlerini duyunca çok rahatsız oldu. Ona mâni olmasından korktu. Dedesini susturmak için bir şeyler yapması gerektiğini düşündü. Gitti, bir miktar ufak taş topladı. Onları babasının paraları sakladığı yere koyup üzerini bir bezle örttü, sonra da dedesinin kolundan tutup oraya getirdi. Hazreti Esmâ (radıyellâhü anhâ) onun elini taşların üzerinde dolaştırdı.
“Dedeciğim, babam bize bunları bıraktı.” dedi. Dedesinin gözleri görmüyordu.
“Eğer size bunu bırakmışsa mesele yok.” dedi. Bir daha sesini çıkarmadı.Bu iki muhacir biraz sonra Mekke’den ayrılarak Sevr Mağarası’na doğru yola koyuldular. Biraz sonra da oraya ulaştılar. Bir müddet orada kalacaklardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✔️Hanım Sahabeler (Asr-ı saddet'te ki Yıldızlar⭐)
SpiritualPEYGAMBER EFENDİMİZ'İN (SALLALLAHU ALEYHİ VESELEM) yaşadığı döneme ASR-I SAADET denir. İnsanlık tarihinin en saadetli zamanları o dönemde yaşanmıştır. Bu sebeple bütün MÜSLÜMANLAR hangi zamanda yaşarlarsa yaşasınlar o kutlu Asra özenir , o kutlu asr...