29-Kayıp

890 33 4
                                    

*Seni her şeyden çok sev...*

"Her şey güzel olacak" inanılması zor bir cümleydi ama yine de insanın içini huzurla kaplıyordu. Bir umut kırıntısına tutunmamızı sağlıyordu.

"Şimdi kalkıp Yavuz'a gidiyorsun ve özür diliyorsun" acıyla yutkundum. İçimde beni affedeceğine dair hiç umut yoktu.

"Bence bi işe yaramaz!"

"Sen yine de umudunu yitirme, tamam mı?"

"Tamam" dedim. Eylem gittikten sonra bende ne yapacağımı bilemeyerek sıcak bir duş almaya karar verdim.

YAVUZ'DAN;

Yalana inanmak mı zor? Yoksa o yalanı sevmek mi daha zor? Bilinmez. Bahar'ın söylediği sözler beynimde dolaşırken kalbime kör bıçak saplanmış gibi acı çekiyordum. Gözlerimin içine bakarak nasıl yalan söyleyebildi? Beni resmen aptal yerine koydu. Babasının 'işten çıkınca seni parka götüreceğim' dediği çocuğu gibi kandırmıştı beni. Ona karşı olan hislerimi altüst etmiş ona karşı hiçbir şey hissetmememi sağlamıştı. Emindim artık. Önceden Bahar dendiği zaman yüzümde istemsiz bir gülümseme olur içimde bir şeylerin heyecanlandığını hissederdim. Ama şuan bunların hiçbiri olmuyordu.

Sevdiğim kadın tarafından ihanete uğramıştım ben! Peki, bundan sonra kime güveneceğim ben? En sevdiğim bile bana yalan söylemişken nasıl bir başkasına inanacağım?

Zil'in çalma sesiyle ayağa kalktım. Bu saatte kim gelirdi ki? Kapı'nın dürbününden gelen kişinin Derya olduğunu gördüm. Uzun bir gece olacak gibi duruyordu.

Kapı'yı açıp direk salona geçtim. Ayak sesleri de yaklaşmıştı. Derya'nın salona girdiğini hissetmiştim ama o yöne bakmadım. Derya ceketini çıkarıp koltuğun kenarına bıraktı. Daha sonra yanı başıma oturdu. Koltuğun diğer tarafına kayarak uzaklaştım ama aramızdaki mesafeyi her seferinde kapattı.

"Derya yeter artık, dur!" en sonunda patladım.

"Yavuz  neden böyle yapıyorsun?! Bahar yanında ama bak hala mutlu değilsin, hala üzgünsün! Bahar sana iyi gelmiyor kabul et artık"

"Ne benim evliliğim ne de benim karım'la olan sorunlarım seni ilgilendirmez."

"O kadın senin karın değil!" Derya elini omzuma koydu. Ayağa kalkarak bana daha fazla yaklaşmasını engelledim. Derya da benimle birlikte ayağa kalktı.

"Git evimden." dedim sakin kalmaya çalışarak. Eğer karşımdaki bir kadın olmasa her şey daha farklı olurdu ama maalesef sinirlerime hakim olmam gerekiyordu.

"Gitmeyeceğim! Beni bu kadar kolay harcayamazsın." ağlamaya başlamıştı. Derya'nın artık ciddi problemleri olduğunu düşünmeye başlamama ramak kaldı.

"Derya yeter artık, daha fazla küçülme gözümde git artık!"

Derya bir süre yüzüme bakmayı sürdürdü. Bir kaç adım yaklaştı bana doğru. Aramızdaki mesafe neredeyse kapanmıştı.

"Bana ilk sarıldığın zamanı hatırlıyor musun?" o anı aklıma getirdim. Kötü günler geçiriyordum. Derya'yla o zamanlar yeni tanışmıştım. Bana çok destek oluyordu ilk başta bu desteğini arkadaşça algıladım ama Derya bana karşı bir şeyler hissediyormuş.

"O zamanlar Bahar'ı kaybetmenin ardından 6 ay geçmişti. Koskoca 6 ay. Sen korunmaya muhtaç masum bir çocuk gibiydin. Bana ihtiyacın vardı. Hep yanında oldum senin. Ağladığında seninle beraber ağladım. Bir gün yine acı çektiğin bir gün elimi uzatıp gözyaşlarını sildim senin. Sonra sen bana sımsıkı sarıldın. Hayatımın en güzel anıydı o an. "

Sarı Komutan #Watty2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin