39-Özel Bölüm:Part 1

547 21 2
                                    

Bölüm şarkısı: Sinan Akçıl-Mucize

*O benim mucizemdi. En güzel mucizem...*

Sabahtan beri evde kelebekler gibi uçuşuyorum. Aklım hala o gecede kalbim ise bilmem nerelerde? İçim içime sığmaz durumdaydım. Daha dün Yavuz için atan kalbim bu sefer onun için atıyordu. O derken ondan bahsediyorum işte anladınız siz.

Ela gözleri sinirlendiği zaman koyulaşıyor. Her ne kadar ürkünç olsa da bir yandan da oldukça çekici gösteriyordu onu. Yani olduğundan çekici yapıyordu.

Bir koltuktan diğerine zıplarken alarmımın çalmasıyla yüzümün düşmesi bir oldu. Saat 8.15 ti. Mesai saatim başlamıştı bile. Daha savcılığa gidip ilgilenmem gereken bir sürü dosya var. Ama olsun, ben mesleğime aşık bir kadındım. Savcı olmak hep hayalimdi zaten.

Merdivenlerden çıkarak yatak odama girdim. Dolabın kapağını açıp beyaz gömleğimi üstüme geçirdim. Altına da siyah eteğimi giydim. Mavi ceketimi alıp kombinimi tamamladım. Saçlarımı açık bırakarak omuzlarıma gelişigüzel dökülmesine izin verdim. Hafif bir göz makyajından sonra artık hazırdım.

Evden ayrılıp aracıma bindim. Aracı çalıştırırken bile aklımda gene Tunç vardı. Hiç çıkmak bilmiyordu ki!

Onunla araba maceramız düştü aklıma. Her şey çok hızlı gelişmişti. Tunç bana karşı bir şeyler hissediyordu. Yani hissetmesi lazımdı. Dün gece bana o kadar güzel sözler söylemişti ki!

Aklım hala dün gecedeydi. Öyle ki çalan korna seslerini bile zor duydu kulaklarım.

"Kendine gel, Derya!" diyerek kendime kızdım. Tamam üzerimde karşı koyulamaz bir etki yaratmıştı ama kendimi biraz ağırdan satmalıydım. Acaba şuan biz neydik? Sevgili miydik? O bu konuyu hiç açmamıştı. Çıkma teklifi etse diye düşündüm ama buda çok ergence bir davranış olur.

Çıkma teklifi edemez belki ama sevgili olma teklifi edebilir. Evet bu daha uygun oldu.

Ofisin önüne geldiğimde araçtan indim. Kapı da bana selam veren güvenliğe başımı sallayarak selam verdim. İçeri girdiğimde karşılaştığım manzara tanıdıktı. Herkes oradan oraya koşturuyor, işleri yetiştirmeye çalışıyor. Asansöre binerek üst kattaki odama çıktım.

Masama yerleştikten sonra dosyaları karıştırmaya başladım. Az sonra kapı çaldı.

"Gel!" diye komut verdim. Asistanım Gonca elinde bir buket çiçekle içeri girdi. Kaşlarım çatıldı. Kimdi bu?

"Derya Hanım, bu çiçekler size gelmiş"

"Kimden?" diye sordum.

"Üzerinde not var" dediğinde çiçeği elime aldım.

"Tamam sen çıkabilirsin" Gonca çıktığında kırmızı notu elime alıp açtım.

'Güne beni düşünerek başla istedim' altında Tunç yazıyordu. Yüzüme istemsiz bir gülümseme esir aldı.

"Hiç aklımdan çıkmıyorsun ki!" diye kendi kendime mırıldandım. Bana ilk kez jest yapmıştı. Zaten ilişkimizin daha ilk günüydü.  Tabi eğer Tunç beni sevgilisi olarak görüyorsa. Ben derin düşüncelere dalmışken çalan telefonumun sesi beni kendime getirdi.

Kayıtlı olmayan bu numara beni merak ettirmişti. Telefonu kulağıma götürdüm.

"Alo, kimsiniz?"

"Sevgilin" yüzümü gene aptal bir gülümseme sarmıştı.

"Tunç sen misin?"

"Bak nasılda biliyor sevgilisini" diyerek gür bir kahkaha patlattı. Onun gülüşüne karşılık bende güldüm.

Sarı Komutan #Watty2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin