*Tenin almış beyazlığını aydan, saçlarının rengi geceden. Bundan geceye sevdam*
Bomboş karanlık sokaklarda duyulan tek ses ayak adımmlarımın sesinin olmasının yanı sıra duyulan tek nefeste bendim. Ölüm denen şey yolun başından gelip kollarını bana doğru açsa hiç düşünmeden atlarım kollarına. Belki belli etmiyordum ama Seher Hanım benim için çok değerliydi. Beni kendi kızı gibi sever, sayardı. Hayatım ne zaman normale dönecekti? Bu sorunun cevabını gerçekten çok merak ediyordum.
Telefonum ardı ardına çalmaya başladı ama şuan başka birinin sesini kaldıracak durumda değildim. Telefon sonunda sustu tabi ardından gelen mesaj sesini saymazsak. Telefonu sessize alıp cebime attım. Evden koşarak çıktığım için şuan nereye gittiğimi hatta nerede olduğumu bilmiyordum. Bir şekilde eve gidip günün yorgunluğunu uykuyla sonlandırmak şuan istediğim tek şeydi.
Kaldırımdan inip yola adım atarken nereden geldiğini bilmediğim bir korna sesi duyuldu. Umursamadım. Adımlarımı atmaya devam ettim, yolun ortasına geldiğimde bana doğru yaklaşan beyaz bir ışık farkettim ama adımlarımı engellemedi. Bir iki adım derken araba benim önümde ani fren yaptı.
"Ha!" korna sesi meğersem benim için çalıyormuş. Gözlerim hafiften bulanıklaşmaya kulaklarım da uğuldamaya başladı. Aracın sürücüsü bana bağırıyordu ama ne dediğini kulaklarım duymuyordu. Çevre iyice kalabalıklaşmaya başladı tabi aynı oranda sesler de artmıştı. Sesler artınca kulaklarımın uğultusu katlanarak arttı. Etrafımı saran ve bana bakıp konuşan insanları yok sayıp aralarından geçip bir an önce kaçmak istediğim tek şeydi şuan.
Kalabalığı geçince olağan gücümle koştum... Koştum. En son kendimi bir otelin önünde buldum. O kadar koşmuştum ki bugün, soluk soluğa kaldım.
Otelin duvarına yaslanıp gözlerimi kapattım. Arabanın motor sesi ve sohbet eden insanların sesi birleşince ortaya ilginç bir melodi çıktı bir anda. Doğrusu bu melodi hoşuma gitmişti. Yanımda bir anda beliren siluete gözlerimi açıp baktım.
"İyi misiniz?" dedi 1.70 boylarındaki siyah saçlı kibar adam.
"İyiyim, ben sadece biraz dinlenmek istedim" dedim bir an önce gitmesini umarak ama adam aksini yapıp yanıma oturdu ve sırtını duvara yasladı. Bu yaptığına anlam veremeyen kahverengi gözlerimle gece mavisi rengindeki gözlerine baktım. Gözleri gerçekten çok güzeldi, zaten ben gece mavisini çok seven bir kadındım. Baktıkça bakasım geldi gözlerine.
Ben gözlerine kilitlenmişken adam başını bir anda bana çevirince refleks olarak başımı önüme çevirdim. Gülümsediğini hissettim.
"Neden yanımda oturuyorsun?" dedim.
"Bende senin gibi dinlenmek istemiş olamaz mıyım?" dedi alaycı bir ifadeyle.
"Gider misin yanımdan?!" sesim sert çıkmıştı. Tam da istediğim gibi. Beni umursamadı. Önüne bakmaya devam etti.
"Git yanımdan!" dedim bağırarak. Artık gerçekten sinirlenmeye başlamıştım.
"Paşa gönlüm ne zaman isterse o zaman giderim" dediğinde zaten çatık olan kaşlarım iyice çatık bir hal aldı. Gece gözlü yabancı benimle alay ediyordu.
Ayaklandığımda gece gözlü yabancı da benimle birlikte ayaklandı. Şaşkın bakışlarımı ona çevirdim.
"Derdin ne?!" diye patladım bir anda. O ses benden mi çıkmıştı, gerçekten? Birkaç adım geri gitti ben bağırınca. Onu umursamayıp önüme döndüm ve yoluma devam ettim ama kolumdan tutup beni durdurduğunda kolunu çevirdim. Ağzından acı bir çığlık kaçtı. Eski bir istihbarat ajanına hareket çekmek mi? Asla affetmem!
![](https://img.wattpad.com/cover/181078991-288-k292360.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarı Komutan #Watty2019
Romanceİster yas tut benim için. Ben çoktan ölmüş gitmişim "Hoşçakal Sarı Komutan" "Hoşçakal Doktor Hanım"