*Affet beni!*
Sıcak evinizin bir köşesinde duran tek kişilik boş koltuğunuza oturup birkaç dakika düşünür müsünüz? Bu hayatta kadın olmak neden bu kadar zor?
Her gün, her gün yüzlerce kadın öldürülüyor! Peki biz biz ne yapıyoruz?
İstisnasız akşam haberlerinde hep görürüz!
'Bir kadın daha boşandığı eşi tarafından vahşice katledildi.'
'Bir kadın daha!'
'Bir kadın daha!'
'Bir kadın daha sokak ortasında vahşice katledildi!'
Emine Bulut...
Özgecan Aslan...
Ve daha binlercesi...!Sadece kadınlar mı peki? Ya Kız çocukları?
'4 yaşındaki bir kız çocuğu amcası tarafından cinsel istismara uğrayarak katledildi!'
O haberleri dinlerken bile midemiz bulanıyor evet ama bundan daha ötesini yapmıyoruz.
Bir kadının herkesin gözü önünde, kızının gözü önünde boğazı kesilirken;
'Ölmek istemiyorum!' diye haykırırken biz sadece videoya çekiyoruz ve hatta kaçıyoruz! Yardım etmek yerine sadece kaçıyoruz.
'Anne!' diye bağırırken o kız çocuğu, biz... Biz sadece izliyoruz!
Kopuk, başı önde eğik otururken ben hala üzerimdeki şoku atamamıştım. Bu aralar fazla şok yaşadığımı fark ettim bir an.
Aman ne diyorum ben? Şuan halledilmesi gereken büyük bir sorun var ortada.
"Kopuk" dedim gayet sakin ve yatıştırıcı bir ses tonuyla. Başını kaldırıp yüzüme bakınca yeniden tedirgin olmuştum. Kopuk hayatıma yeni girmesine rağmen onu çok sevmiştim. Çünkü o çok masum korunmaya muhtaç küçük bir çocuk gibiydi.
"Canım, Nazlı senin için doğru kişi olduğunu sanmıyorum" dedim çekine çekine. Kopuğun bir anda yüzü düştü. İçim pişmanlıkla doldu ama ne yapabilirdim ki? Nazlı zaten şuan aşk acısı çekiyordu, üstüne birde ben bu durumu söyleyerek onu daha da üzemezdim.
"Neden peki, yenge?" evet şimdi ne diyecektim ki! Of ya keşke Yavuz olsaydı da bana yardım etseydi, görevleri uzadığı için bir süre sınır dışında olacaklar yani bu demek oluyor ki bu konuyu tek başıma halletmek zorundayım.
"Çünkü..." dedim lafı ağzımda geveleyerek.
"Çünkü Nazlı başkasını seviyor, başkasıyla birlikte" derin bir nefes aldım.
"Hayır sevmiyor, ayrıldılar" dediğinde ağzımdan "ha?" çıktı.
"Sen nereden biliyorsun bunu?" aklıma gelen düşünceyle sinirlendim.
"Kopuk, artık insanları takip etmekten vazgeç! İnsanların özel hayatları hakkında bilgiye onlardan habersiz sahip olamazsın" dedim çünkü gerçekten sinirlenmiştim. Üstelik benide onca zaman takip etmişti!
"Yenge bana yardım eder misin?" az önce söylediklerim bir kulağından girip diğerinden çıkmıştı anlaşılan.
Derince bir of çektim! Çünkü gerçekten bunalmış ve sıkılmıştım.
"Aç mısın?" dedim sinirli sinirli. Konuşmadan sadece sustu. Bu onun için 'evet açım!' demek anlamına geliyordu. Sofrayı hazırladıktan sonra çorbaları servis ettim. Ben aç olmadığım için sadece bir kepçe çorba koydum ama Kopuk iştahla yemeğini yiyordu. Kim bilir ne zamandan beri karnı açtı? Ona her ne kadar kızgın olsam da üzülmeden edemedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarı Komutan #Watty2019
Romanceİster yas tut benim için. Ben çoktan ölmüş gitmişim "Hoşçakal Sarı Komutan" "Hoşçakal Doktor Hanım"