54-Anne

431 19 2
                                    

*Bazen gördüğümüz rüyalar, gerçeğin habercisidir*

"Küçük kız, küçük kız" ağaçtan bir elma almak için zıplarken duyduğum sesle  çabamdan vazgeçtim.

Sesler yaklaştığında arkamı döndüm, sesin sahibine.

"Seher Soylu?" dedim şaşırmıştım ama bir yandan da nedense mutlu olmuştum.

Üzerinde beyaz bir elbise vardı, kahverengi uzun saçları düz ve omuzlarından aşağıya gelişigüzel dökülmüştü.

Kendi üzerime baktım sonra. Benimde kısa kahverengi saçlarım düz ve omuzlarımdan aşağı gelişigüzel dökülmüştü. Ayrıca uzun beyaz bir elbisem vardı.

Yavaş adımlarla üzerime doğru geldi. Etrafa göz gezdirdiğimde sanki masalllardan fırlamış da gelmiş gibiydi ağaçlar, çiçekler, gökyüzü.

"Neresi burası?" dediğimde gülümsedi ve benim koparmaya çalıştığım elmayı hiç zorlanmadan aldı.

"Al" diyerek bana uzattı kırmızı elmayı. Elmayı elime alarak büyükçe bir ısırık aldım.

"Rüya gibi, anne!" dedim boşta kalan elim hemen ağzıma gitti. Yanlışlıkla anne demiştim ona.

"Pardon, yanlışlıkla oldu." dedim utanarak ama o bunu göz ardı etti ve beyaz dişlerini göstererek genişçe gülümsedi.

"Önemli değil, kızım" dedi anne şefkati ile. Belki normal bir insan bir annenin 'kızım' deyişini pekte önemsemez ama bu kelime benim için o kadar anlamlıydı ki! Ben, kendi öz annemin bile bu kadar içten 'kızım' dediğini duymamışken şimdi onun bana böyle söylemesi beni o kadar mutlu hissettirmişti ki, tarif edilemez bir duyguydu bu.

"Rüya gibi" dedim gözlerimi gözlerinden ayırmadan.

"Unutma!" dedi ve arkasını bana dönüp uzaklaştı.

"Neyi?" diye bağırdım arkasından. Arkasını döndü yeniden ve konuştu

"Bazen gördüğümüz rüyalar, gerçeğin habercisidir"

...

"Bahar'a her şeyi anlatacağım"

Odaya girdiğim andan itibaren ikisinin de şaşkın bakışları benim üzerimdeydi. Seher Soylu da buradaydı. Bana git dediği günden beri ilk kez şuan görüyordum onu.

"Neyi anlatacaksın?" dedim çatık kaşlarımla. Ona sinirim hala geçmemişti ve geçeceğini de pek sanmıyorum şuan.

"Kızım..."

"Anne sus!" diye  lafını kestim annemin sert bir şekilde. Kızım deyişi bile o kadar yapmacıktı ki! Ona bağırmanın sebebi en çokta buydu aslında.

Bakışlarımı ondan alıp Seher Soylu'ya çevirdim.

"Evet, seni dinliyorum" dolu gözleriyle baktı gözlerimin içine. Hayır, Bahar sakın yumuşama!

"Bahar" dedi, ses tonu nasıl desem o kadar içtendi ki!

"Kızım!" dediğinde kulaklarım uğuldamaya, etraftaki renkler kararıp yok olmaya başladı bir an. Karanlıkta gördüğüm tek şey bana bakan o kadın!

Yaklaştı yaklaştı... Karanlık daha da artarken o bana yaklaştı! Tam önümde durduğunda karanlık bir anda yok oldu ve her şey net bir hal aldı.

Kollarıyla sardı bedenimi. Dondum, dona kaldım! O bana sarıldı ve ben hiçbir şey yapamadım. Kollarımı hareket ettirmek istedim ama beyin hücrelerim benimle inatlaşırcasına bir türlü kollarıma hareket etmesi için komut göndermedi.

Sarı Komutan #Watty2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin