23-BABAM!

918 33 7
                                    

Bölüm Şarkısı: Emrah Erdoğan-Baba

*Oğlum, Yavuz'a*

"Sonsuz acının başlangıcı... Baharı kaybettiğim yer!"

"Komutanım, Bahar yenge yaşıyor ama" bir an 'oha ciddi misin?!' demek istedim ama şuan şaka yapacak durumda değildim.

"Vallaha çok zekisin Keşanlı" dedi Ateş kınayan bir sesle.

"Ne var oğlum, ya?"

"Beyler, yeter susun!" Erdem yarbay tartışmaya son noktayı koydu. Ellerimi çenemde gezdirerek düşündüm.

"Yavuz, biraz daha anlatır mısın?"

"Komutanım, hatırlarsanız Bahar, Derman tarafından vurulmuştu. " olay zihnimde yeniden canlanmaya başlamıştı.

"Medusa planı'nı devreye sokmak için bomba yüklü tekneyle İstanbula doğru geliyorlardı. Hatta biz gemi'yi vurmayalım diye de Nazlı, Su, Güler Abla ve Bahar'ı kaçırmışlardı. Uzun bir süre müdahale edemedik. Daha sonra köşeye sıkıştılar. Biz tekne'yi bastığımızda kadınların hepsini kurtardık. Ama Bahar yoktu. Derman, Bahar'ı kaçırmıştı. Denizden çıkıp ormanlık alana girdiler. Ben de peşlerindeydim. İşte ormanın içinde bir kulübe'ye saklanmışlar. Derman, 'Bahar'ı bırakacağını ama ona ateş etmeyeceğimi' söyledi. Bahar bana doğru geldi geldi geldi! Tam elini tutacakken Derman denen it onu vurmuştu. Gerisini zaten biliyorsunuz" o anı her hatırladığımda canım çok acıyordu.

"O zaman ne yapıyoruz komutanım?" Çaylağa doğru dönüp cevap verdim.

"Yapılacak tek şey bir an önce Dragan'ın bahsettiği yere gitmek! Tabi tek başıma"

"Ne demek tek başına?" dedi Erdem Yarbay.

"Komutanım, Dragan beni çağırmış, babamı kurtarmam lazım"

"Yavuz bu çok tehlikeli! Risk alamayız"

"Babamın hayatı için risk almaya değer, komutanım" dedim kesin bir şekilde. Erdem Yarbay sabır dilercesine iç çekti.

"Yavuz odama gel!" dedi ve ani hareketle kalkıp harekat merkezini terk etti. Bende ayağa kalkarak meraklı bakışları arkamda bıraktım ve harekat merkezinden çıkıp Erdem Yarbay'ın odasına doğru yürüdüm.

Yürüdükçe artan sert adımlar bütün sinirimi vurguluyordu. Kapıyı vurup içeri girdim. Selam verdikten sonra masanın yan tarafında durdum. Erdem Yarbay oturmamı işaret ettiğinde masanın önündeki sandalyeye oturdum.

"Sen deli misin, oğlum? Tek başına gitmene müsaade edeceğimi mi düşündün gerçekten?!"

"Komutanım beklediğimiz her saniye babamın hayatını tehlikeye atıyoruz! Bırakın gideyim. Ben şehit olmaya razıyım. Yeter ki babamı kurtarayım."

"Şehit olmaktan bahsetme sakın." içten içe gülümsedim ama bunu belli etmedim. Erdem Yarbay böyleydi işte. Sert görünümünün altında yatan yumuşacık bir kalbi vardı. Biraz daha sakin ve yalvarır şekilde konuştum

"Komutanım bana engel olmayın, lütfen" tabii ki işe yaramadı. Erdem Yarbay inadını sürdürdü.

"Hayır! Görev emri geldiğinde tim ile beraber çıkarsın. Konuşma bitmiştir, çıkabilirsin" ayağa kalkarak selam verdim. Odadan çıkıp kapıyı kapattım.

Duvara yaslanarak sinirle soludum. Yumruk yaptığım elimi duvara geçirerek sessiz bir çığlık attım.

Ölemezsin baba! Beni bırakamazsın! Her ne olursa olsun seni bulacağım. O itin eline bırakmayacağım seni!

Sarı Komutan #Watty2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin