64-Kelebek

410 12 0
                                    

Bölüm Şarkısı: Hakan Tunçbilek:Gözyaşın içine aksa

*Bir tırtıl düştü karnıma, kelebek olup kanatlanmak için.*

Uyku mağmurluğuyla aralanan gözlerim salonda gezindi. Hamilelik yüzünden sürekli uykum olduğu için başımı koyduğum an uyumuştum. Üzerimdeki battaniyeyi geriye attım. Yavuz örtmüş olmalıydı.

Sahi o neredeydi?

"Yavuz!" diye seslendim ayağa kalkarken. Ses gelmeyince Yavuz'un en son girdiği odaya doğru yürüdüm. Oda boştu.

"Neredesin, Yavuz?" geri salona döndüğümde masanın üzerinde bir not kağıdı fark ettim.

'Operasyon için gittim. Sana haber verecektim ama çok güzel uyuyordun, kıyamadım. Bir kaç gün yokum. Affet, sevgilim'

İstemsiz gülümsedim, zor geçecekti o birkaç gün benim için ama dayanacaktım.

"Duydun değil mi, kızım? Baba bir kaç gün yokmuş. Anlayacağın anne-kız baş başayız." ellerim karnıma gitti. Okşadım, sanki saçlarını okşuyormuş gibi...

"Bir gün, doğup büyüdüğünde, saçlarını aynı böyle okşayacağım. Kelebek olup uçtuğunda konduğun çiçek ben olacağım. "

"Öğh! Yine kusmam mı gerekiyor? Yapma anneciğim!" zaten sonrası banyoya koşan ben, içimde ise bu işten keyif alan minik bir beyin.

...

Arabanın radyosunu karıştırarak rastgele bir kanalda durdum. Şehir dışına gideceğim için kiralamıştım bu aracı.

'Gözyaşın içine aksa, kim bilebilir sendeki sırları?'

"Gerçekten mi?!" dedim kendi kendime. Anlaşılan suçluluk psikolojisi peşimi bırakmayacaktı.

'Bir yüzü güneşe baksa, bir yanı karanlık yılları...'

'Sakladığı geçmişi sanki yokmuş gibi, hüzünleri...'

'Hayattan adalet bulursan nihayet, yüzün güler mi?'

Kararan gözlerime birde yorgunluk eklendiğinde anladım ki bu yolculuk hiçte kolay geçmeyecekti.

Direksiyonu sağa kırarak aracı kenara çektim. Kapıyı açarak kendimi dışarıya attım.

Derinden aldığım nefesler ciğerlerimi doldurduğunda kendimi biraz daha rahatlamış hissettim.

"İyi misiniz?" yanıma yaklaşan orta boylu, sarışın kadına çevirdim bakışlarımı.

"İyiyim." arabanın kaportasına yasladığım bedenimin hemen yanına yasladı bedenini.

Boş gözlerle yüzüne baktığımda gülümsedi.

"Hanımefendi, ben birazdan yola çıkacağım. Sizin burada olma amacınızı anlamadım. " omuz silkti ve umursamaz tavırlarla konuştu.

"Boş versene beni. Bak hava ne kadar güzel, tadını çıkar." göz devirdim. Ne boş bir insandı böyle.

"Evliyim!" dedim ciddi bir ses tonuyla. Umarım bunu ciddiye alır ve hemen buradan uzaklaşır.

"O zaman neden yanında karın yok?"

"Bende şimdi tam karımın yanına gidiyordum. Kendisi hamile ve canı avakado istiyor. O yüzden sizinle uğraşacak vaktim yok." deyip sürücü kapısına doğru yürüdüm.

Kapıyı açtığımda "burada yerleşim yeri yok!" demesi ile durdum ve kapıyı hızla kapatıp yanına gittim.

"Senin işin yok mu ya?"

Sarı Komutan #Watty2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin