42-Acı İntikam

505 21 8
                                    

Bölüm Şarkısı: Pera-Sensiz Ben

*Bomboş sokaklar gibiydi yüreğim; öylesine ıssız, öylesine karanlık*

Bedenimi ve aynı oranda zihnimi ele geçiren şok dalgası bir süre sonra etkisini kaybettiğinde kendimi toplayarak konuştum.

"Seher Hanım" dedim sesimin titrek ve meraklı çıkmasına engel olamamıştım.

Cevap vermedi, onun yerine bazı sesler duydum. Kaşlarımın çatılmasına engel olamadım. Bu seste neydi böyle?

"Kızım..." annemin sesini duymanın rahatlığıyla derin bir nefes aldım.

"Anne neler oluyor, orada? O sesler ne?" annem bir süre sessiz kaldı. Ancak küçük bir ses işittim. Yutkunma sesi.

"Ben eski bir dostumla görüştüm. Önemli bir şey yok"

"Anne, yanındaki Seher Soylu mu?" belki evet derdi yada belki itiraz ederdi. Çünkü ben sadece sesini Seher Hanım'a benzetmiştim belki yanılıyor olabilme ihtimalimde vardı.

"Hayır kızım, bahsettiğin kişiyi tanımıyorum" dedi. Anneme güvenmek istiyordum ama bir yandan ya yanılmadıysam, ne işi olabilirdi ki onunla? Veya onu nereden tanıyor olabilirdi?

"Tamam, ne zaman gelirsin, evde tek başıma çok canım sıkıldı" huysuz bir kız çocuğu gibi mızmızlandım çünkü biliyordum ki annem mızmızlanmamı sevmezdi!

"Birazdan oradayım" dedikten sonra telefonu suratıma kapattı. Telefona kaşlarım çatık bir şekilde baktım. Bu neydi şimdi?

Anlaşılan yine çözülmesi gereken bir sır beni adım adım kendine doğru çekiyordu ve ben yani Bahar Karasu meraklı biri olaraktan bu sırrı çözmekten başka çarem yoktu!

Yalnızlığımla baş başa kaldığım şu sonsuz gelen süre boyunca aklıma yeni yeni düşünceler işgal ediyordu.

Mesela, Yavuz'un kardeşi kim?

Veya, Derya neden bu kadar sakin ve bir anda yardımsever olmaya karar verdi?

Aklıma gelen düşünceyle bedenim kaskatı kesildi. Tunç! O neredeydi? Uzun zamandır ne ben onu aradım ne de o beni? Hemen rehberimde adını bulup aradım.

"Alo, Tunç"

Ses yok!

"Tunç!!"

Yine ses yok. Tedirgin olmaya başlamıştım doğrusu.

"Tunç!!" bu sefer hiç olmadığı kadar yüksek sesle bağırdım.

"Efendim" fısıltı gibi çıkan bir sesle konuştu. İçim rahatlasada yine de kendini merak ettirdiği için yalandan azarladım.

"Çok merak ettim seni!"

Dediğimi hiç umursamadan başka bir şey söyledi. "Bahar" sesi yeniden fısıltı gibi çıkmıştı.

"Efendim" tedirgin olmuştum.

"İntikamını aldım" beynimden vurulmuşa döndüm, sadece iki kelimeyle!

"Ne...?" diyebildim sadece. Neyin intikamını, kimden almaktan bahsediyordu?

"Derya" dedi ve telefonu kapattı. İkinci bir şok dalgası yeniden bedenimi ele geçirdi. Öyle ki, bir süre çalan kapının sesini duymadım.

...

Derya'nın gözlerinin içine son bakışımdı. Zaten birazdan yapacağım şey yüzünden bir daha ben istesemde o benim yüzüme bakmayacaktı.

Sinan Akçıl'dan Mucize çalarken kulaklarım şarkının sözlerini pür dikkat dinliyor, gözlerim onun gözlerine bakarken ışıl ışıl parlıyor, kalbim desem zaten anlatmaya bile gerek yok! Ne hissettiğimi bilmiyorum. Bir yanım "onu seviyorsun" diye haykırırken diğer yarım ise 'o senin düşmanın! Bahar'a yaptıklarını ne çabuk unuttun! " diye gerçekleri su üstüne çıkarmaktan geri durmuyordu. Acı gerçek sürekli olarak kendini belli ediyordu.

Sarı Komutan #Watty2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin