Özel Bölüm-Nefes Karasu

832 16 7
                                    

*Ben bir değil, iki şehit kızıyım!*

25 YIL SONRA

"Şimdi huzurlarınızda, Nefes Karasu!" işte yıllardır hayalini kurduğum o an sonunda geldi.

"Yapabilirsin, sana inanıyorum." ihtiyacım olan sözleri duyduğumda rahatladığımı hissettim.

Bana hayranlıkla bakan kahverengi irislere baktım.

"Teşekkür ederim, Aybars" dedim ve elimi ondan ayırarak alkışlar eşliğinde sahneye doğru adım attım.

Her bir adımımda aklımda sadece iki kişi vardı.

Annem, Bahar Karasu!

Onun kızıydım ben, onun gibi korkusuz ve dimdik!

Babam, Yavuz Karasu!

Onun kızıydım ben, onun gibi asil ve güçlü!

Bu hayalimi gerçekleştirmemin en büyük desteği Amcam Tunç Taşkanak'dı. Bana hep derdi ki 'annen bazen bahsederdi zamanında, bu aslında annenin hayali. Ama annenin hayalini sen gerçekleştireceksin' işte o günden beri annemin hayali benimde hayalim oldu ve şimdi ise bu hayalimi gerçekleştirdim.

Sahneye çıktığımda herkesin gözü benim üzerimdeydi. Doğrusu heyecanlanmıştım, ama alışmam gerekiyordu sonuçta daha çok dernek kutlamaları olacaktı ve ben derneğin başkanı olarak bu tarz konuşmaları sık sık yapacaktım.

"Öncelikle katılımlarınız için hepinize tek tek teşekkür ederim." salonda alkışlar koptuğunda sustum ve Aybars'ın kahverengi gözlerine sabitledim gözlerimi.

Aybars, babamın annemi sevdiği kadar seviyordu beni. Bense onu, annemin babamı sevdiği kadar sevdim.

O benim, çocukluk aşkımdı. Yani anlayacağınız o benim, ilk ve son aşkım!

Herkes susup bana baktığında derin bir nefes vererek konuştum.

"Bu derneği açma nedenimden bahsetmek istiyorum size. " annemin yüzü geldi aklıma, fotoğraflardan tanıdığım yüzü!

"... Bu derneği açmak benim hiç aklıma gelmezdi aslında. Bu dernek annem, Bahar Karasu'nun hayaliydi!" Gözlerim dolmaya, ellerim ise titremeye başlamıştı.

"... Bahar Karasu kim miydi? Haklısınız, çoğunuz tanımaz onu ama o benim en büyük kahramanımdı! Beni dünyaya getirmek için kendi hayatından vazgeçti!" tuttuğum gözyaşları artık akmaya başlamıştı ve ben buna engel olamıyordum.

"... 6 aylıktım ben daha anne karnında. 1 Kasım günüydü, o gün babam Yavuz Karasu suikast sırasında şehit oldu! " sadece ben değil, salondaki neredeyse herkesin, hatta bu derneği açma nedenim olan yıllarca şiddet görmüş kadınlar da benimle birlikte ağlıyordu.

"... O gün babamın cenazesinde annem çok acı çekmiş, çünkü onlar birbirlerini çok sevmişler! Her ne yaşarlarsa yaşasın birbirlerinden vazgeçmemişler!" hıçkırıklarım boğazıma düğüm olurken konuşamıyordum. Bir süre sessiz kaldım, nefes alıp vererek sakinleştirmeye çalıştım kendimi.

"... İşte o cenaze günü, doğmuşum ben! Ben doğduğum günden beri bir kez bile doğum günü kutlamadım. Çünkü ben o gün hem annemi, hem de babamı kaybettim. Amcam Tunç ve Yengem Derya, beni her doğum günümde anne ve babamın mezarını ziyarete götürdüler. Ben onların kokusunu bilmem, topraklarını koklayarak gidermeye çalışırım içimdeki eksikliği."

Gözlerim Aybars'a takıldı. Buradan bir an önce gitmem gerektiğini söylemeye çalıştım ama o bana destek verircesine bir bakış attığında gülümsedim. Eğer biraz daha ona bakmayı sürdürürsem hiç konuşamayacaktım.

Sarı Komutan #Watty2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin