*Neredeydin bugüne dek beni bulmadın? Oysa ben seni hep aradım...*
Yazarın anlatımıyla;
Yaralı prens, zoraki bir şekilde ayağa kalktı ve atına bindi. Yarası çok kanıyordu, canı... Canı ise çok acıyordu!
"Hadi oğlum, dayan! Dayan!" dedi kendi kendine. Atı hareketlendi ve son hız koştu da koştu. Prens, kendi ülkesinde ata binmesiyle tanınırdı. Ülkede kimse onun kadar güzel binemezdi ata. Ama şuan şuan farklıydı. Şuan başı dönüyordu ve gözleri kararmaya başlamıştı.
"Dayan! Dayan!" dedi kendi kendine haykırıyordu
"Daaayaaannn!" daha fazla dayanamadı ve yere yığıldı. Zaten düştüğü anda gözleri karardı.
Bilmem ne zamandır prens yerde baygın bir şekilde öylece kalakaldı ki yanına güzel bir kadın gelene kadar!
"Dadı, şimdi ne yapacağız?" diye sordu güzel prenses.
"Şu yoldan gitmemiz gerekiyor, prensesim." dedi dadısı. Gittikleri yol ise prensin baygın yattığı yoldu.
Prenses ve dadısı yürüdü, yürüdü ve yerde yatan prensi gördüler
"Dadı, burada biri var!" dedi prenses. Dadısı telaşla prensin yanına gittiğinde prenses ilk başta tereddüt etti ama daha sonra o da dadısını takip ederek prensin yanına çöktü.
"Yarası var. " dedi prenses bir yandan prensi incelerken. Gerçekten hayatında gördüğü en yakışıklı adamdı. Kaş yapısı, uzun kirpikleri o kadar mükemmeldi ki!
"Ne yapmalıyız?" dedi prenses.
"Yarası normal bir hançer yarası değil." prenses anlamamış gibi dadısının yüzüne baktı.
"Kurtulması için aşık olduğu kadın tarafından öpülmesi gerekiyor."
"Ama ya sevdiği bir kadın yoksa?" dedi prenses.
"O zaman aşk öpücüğünü tatması gerekiyor. Ve şuan prensesim bunu yapması gereken kişi sizsiniz." dediğinde prenses şaşırmıştı
"Peki ben öpünce ne olacak?" dadısı gülümsedi ve konuştu.
"İşte o zaman sonsuz aşkın başlangıcı olacak!" prensesin kalbi hızlanmıştı birden.
Prenses başını eğdi ve prensin güzel kırmızı dudaklarına bastırdı dudaklarını. Derinden öpüyordu prensini.
O an birden yarası kapandı! Dadı şaşkınlıkla baktı yaraya
"Yarası kayboldu!" dedi ama prenses durmadı. Aşık olmuştu prense. Daha çok öptü onu. Sonra... Prens gözlerini araladığında prenses dudaklarını çekti ve gözlerinin mavisine baktı.
Prens karşısında gördüğü bir çift kahverengi göze aşık oldu o an. Bu kadın çok ama çok güzeldi! İnanılmaz derecede güzel.
"Beni iyileştirdin, teşekkür ederim." dedi ve ayağa kalktı. Prenses de ayaklanınca dadı onları yalnız bırakmaya karar verdi.
"Prensesim ben, ilerideki gölden su içmeye gidiyorum. İstediğiniz zaman çağırabilirsiniz." prenses gözlerini prensin gözlerinden alamıyordu. Başını sallayarak dadısını onayladı.
Dadı gittiğinde prens konuştu.
"Kimsin sen?" dedi hayranlıkla bakarken.
"Ben uzak diyarların prensesiyim" dedi prenses
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarı Komutan #Watty2019
Romanceİster yas tut benim için. Ben çoktan ölmüş gitmişim "Hoşçakal Sarı Komutan" "Hoşçakal Doktor Hanım"