49-Karanlık

451 15 11
                                    

*Günün sonunda döner aydınlıklar, karanlığa*

Bu... Bu oydu! Gece gözlü yabancı

Bedenimi esir alan şok  duygusunu üzerimden atıp bana gülerek bakan adama sonunda konuştum.

"Sen ne arıyorsun, burada?" dedim hala şok içindeydim. İmkansızdı bu! Evimi nerden bulmuştu?

"Sana da merhaba, hırçın bayan. Ah pardon bayan deyince kızıyordun değil mi? Hırçın kadın!"  dedi yalandan bir kınamayla.

Annem az sonra yanımıza geldi.

"Aaa Göktuğ, oğlum hoş geldin" dedi sevecen tavırlarıyla. Yuh artık anne bana bile böyle davranmıyorsun!

"Hoş buldum, Meltem Teyze" deyip anneme sarıldı.

"Bahar, misafirimizi neden içeri almıyorsun?" sinirli bakışlarımı anneme gönderdim. Göktuğ kesin onun burada olmasından rahatsız olduğumu anlamıştı ama annem yine de gergin ortamı toplamaya çalıştı.

"Göktuğ, canım hadi içeri gel" Göktuğ bana yandan küçümser bir bakış atıp annemle beraber salona geçtiler. Ofluya puflaya kapıyı ardımdan kapatıp salona geçtim. Annem ne ara yaptı bilmiyorum ama sofrayı hazırlamış hatta Göktuğ'la oturmuşlardı bile çoktan.

Annem baş köşeye, Göktuğ ise onun çaprazına oturmuştu. Bende Göktuğ'nun karşısındaki yerimi aldım.

Çapkın gülüşüyle beni izlediğini fark ettiğimde başımı 'ne bakıyorsun?!' der gibi salladım.

Bakışlarını benden çekip efendi çocuk gülümsemesini anneme gönderdi. Yapmacık şey!

"Ee Göktuğ, nasıl geçti Amerika turu?" ne yani bu çocuk Amerikadan mı gelmişti şimdi?

"İyi geçti Meltem Teyze. Çok güzel yerler gördüm. Özellikle de Özgürlük heykeline ba-yıl-dım" dedi son kelimeyi heceleyerek söylemişti.

Annem bir an bana baktı, sonra bakışlarını tekrar Göktuğ'a çevirip konuştu.

"Bir dahaki sefere Bahar'la gidersiniz" dediğinde gözlerimi büyüterek anneme baktım. Göktuğ tam ağzını açmış bir şey diyecekken lafını kestim.

"Evet, Yavuz da bizimle gelebilir" annem kaşlarını çatarak bana sinirli sinirli baktığında ukala bir şekilde tek kaşımı kaldırdım.

"Yavuz kim?" diye sordu Göktuğ. Annem benim yerime cevap verecekken ben yine ondan önce davrandım.

"Kocam!" dedim gülerek. Hem annem hemde Göktuğ şok içinde bana bakıyorlardı. Annem sürahiden bir bardak su doldurup içti. Ne kadar gergin olduğu belli oluyordu.

"Evli olduğunu bilmiyordum" dedi Göktuğ durgun bir sesle. Ardından anneme baktı.

"Meltem Teyze, bana bundan bahsetmemiştin" sesi bu sefer kırılgan çıkmıştı.

"Bahar o adamla mutlu değil. Yakında boşanacak" annem ne ara bu kadar yalancı bir kadın oldu anlamadım. Ama şuan atıp tutuyordu. Allah ne verdiyse sallıyordu.

"Biz!" diye sesimi yükselterek başladım cümleye. "Biz, Yavuzla çok mutluyuz. Boşanmayı da düşünmüyoruz" dedim doğru olan gerçeği vurgularcasına.

"Anladım" dedi sadece.

...

Günün sonunda döner aydınlıklar, karanlığa.

Ne çok şey yaşamışız birlikte. Güldüğümüz anlarda oldu, ağladığımız anlarda. Sevdiklerimizi birlikte kaybettik, gidenlerin ardından birlikte yas tuttuk ama en sonunda gerçek bir aile olmayı başardık.

Sarı Komutan #Watty2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin