Olay Yeri

223 15 15
                                    

      Her geçen gün daha da iyileşiyorum ağrılarım azalıyor... Bugün kaza yerine gideceğim ailemle.
      Benim bu semtte ne işim var diye iç geçirmekten alamıyorum kendimi kaza yerine giderken daha önce gelmediğim bir yer burası. Taştan gecekondu evlere dolu. Mahalle kültürü hakim bir yer. Ve işte kaza yaptığım yerdeyim. Direksiyon hakimiyetini kaybedip duran bir araca çarpmışım o aracında sürükleyerek ağaca toslamışım kamera görüntülerine ve görgü tanıklarının ifadelerine göre.
       Sessiz fakat meraklı gözlerle bana bakan anne babama dönüyorum ve:
-"Hayatımda daha önce buraya gelmedim ve bu bir şeyler hatırlamamı zorlaştırıyor."
-"Çıktığın kafeye yakın bir yer burası muhtemelen amacın buradan başka bir yere gitmekti." diye fikir yürütüyor babam. Annem de onaylayan gözlerle etrafına bakınıyor.
-"Hadi psikoloğumu bekletmeyelim." deyip arabaya biniyorum.
    Bekleme salonunda Ahu hanımı bekliyorum. Kırmızı koltuklar, gri bir duvar, sarı aksesuarlarla dolu bir bekleme salonu. Uyumsuzluk bir uyum katmış buraya. O sırada kapı açılıyor ve psikolog hanımın sesini işitiyorum.
-"Eylülcüğüm buyur odama geçelim. Hoş geldin."
-"Hoş buldum." diyerek odaya doğru yürüyorum.
-"Kaza yerine gitmen sana bir şeyler çağrıştırdı mı?"
-"Doğrusunu söylemek gerekirse hayır. Bazen hiç hatırlamayacakmışım gibi hissediyorum. Bu arada rüyalarımı not ettim." Çantamı karıştırıp not defterimi çıkarıyorum.
"-İyi çalışılmış derse. Dinliyorum merakla."
-"O gün size kıvırcık saçlı bir kız gördüğümü söylemiştim aslında bu sefer gördüğüm rüya değil gözümün önünde serada çiçeklerimi sularken belirdi. Anı gibi hissettim. O kıvırcık saçlı kız sırtı bana doğru dönük erkeğe sarılıyordu masadan kalkıp. Yandan yüzünün hatlarını belli belirsiz gördüm kızın. Daha önce tanıdığım biri değil."
-"O halde masadaki erkeği tanıyorsun çünkü insan tanımadığı birini neden seyretsin? Başka detay varmıydı mesela oturdukları mekanı tespit edebilirsen oraya da gitmen yararlı olur. Kamera varsa kaza gününü görebilirsin."
-"Buna yoğunlaşacağım çok mantıklı söylediğiniz umarım bildiğim bir mekandır çünkü kaza yaptığım yere daha önce hiç gitmemiştim." Ahu hanım meraklı gözlerle beni dinliyor işine aşık insanları nerede görsem tanırım. Dinlenmek hoşuma gidiyor.
-"Erkek arkadaşınla nasılsınız bu süreçte sana destek olması çok önemli."
-"İyiyiz o da gündüz işte oluyor fırsat buldukça görüşüyoruz ama beni üzmemek için olsa gerek kazayla ilgili pek konuşmuyoruz."
-"O da bir seçenek tabi neyse önemli olan yanında olması."
-"Seraya gitmem gerek şimdi... Size son detayları anlatmak için uğramıştım hatırladıkça yanınıza geleceğim. Teşekkür ederim yardımlarınız için Ahu hanım."
-"Rica ederim her zaman beklerim Eylülcüğüm. Kendine iyi bak. Bir dahaki sefere çiçek isterim seradan."
-"Elbette, görüşmek üzere." deyip ayrılıyorum.
       Seraya vardığımda kapının önünde servisten çıkmış arabam duruyor. Üzerinde ise bir not:
"Arabana kavuşturayım dedim seni kazasız belasız yavru kuşum.-Emren"
    Hemen telefona sarılıp arıyorum Emreyi.
-"Yavru kuş?" diye açıyor telefonu.
-"Emre çok teşekkür ederim haberim bile yoktu işinin bittiğinden arabanın... "
-"Lafı bile olmaz onca koşuşturman da ne yapabildim sanki olsun bu kadar."
-"Akşama bir yemeğe çıkartayım seni?" diyorum hem kazadan sonra banada iyi gelir düşünceleriyle...
-"Annem hastalanmış canım yoksa aklımdaydı. Yarın yapsak yemeği olur mu?"
-"Olur annenin nesi var?"
-"Önemli bir şey değil nezle olmuş ağır geçiriyor sadece." diyor ve arkadan bir kadın sesi geliyor. Annesi değil sesin sahibi.
-"Kim var yanında?"
-"Televizyon açık canım."
-"Tamam neyse işlerim var benimde görüşürüz." diyorum ve kapatıyorum.       
    Şüphe etmem için bir sebep yok fakat için rahat değil evine gitsem güvensiz gibi görünürüm. Televizyondanmış canım sende ne irdeliyorsun diyerek iç sesimle kavga ediyorum.
      Ben zaten küçüklüğümden beri detaylara takılan bir insandım. Biraz da insanlara güven problemim var. Ama Emreden sonra değişti her şey. O benim güven yurdum. Herkes yapar ama Emre bana yanlış yapmaz. Telkinlerimden sonra kahve yapıyorum kendime... Esra giriyor içeri. Bu arada Esra benim yanımda çalışan ayrıca en yakın dostum.
  - "Kaza günüyle ilgili seninle konuşmam gereken bir şey var. Biraz kendini toparlamanı bekledim.
-"Neymiş?" diye meraklı gözlerle süzüyorum Esrayı. Elleriyle oynuyor, yere bakıyor derin bir nefes alarak:
-"Sen kaza günü Emrenin yanına gidiyordun yani ben seni aradım ve sen Emreye sürpriz yapacağını söyledin."
-"Fikrimi değiştirmiş olmalıyım çünkü o mahalle ile Emrenin ne alakası var hem Emreyi görsem mutlaka bana söylerdi."
-"Belki de fikrini değiştirdin yolda bilemiyorum ben sadece bilgin olsun istedim. Belki yardımcı olur diye..."
-"Teşekkür ederim canım arkadaşım... Bunun için mi gerildin bu kadar? Dur sanada kahve yapayım."
     Esrayı liseden beri tanıyorum. Her konuda kaygılı biridir ama iyi kızdır. Ne derdimiz olsa birbirimizin yanında biteriz benim olmayan kız kardeşim kendisi. Ailenin tek çocuğu olunca dostların kardeşin olabiliyor.
Ama bu konuda neden bu kadar kaygılı ve gergindi anlam veremedim...

EylülHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin