...

55 13 0
                                    

          Kahvaltıyı sorunsuz şekilde atlattıktan sonra evden çıkıyoruz. 

-"Ben kendim de giderdim aşkım ayıp olmasın sizinkilere..."

-"Ben de işe gideceğim hem akşam da görürüm onları."

-"Çantam evinde kaldı ya..."

-"Bende de bir kaç parça eşyan kalsın." diyerek saçımdan öpüyor. Başımı kaldırıp gözlerine bakıyorum. 

-"Kalsın o halde..." diyerek arabaya biniyorum.

     Seraya geldiğimizde yanağına öpücük kondurup:

-"Görüşürüz aşkım." diyerek arabadan iniyorum. 

-"Görüşürüz güzelim." 

          Seranın kapısından girene kadar beni bekliyor, bende şapşalca el sallıyorum... Osman Amca beni karşılıyor.

-"Esra gelmedi..." 

-"Senin haberin yok tabi... Ufak bir kaza geçirdi o izinli." 

-"Çok geçmiş olsun iyi mi peki?"

-"Çok şükür iyi." diyerek önlüğümü üzerime geçiriyorum. 

-"Ee ne yapıyoruz bugün?"  diye ekliyorum ardından...

-"Ben ürünleri sandıkladım hazır... İlaçlama işine yardım edersen iyi olur. Bir de çiçek göndereceğimiz yer vardı."

-"Tamam eldivenleri, gözlüğü alıp geliyorum... Çiçek hazırlamayla başlarım ben şimdi."

-"Tamam kızım bahçedeyim ben." 

Başımla onaylıyorum. Telefonumu elime alıp Esra'nın annesini arıyorum:

-"Eylül." diyerek açıyor telefonu...

-"Merhaba Arzu Teyze Esrayı merak ettim ben."

-"İyi kızım kendinde çok şükür." Derin bir nefes alıp:

-"Çok sevindim, dinlensin toparlansın iyice. İşe gönderme sakın onu."

-"Mızıldanmaya başlamıştı söylediğin iyi oldu."

-"Tanırım ben arkadaşımı, iyi olsun gerisini düşünmesin.  Bir ihtiyacın var mı teyzem?"

-"Yok kızım saolasın. Akşam üstü eve çıkacağız."

-"Eve uğrarım yarın. Selam söyle bizimkine... Öptüm." 

-"Bizde seni öptük, söylerim canım görüşürüz." diyerek karşılık veriyor. Telefonu kapattıktan sonra işe koyuluyorum. Bir iki saat toprakla, bitkilerle uğraşmak çok iyi geliyor. Tüm enerjimi yenilemiş halde mola veriyorum. Kendime kahve yapıyorum. Aykut'u arıyorum. Bir kaç çalmadan sonra açıyor:

-"Efendim hayatım..."

-"Nasılsın canım?" 

-"İyiyim seni özledim sadece... Sen nasılsın gül güzeli?"

-"Ben de aynı şekilde seni özledim."

-"Ben de seni arayacaktım akşam müsaitseniz seni ve aileni yemeğe bekliyor bizimkiler..."

  Kahve boğazımda kalıyor ufak bir öksürük krizine giriyorum:

-"Eylül iyi misin?"

-"İyiyim... Annemlere sorarım aşkım." 

     Ailelerin tanışması... Bu kadar gerilim bana fazla değil mi ya? Neyse ya ailesine ne desin şimdi çocuk? Ciddiyet görmek istiyor belli ki ailesi. Umarım anneme söylemezler Aykutta kaldığımı... Yok canım o kadar da değil! Gerçi o ablasından her şeyi beklerim! 

-"Haber bekliyorum senden." diyor ciddi bir ses tonuyla... Telefonu kapatıp annemi arıyorum.

-"Efendim kızım?"

-"Babama sor akşam müsait mi?"

 Heyacanlı bir ses tonuyla:

-"Olur sorarım da neden ki?"

-"Aykut'un ailesiyle tanışma yemeğine gideceğiz." 

-"Biz çağırsaydık yemeğe onları, ne lüzumu var onlara gitmeye?"

-"Öyle mi diyeyim şimdi anne?"

-"Yok denmez öyle... Neyse babanla konuşayım ararım seni." diyerek kapatıyor telefonu...

Az sonra geri dönüyor:

-"Kızım baban müsaitmiş. Yalnız bu çocukla çok acele ilerliyorsunuz benden söylemesi..."

-"Ailesi ciddiyet görmek istiyor demek ki. Aykut'un fikri değil ki... Neyse bir tanışmadan bir şey olmaz. Neyse  görüşürüz."

-"Görüşürüz bebeğim kolay gelsin."

        Aykut'a müsait olduğumuzu haber verdikten sonra gecikmeden seradan çıkıp eve gidiyorum. Annem ve anneannemin onayını alarak akşam ne giyeceğimi kararlaştırıyorum. Beyaz bir gömlek, siyah pantolonla iş görüşmesine gittiğimi andıran görüntüme bakıyorum aynada... Hafif siyah topuklu ayakkabıyla kombini tamamlıyorum. Hafif bir makyaj yaptıktan sonra babamın eve gelmesini bekliyoruz.

-"Eşyalarımı topladım yarın evime döneceğim." diyerek bana bakıyor annem.

-"Güzel." diyerek telefonla ilgileniyorum.

-"Sen gelmeyecek misin?"

   Anneannem araya girip:

-"Burası da onun evi istediği kadar kalır."  diyor.

-"Cevabı verdi tontişim." diyerek anneannemi öpüyorum.  Babamın gelmesiyle  yola çıkıyoruz. 


EylülHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin