Eve geldiğimizde:
-"Mısırı boş ver battaniyeyi alıp geliyorum. Film seç izleyelim." diyerek içeri giriyor.
-"Peki." diyerek filmleri karıştırmaya başlıyorum. En son birini açıyorum. Koltuğa oturuyorum. Yanıma gelip üzerimi battaniyeyle örtüyor. Göğsüne başımı koyup filmi izliyorum.
-"Eylül canım uyan..." gözlerimi açıyorum. Gün aydınlanmış sabah olmuş... Aykut yanımda uzanmış halde bana sesleniyor.
-"Burada mı uyumuşum?"
-"Uyuduk... Kıyamadım uyandırmaya bir de kokunla uyumak işime geldi." diye saçlarımdan koklayarak öpüyor.
Yavaşça doğruluyorum kolunu başımın altından çekiyor.
-"Uyuşmadı inşallah."
-"Kolumun en güzel uyuşukluğusun..." diyor.
-"Kahvaltı yapacak vaktin var mı?"
-"Sana her zaman vaktim var aşkım. Kafe bekleyebilir..."
-"O halde mutfak yolları beni bekler..."diye koltukta doğruluyorum.
-"Ay belim tutulmuş... "
Ardımdan o da kalkıyor:
-"Ben de bir duş alayım. Yardıma geleyim sana..."
-"Keyfine bak ben hallederim aşkım." diyerek mutfağa gidiyorum. Ufak bir keşiften sonra neyin nerede olduğunu öğreniyorum. Ve kahvaltı hazırlamaya koyuluyorum. Az sonra kapı çalıyor. Açıp açmamakta tereddüt ederek Aykuta haber vermek için odasına gidiyorum. Kapıyı açıyorum. Odada yok. Banyo kapısından:
-"Kapı çalıyor birini bekliyor muydun?" diye sesleniyorum.
-"Bir dakika bekle." diyor. Bir kaç dakika sonra kapıyı açıyor. Üstü çıplak altını havluyla sarmış bir şekilde karşımda duruyor. Kapıya doğru yönelip:
-"Kim o?"
-"Oğlum biziz." sesiyle irkilip etrafa bakıyorum.
-"Anne bir saniye açacağım." diyerek yanıma geliyor.
-"Kapıyı aç. Ben de üzerimi giyinip geliyorum." Şaşkınca suratına bakınırken dudağıma öpücük konduruyor. Sersemlemiş bir halde üstümü başımı düzeltip kapıyı açıyorum. Annesi ve ablası kapıyı benim açmam üzerine ufak bir şok geçiriyorlar.
-"Hoş geldiniz." diyorum...
-"Hoş bulduk kızım." diyerek elindeki poşetleri bana uzatıyor.
-"Merhaba Eylül seni burada görmeyi beklemiyordum." diyerek içeri geçiyor ablası. Kısa öpüşme faslımızdan sonra:
-"Şey mutfakta ocağa bakmam lazım. Siz buyurun." diyerek mutfağa gidiyorum.
-"Tabi tabi biz misafir değiliz rahat ol canım." diye iğneleyici bir ses tonuyla bağırıyor ardımdan ablası. Valla çekeceğim var bu kızdan... Mutfağın kapısından içeri bakıyorum. Aykut ıslak saçlarla annesini ve ablasını öpüyor. Çok güzel hem basıldık hem de yanlış anlaşıldık. Stresten dudaklarımı ısırıyorum.
-"Duşta mıydın annem kurut şu saçını üşütme."
-"Evet anne, yok iyi böyle. Hoş geldiniz haberim yoktu geleceğinizden."
-"Sürpriz yapmak istedik. Asıl bize sürpriz oldu Eylülle mi yaşamaya başladın ablam?"
-"Hayır ama sevgilimin evimde olması kadar doğal bir şey olamaz değil mi ablacım?" diye lafı konduruyor Aykut.
-"Babam nerede?" diyor annesine...
-"Uğrayacağı yerler varmış öğle yemeğine anca gelir o..."
-"Pekala. Ben bir Eylüle bakayım." diyerek ayağa kalkıyor. Ve mutfağın kapısında beni görüyor. Yavaşça içeri geçiyorum.
-"Ben gitsem iyi olacak." diyorum. Belimden sarılıyor ve kendine doğru çekiyor.
-"Hem basıldık hem de kaçarsan iyice yanlış anlayacaklar."
-"Anladılar anlayacaklarını... Hoş bir şey de geçmedi aramızda ama..."
-"Kimseye bir şey açıklamak zorunda değiliz. Sevgilim olarak masada yanımda olmanı istiyorum. Sonra işe bırakırım ben seni. Tamam mı?"
-"Tamam şunları taşımama yardım eder misin severler mi bilmem yaptım bir şeyler..." diyorum. Elimden öpüyor.
-"Bu ellerden çıkanlar sevilmez mi?" diyor. O sırada içeri annesi giriyor:
-"Yardım edeyim diye geldim de..."
-"Eksik bir şey yok lütfen buyurun siz hazır her şey..." diyerek mutfaktan annesinin koluna girip çıkıyorum. Ardıma bakıp Aykuta göz kırpıyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eylül
General FictionEylülü ve onun çevresinde şekillenen bir garip olaylar silsilesini beraber çözmeye ne dersiniz?