-"Eğlendin mi bakalım?" diyerek kolunu omzuma atıyor lunaparktan çıkışta.
-"Çok... Ya sen?" Kafasını bana çeviriyor bir an duraksıyor.
-"Çok..."
-"Korkularının üzerine gidebilmek işte tüm meselem bu." diye mırıldanıyorum.
-"Sen yüksekten korkmuyorsun sen düşmekten korkuyorsun Eylül."
-"Haklısın belki de..."
-"Pamuk şeker yer misin?"
-"Ciddi misin?" diyerek kafamı yana yatırıyorum.
-"Madem çocuk olacağız her şeyiyle olmalıyız değil mi ama?"
-"Ee yiyeyim bari."
Kolunu omuzumdan çekip satıcının yanına ilerliyor bir kaç adım gerisinde babasını bekleyen minik kız çocuğu gibi bekliyorum.
Pamuk şekeri alıp bana uzatıyor.
-"Teşekkürler."
-"Rica ederim." diyor.
Arabaya geçiyoruz. Keyifle pamuk şekeri yerken bizimki yine beni izliyor.
-"Ee ama sen de yesene." diyorum. Belki bakışlarını üzerimden çeker umuduyla...
-"Ben araba kullanacağım nasıl yiyeyim?" diyip yerinde doğrulup arabayı çalıştırıyor.
-"Ee ben yediririm o zaman sana." diyerek elimde kopardığım bir parçayı Aykutun ağzına tıkıştırıyorum.
-"En son çocukken yemiştim." diyor.
-"Sanırım ben de."
-"Ee bunu da listeden sildiğimize göre..." diye ekliyorum.
-"Liste çabuk bitecek anlaşılan arada yenisini ekleyelim bari."
-"Olur ekleriz."
-"Hafta sonu seni çiftliğe götürmek istiyorum. Müsait misin?"
-"Çiftlik?"
-"Ailem şu an oradalar. Havası temiz. İyi gelir diye düşündüm. Tabi karar senin."
Aileyle tanışma... Erken değil mi ya? Oldu olası germiştir bu konular beni zaten. Ne desem ki şimdi? Bir şeyler desem iyi olur bana bakıyor.
-"Ailenin haberi var mı benden?"
O kadar bekledin söylediğin şeye bak Eylül. Ergen mi bu adam. Tabi ki söylemiştir ailesine.
-"Evet var."
-"Olur gidebiliriz."
Git git! Gerim gerim bir ortam seni bekliyor. Daha geçen sözden döndün kızım sen aileyle tanışmak ne demek! Neyse canım sevgili değiliz ki sonuçta. Ama sevgili gibiyizde. Ama artık adam ne desin sana aşık oluyorum galiba dedi. Anla artık niyetini!
-" Ee sus artık!" diyorum.
Arabayı durdurup bana bakıyor.
-"Sesli mi dedim ya ben onu?"
-"İyi misin?"
-"Öndeki arabaya ee sür artık diyecektim sus nereden çıktıysa..." diyerek sırıtıyorum.
-"Tamam sorun yoksa devam ediyorum."
-"Yok sen devam et." diyerek camı açıyorum. Az oksijen al. Nefes al nefes ver.
-"Annemler çok misafirperverdir. Rahat ol."
-"Eminim öyledir. Kardeşin falan var mı bari?"
-"Bir ablam var. Bir de bizden küçük erkek kardeşimiz var."
-"Ablan evli mi?"
Çekme sorguya adamı Eylül ya. Sanane sen nüfus müdürü müsün?
-"Hayır."
-"Hımm..."
-"Ben de bekarım." diyerek imalı imalı bana bakıyor.
-"Onu biliyoruz canım."
Esradan bir yeni mesaj!
-"Süs eşyaları alındı. Her şey kontrol altında patron!"
-"Kafedekiler?"
-"Konuştum hepsiyle sürpriz olacağını da belirttim. Senin ki çilekli pasta seviyormuş."
-"Çok güzel. Ben şimdi Aykutla konuşacağım. Doğum gününde yanımda olsun ki orayı süsleyebilin. Bir kaç gün daha kafede kalacaksın kuzu."
-"Alıştım zaten ya. Neyse bak doğum gününden sonra gelirim seramı özledim arkadaş!"
-"Ay tamam az idare et. Biz de seni özledik."
Mesajlaşmam dikkatini çekmiş olacak ki arada dönüp bana baktığını hissediyorum.
-"Esradan." diyerek açıklama gereği duyuyorum.
-"Hı tamam." diyerek kafasını sallıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eylül
General FictionEylülü ve onun çevresinde şekillenen bir garip olaylar silsilesini beraber çözmeye ne dersiniz?