...

103 14 0
                                    

            Kalkıp kağıt getiriyorum.

-"Ne yapmak istiyorsak yazacaktık ya..." diyorum. 

-"Hı evet unutmuşum. Hadi ilk sen başla." 

-"Piknik yapmıyorum bayadır. Şöyle gün batımını izlesem sonrasında da fena olmaz." 

-"İlk sıraya piknik yaz o zaman. Ben de yıldızları seyretmek istiyorum. Bunları aynı gün içinde yapabiliriz."

-"Evet bir gün bunları yapsak... Imm biraz düşüneyim bakalım başka ne yapmak isterdim?" diyerek elimi yüzüme koyuyorum.

-"Seyahate çıkmak istiyorum bu yaz da tatile gidemedim yoğunluktan bunaldım." diyerek seyahat yazıyor.

-"Seyahati hep sevmişimdir. Ben de yağmurun altında ıslanıp dans etmek istiyorum. " deyince garip garip bana bakıyor.

-"Kulağa garip gelse de küçüklüğümden beri çok kontrolcü bir ailede yetiştim. Ve hiç yağmurda ıslanmadım..." diye konuya açıklık getiriyorum. Anladım anlamında başıyla onaylıyor ve dediklerimi yazıyor.

-"Bisikletle gezmek istiyorum. Bunu yapmayalı kaç yıl oldu kim bilir." diyor. 

-"Aa evet baya güzel olur yazıyorum bunu." 

-"At binmeye gidelim." diyorum.

-"Ya çok iyi olduğum bir konu değil ama... Yaz yine de." 

-"Ay ben çok iyiyim sanki Aykut. Düşe kalka öğreneceğiz işte." diyerek sırıtıyorum.

-"Aman canım bir sakatlık çıkarma. Lünaparka gidelim..."

-"Çıkmaz inşallah... Olur onu da ekledim." diyerek kağıdı elime alıp bir göz gezdiriyorum. 

-"Şimdilik bu kadar yeter hepsini yaptığımızda yenisini ekleriz olur mu?" diyorum.

-"Olur." diyerek kağıdı elimden alıyor.

-"Bu bende kalsın küçük hanım."

-"O nedenmiş?"

-"Öyle..." diyerek kağıdı katlayıp cebine koyuyor.

-"Sen hiç tohum ektin mi hayatında?" diye sorup konuyu değiştiriyorum.

-"Küçükken dedemle birlikte ekmiştik." 

-"Hadi gel dışarıya birlikte ekelim." diyorum.

-"Olur. Ne tohumu ekeceğiz?"

-"Biber." 

        Dışarı çıkıp arka bahçeye doğru gidiyoruz. 

-"Eldiven istersen masanın üzerinde var." diyorum.

-"Toprakla iç içe olmak lazım. Elimin değmesi daha iyi." 

-"Pekala." diyorum. Tohumları ektikten sonra biraz dinlenmek için koltuğa oturuyoruz.

-"Acıktım ben ya." diyorum. Gülümsüyor.

-"Buraya söylemeyelim dışarı çıkalım yemek için." diyor.

-"Olur. Hadi hemen gidelim."

-"Baya acıkmışsın belli tamam." diyerek ayaklanıyor ve seradan çıkıyoruz. Arabaya biniyoruz.

-"Ne yemek istersin?" diyor.

-"Pizza." 

-"Tamam pizzacıya gidiyoruz." 

        Şarkı açma işi yine bana düşüyor. Pizzacıya varıyoruz. Bir masaya geçiyoruz. Siparişleri verdikten sonra beklemeye koyuluyoruz. Pizzalar geldiğinde Aykut ilk dilimi benim tabağıma koyuyor.

-"Teşekkürler." diyorum.

-"Afiyet olsun."

      Pizzayı rahatça yediğimi fark eden Aykut:

-"Alıştın bakmama heralde." diyor.

-"Yemek benim hassas noktam. Açım şu an ondan takılmamaya çalışıyorum diyelim." Sırıtıyor.

-"Neye gülüyorsun?"  Bir peçete alıp bana doğru uzanıyor ve dudağımın kenarını siliyor.

-"Ketçap bulaşmış." diyor.

-"Sen de sinir bozucu şekilde baya temiz yiyorsun." diyerek dudak büküyorum. 

-"Doğal halin çok iyi yaa." diyor.

-"Ya ne demezsin aç halim desene sen şuna." Gülüyor.

         Pizzalar bitince tekrar seraya dönüyoruz. Seradaki ufak tefek işlerimi hallediyorum. Aykut da elinden geldiğince bana yardım etmeye çalışıyor. İşe dalmışken:

-"Eylül!" sesiyle irkilip arkama dönüyorum. Emre gelmiş bir Aykuta bir bana bakıyor. Aykut önüme geçiyor. 

-"Bu herifin burada ne işi var?" diyor Emre.

-"Hayda yine başladık birader sen bozuk plak gibi tekrara mı düşeceksin böyle?" diyor Aykut.

-"Asıl senin burada ne işin var Emre? " diye karşılık veriyorum. 

-"Ha işte asıl soru bu olmalı." diye onaylıyor Aykut.

-"Ulan seni var ya..." diyerek Emre Aykutun üzerine geliyor. Bir hamleyle Aykutun önüne geçiyorum. 

-"Sakın! yeri değil haddin hiç değil!" diyorum. Durup yüzüme bakıyor. Bir zamanlar sevmiş olduğum yüzü tanıdık bir yabancı sanki. Duyguları bir kenara bırakıp güçlü durmaya çalışıyorum. Sakin bir sesle:

-"Dışarı gelir misin konuşacağım sadece."  diyor. Şaşkınca suratına bakıyorum. Sanki az önce kükreyen benmişim gibi...

-"Gelmiyor seninle bir yere." diyor Aykut. Bu sefer şaşkınlığım Aykuta dönüyor.

-"Sana mı sordum bak beni zorlama!"diyor Emre. 

-"Sana sonra döneceğim az sabır." diye ekliyor.

EylülHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin