-"Şimdi seninle böyle oturup yemek yememiz garip geliyor. Uzun zamandır ev iş arasında mekik dokuyordum. Özel hayat kalmamıştı anlayacağın."
-"Bende de durum tam tersi. Şu an tam anlamıyla işe odaklanmış durumdayım. Özel hayat kalmadı." diyorum.
-"Ayrılalı çok olmamış anlaşılan..." Gözlerini gözlerimde kitliyor. Derin bir soluk alıyorum.
-"Beni gördüğün gece sözümüz vardı. Şimdilerde atılmış bir söz..."
-"Ciddi misin? Bu kadar az zaman geçmesini beklemiyordum açıkçası. Söze kadar gitmiş ilişki... Sormamda sakınca yoksa neden ayrıldınız?"
-"Aldatmış beni." diyerek yüzümü yana çeviriyorum.
-"Aptalmış." diyor. Gülümsüyorum.
-"Baya güçlüymüşsün bunu da öğrenmiş oldum. Hemcinslerinin çoğu böyle durumda aylarca kendine gelemiyor."
-"Daha kötü şeyler yaşayınca beterin beteri var mantığıyla heralde... Bir de küçüklükten böyle öğretildi bize. Dağılmak ne haddimize..."
-"Bir süre bir ilişki düşünmezsin o halde sen?"
-"Kendimi tamamen kapattım diyemem ama kolay olmayacak onu biliyorum."
-"Zorlukları aşmak benim işim." Tek kaşımı kaldırıp yüzüne bakıyorum.
-"Çok mu belli ettim?"
-"Ee biraz..." Gülümsüyorum.
-"En azından açık sözlüsün." diye ekliyorum. Oturduğu yerde kıpırdanıyor. Duruşunu düzeltip dirseğini masaya koyuyor:
-"Eylül seni tanımak isterim. Niyetim düzgün bir ilişki yaşamak. Sende beni tanımak istersen eğer..." Durup yüzüme bakıyor tepkimi ölçmek istercesine....
-"Mutlu olurum." diyerek bir yudum su içiyor.
-"Ben de seni tanımak isterim. Sonu bir ilişkiye gider mi bilmiyorum bunun sözünü de veremem zaten." diyorum. Bu sözüm üzerine gözleri parlıyor.
-"Kolay olmayacağını söyledin zaten. Olsun zaman çok... Acelemiz yok." gülümsüyor. Masadaki kadehi alıp,kaldırıyorum:
-"Hayatıma hoş geldin." diyorum. Kadehini uzatıyor.
-"Sen de benim hayatıma hoş geldin."
-"Bana içki yok mu ya?" diyor biri. Kafamı bu tanıdık sese çeviriyorum. Masamın dibinde ayakta durup bize bakan Emre! Kendisine sandalye alıp masaya oturuyor. Aykut anlamsız bakışlarla neler olduğunu anlamaya çalışıyor. Kendimi toparlayıp:
-"Emre senin burada ne işin var?
-"Bende onu sana soracaktım. Senin burada bu herifle ne işin var!?"
-"Sen kimsin?" diyor Aykut. Emre yumruğunu sıkıyor. Aykuta dönerek:
-"Sözlüsüyüm. Asıl sen kimsin?"
-"Sözlüm falan değilsin. Kendine gel. Kim olduğuda seni ilgilendirmez."
-"Sen sus! Kalk gidiyoruz." diyerek kolumdan çekiştiriyor. Bunun üzerine Aykut Emrenin kolunu tutuyor.
-"Kimse benim yanımdaki bir kadını kendi rızası dışında götüremez. Hele bu şekilde asla!" diyor. Emre kolunu Aykutun elinden kurtarıp Aykutu hafifçe itiyor:
-"Lan sen kim oluyorsun? Yürü Eylül!" diyerek kolumdan çekiyor.
-"Seninle bir yere gelmiyorum! Git buradan!" diyerek kolumu ellerinden kurtarıyorum.
-"Duydun kızı efendice git buradan. Olay çıkmasın." diyor Aykut. Sinirle Aykutun üzerine yürüyor:
-"Bu herif mi yeni sevgilin?" diyerek bana bakıyor. Ve Aykuta kafa atıyor. Mekandakiler meraklı bakışlarla bizi süzüyor. Çığlığım üzerine garsonlar ve bizi karşılayan adam geliyor. Aykutun burnu kanıyor.
-"Aykut bey iyi misiniz?" diyor adam.
-"Sorun yok. Dağılın."diyor Aykut.
-"Hesabı kafeye gönder yarın." diyor adama. Adam başıyla onaylıyor. Emrenin kolundan tutup dışarıya sürüklüyor. Bende telaşla peşlerinden gidiyorum.
Dışarıda Emreyi yakasından tutup kafa atıyor. Emre bir kaç adım geriye gidiyor.
-"Yapmayın durun!"diyorum.
-"Eylül beni arabada bekle."diyor Aykut. Bunun üzerine Emre Aykuta yumruk atıyor.
-"Sen kimsin de senin arabana binecek ulan piç!" diye bağırıyor.Emrenin kolundan tutuyorum.
-"Emre yeter!Rezil olduk yeter!"
-"Arabaya bin beni bekle Eylül!" diyor.
-"Sana olay çıkmasın dedim değil mi?"diyerek yumruk atıyor Aykut Emreye. Emreninde dudağı kanıyor. Hızlıca valeleri çağırıyorum. Biri Emreyi biri Aykutu tutuyor. Zor bela ayırıyoruz.
-"Bu iş burada bitmedi!"diye bağırıyor Emre.
-"Tamam sakinim bırakın beni." diyor Aykut valeye.
-"Bitmesin lan! Ama bu gece değil şu kızın yanında değil!" diye karşılık veriyor Aykut. Bana yaklaşıyor.
-"Arabayı getirir misin?" diyor valeye. Emre de yanıma geliyor.
-"Yürü gidiyoruz!" diyor.
-"Ya seninle bir yere gelmiyorum anlasana! Rezil ettin beni. Çık git hayatımdan artık!" diye bağırıyorum. Araba geliyor.
-"Benimle değil de bu herifle mi gideceksin?" diye bağırıyor.
-"Kıs lan o sesini.Aynen benimle gelecek." diyor Aykut.
Arabaya biniyorum. Emre bu hareketim karşısında şok olmuş şekilde kalakalıyor. Aykut da arabaya biniyor. Titreyen ellerimi tutuyor.
-"İyi misin?" diyor.
-"Gidelim ne olur sür." diyorum boğuk bir sesle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eylül
General FictionEylülü ve onun çevresinde şekillenen bir garip olaylar silsilesini beraber çözmeye ne dersiniz?