-"Esra bizi bir yanlız bırakır mısın?" diyor Emre. Esra kafasını sallayıp içeri giriyor.
-"Beni sevdiğini nereden biliyorsun?" diyorum.
-"Adamın sana nasıl baktığını görmemek için kör olmam lazımdı."diyor rahatsız bir tavırla.
-" Bu yüzden mi kavga etmiştiniz, karakoldan toplamıştım seni."
-" Yani bu da bir etken tabi. Asıl babanın olayı yüzünden atıştık."diyor.
-"Beni sevdiğini bile bile yanımda durmasına nasıl izin verdin bana niye söylemedin?"
-"Çünkü sen gözünle görmeyip kulağınla işitmediğin bir şeye inanmazsın Eylül." belimden kavrayıp kendine doğru çekiyor bir nefes uzağımda çekinerek yüzüne bakıyorum. Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyor.
-" Seni sevmesi benim için bir anlam ifade etmiyor. Çünkü sen beni seviyorsun. Ve ben sana güveniyorum. Bu yüzden çok dikkate almadım onu." diyor. Sarılıyorum.
-"Dudağının kenarı kanıyor. İçeriden pansuman malzemelerini getireyimde sonrada geç olmadan anneleri alalım. Sende ben içerideyken yüzünün bu hali için annene ne uyduracağımızı düşün."diyerek kollarından sıyrılıp içeri geçiyorum. Geri döndüğümde Emre koltuğa oturmuş bekliyor.
-"Kapı çarptı diyelim." diyor gülerek.
-"Döner kapı böyle dönüp dönüp çarptı çok inandırıcı gerçekten. Direk kavga ettim desen daha iyi." diyorum sırıtarak.
-"Eylül kafama tabak attı diyeceğim."
-"Ev bakmaya değil karakola sür o halde çünkü annen beni sağ bırakmaz." diyorum.
Nihayet pansumanı bitiriyorum. Arabaya biniyoruz hızlı sürüyor biraz geç kaldık. Önce Emrenin sonra benim annemi alıyoruz. Ev onlarında içine siniyor ve evi alıyoruz.
Annesi Emreyi süzdü fakat bir şey sormadı eminim evde başını biraz ağrıtacak. İşlerimiz bittiğinde
-"Kutlama yemeği yapalım mı" diyor Emre. Beklemediğim bu teklif karşısında karnımın acıktığını hissediyorum.
-"Olur." diyorum. Anneme dönüp bakıyorum. Başıyla onaylıyor.
Yemek için güzel bir restauranta gidiyoruz. Yemekler söyleniyor.
-"Hayırlı olsun eviniz çocuklar."diyor Semra Teyze.
-" Teşekkür ederiz. "diyorum gülümseyerek.
-"Ev benim çok hoşuma gitti. "diyor annem.
-" Ee düğün tarihiniz belli mi? "diyor Semra Teyze.
-" Hayır daha konuşmadık Eylülle."diyor Emre.
-" Önce bir söz olsun da... Yarın akşam için pek de bir hazırlık yapamadık. Malum çocuklar acele ediyor. "diyor annem.
-" Anneciğim biz bize olacağız zaten çok fazla hazırlığa ne gerek var? "diyorum. Semra Teyze oturduğu sandalyede kıpırdanıyor.
-"Biz anneler her şeyin en iyisi olsun istiyoruz Eylülcüğüm. Tabi sizide anlıyorum nesillerimiz farklı. Sizler daha acele kararlar alıyorsunuz." Lafın direk bana gelmesinden rahatsız olmuş şekilde gözlerimi kısıyorum.
-"Beklememizimi isterdiniz Semra Teyzeciğim?" diyorum. Dirseğimi masanın üzerine dayayıp ellerimi yüzüme götürüyor ve sorumun cevabını bekliyorum.
-"Yok kızım. Bize danışılmadı zaten." diyor.
-"Her şey olması gerektiği gibi acele falan ettiğimizde yok olaylar hızlı gelişti sadece öyle değil mi anne?" diyor Emre durumu toparlarcasına.
-"Öyle oğlum. Siz mutlu olun da gerisi önemli değil." diyor.
-"Önemli olan o zaten." diyor annem. Ve gözlerimin içine bakıyor ne olduğunu anlamaya çalışırcasına.
-" Sorun yok değil mi Semra Teyze? "diyorum.
-" Yok Eylül. "diyerek gülümsüyor. Her şeyi netleştirmenin huzuruyla hafiflemiş hissediyorum. Emre kulağıma eğilip:
-" Anneme dişli bir gelin çıktı. " diye fısıldıyor.
-" Sanada eğlence çıktı. "diyerek tersliyorum. Yemekten sonra Emre annemle beni eve bırakıyor.
Kapıdan girer girmez anneannemin sorgusuna çekiliyoruz.
-" Emrenin annesi ne kasıntı çıktı gördün mü Eylül? "diyor annem. Ve ekliyor:
-" Kızıma bir yüklenişi var masada anne görecektin. Yok kendisine danışılmamış yok acele olmuş falan. Neyseki kızım aslanlar gibi verdi cevabını. "diye iyice gaza getiriyor anneannemi.
-" Vay vay şuna bak sen kızımızdan iyisini mi bulacakmış? "diyor anneannem.
-" Hanımlar sakin mi olsak sorun yok. "diyorum. Annemi yanağından öpüp odama geçiyorum. Hiç dahil olmak istemediğim konular... Emreyi arıyorum ve günün değerlendirmesini yapıyoruz. Yarın akşam söz olacak diye annem akşamdan yemek hazırlıklarına başlıyor. Bende biraz yardım ediyorum. Anneme yarın eve Esranın ayarladığı organizasyon şirketinden çalışanlar geleceğini tembihleyip uyumak üzere odama çekiliyorum. Yatağa girmemle uyumam bir olmuş olacakki gözümü açtığımda saat yediye geliyor.
Ev ahalisi benden önce uyanmış. Annem mutfakta akşamki hazırlıklarla uğraşıyor. Ben hazır duran kahvaltıdan alelacele atıştırıyorum ve kapının çalmasıyla organizasyon şirketinden gelenlere akşam neyin nasıl olması gerektiğini anlatıyorum. Annemde yanımda dinliyor. Onları anneme devredip aşağıda kornaya basıp duran deli sevgilime doğru koşuyorum.
-"Mahalleyi ayağa kaldırdın."diyorum.
-" Kız almak öyle sessiz olmaz bence. "diyor.
-" Aldığın ne malum? "diyorum. Kaşlarını çatıyor.
-" Ne demek ne malum? "diyor.
-" Şaka be. "diyerek gülümsüyorum. Emre beni kuaföre bırakıyor. Esra da çok geçmeden Emrenin arkadaşı Oğuzla kuaföre geliyor. Emre ve Oğuzu araba süsleme olayları ve akşama hazırlanmaları için azat ediyoruz. İmalı bakışlarıma dayanamayan Esra:
-" Ya hoş çocuk siz burada yokken yakınlaştık biraz. Ani oldu yani söyleyemedim." diyor.
-"Bak şu işler bitsin ben senin ifadeni alacağım."diyorum. Yüzü kızarıyor:
-" Ay Eylül hemen abart. Arkadaşız sadece. "diyor.
-" Ben aksini iddia etmedim ki. "diyip muzipçe gülümsüyorum. Biz bunları konuşurken kuaför saçımla başımla meşgul. Sonunda bir model belirliyoruz ve saç yapma işlemi başlıyor. Bir yandanda tırnaklarıma oje sürülüyor. Her tarafım insan dolu nefes alamıyorum artık. Arada Esraya bakıyorum onun saçı benden önce bitiyor tabi. Telefon elinde sırıtıp duruyor. Uzun uğraşlar sonunda benimde saçım makyajım bitiyor. Emregil bizi kuaförden alıyor.
-"Sen şimdi benim sözlüm mü olacaksın?" diyor.
-"Ay evet." diyorum heyecanla.
-"Çok güzel olmuşsun." diyor.
-"Sen de bayağı yakışıklısın." diyorum kravatını düzelterek.
-"Öhöm arkadaşlar daha çok bekleyecek miyiz?" diyor arka koltuktan bizi dikizleyen Oğuz. Bunun üzerine arabaya biniyoruz.
Esrayla Oğuzu camdan dikizlemeye çalışıyorum. Bizimki maşallah gülücükler kahkahalar gidiyor. Oğuzda baya ilgili duruyor. Hazırlıklar ne aşamada diye merak ettiğim için bizim eve gidiyoruz. Her şey çok güzel olmuş. İçime sindi doğrusu. Annem kuaföre gitmek için evden çıkıyor. Biz de fotoğrafçımızıda alıp dış çekim mekanlarına gidiyoruz. Esra tüm gün elbisemi düzeltmekle Oğuz Emreye poz verdirttirmekle meşgul oluyor. Emrede bende hem heyecanlı hem gerginiz. Dış çekim bitince yemek yemeye bir mekana gidiyoruz. Üzerimde bu elbise varken hareket etmek biraz zor. Sağa sola takılıp duruyorum. Neyseki Emre elimi bir an olsun bırakmıyor.
Saatler akşama yaklaşırken Emre beni ve Esrayı bize bırakıyor. Ve annesini almak üzere eve geçiyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eylül
General FictionEylülü ve onun çevresinde şekillenen bir garip olaylar silsilesini beraber çözmeye ne dersiniz?