Yemekleri yedikten sonra apar topar kalkıyoruz. Aykut önce beni eve bırakıyor. Sonra ailesini almak üzere eve gidiyor... Elimde poşetlerle eve geldiğimi gören annem merakla bana bakıyor:
-"Alışveriş mi yaptın?"
-"Ee gördüğün üzere..."
-"Neler aldın bakalım?"
-"Yok bakmayalım yani sonra bakarız..." diyerek poşetleri aylar sonra uğradığım evimdeki odama götürüyorum.
-"Neden bakmıyoruz hediye mi aldın?" diye peşimden geliyor.
-"Hayır akşam size açıklayacağımız bir şey var sonra bakarız bunlara." diyerek geçiştiriyorum.
-"Neymiş?" diyerek tek kaşını kaldırıp bana bakıyor.
-"Eylül evine tekrardan mı dönüyorsun yoksa?" diyerek bana sarılıyor.
-"Hayır annecim." diyorum. Ellerini belimden çekerek üzgün surat ifadesiyle:
-"Özledim seni... Baban da özledi..."
-"Bende sizi özledim ama neyse akşam konuşuruz olur mu?"
-"Pekala. Hazırlıklar tamam baban da bir şeyler aldı... Son dakika söylersen anca böyle oluyor kızım." diye sitem ediyor.
-"Yeni kararlaştırdık haklısın kusura bakma." diye yanağından öpüp gönlünü alıyorum. Üzerimi hızlıca değiştirip kendime çeki düzen verdikten sonra balkonda oturmuş çayımı yudumluyorum. Heyecanımdan içim içime sığmıyor... Çok geçmeden Aykut'un arabasını görüyorum. Maaile arabadan iniyorlar. Balkondan içeriye geçiyorum. Annem ve babamla kapının önünde dizilmiş bekliyoruz. Kapı çalıyor biraz beklettikten sonra açıyorum. Ailesi önde Aykut arkada içeri buyur ediyoruz. Ailelerimiz sohbete dalmışken Aykut ayağa kalkıp yanıma geliyor elimden tutuyor. Gözlerime onay almak istercesine bakıyor. Göz kırpıyorum.
-"Bir saniye bizi dinler misiniz?" diye sesleniyor. Herkes bize bakıyor ve sessizliği sağlıyorlar.
-"Bugün alelacele hepimiz burada toplandık çünkü size açıklamak istediğimiz bir şey var." Aykut konuşmasına devam ederken ben bir bir herkesin yüzünü inceliyorum.
-"Biz Eylülle evlenmeye karar verdik."
-"Beklediğimiz bir karardı." diyor babası göğsünü gere gere.
-"Evet... Beklemek istemediğimiz için de 8 Temmuza gün aldık bugün." diye yapıştırıyor itirafı Aykut. Yavaş be adam gelişine söylenir mi kalbi olanlar vardır belki! Bunun üzerine içeride uğultulu kulak tırmalayıcı bir gürültü hakim oluyor. Herkes bir şeyler söylemeye çalışıyor. Birbirine haberdar olup olmadıkları hakkında sorular yönetiyorlar...
-"Eylül bu ne demek oluyor?" diyor annem. Duydunuz zilin sesini...
-"Oğlum aceleniz ne?" diyor Aykut'un annesi...
-"Bu kadarını bende beklemiyordum." diye kendini savunuyor babası, annesine... Selim olanları heyecanla izlemekle meşgul. Ablasından çıt çıkmıyor... Aykut elimi daha sıkı kavrayıp:
-"Aşık olduğum kadını buldum. Ve ikimizde uzatmanın gereksiz olduğunu düşündük. Umarım mutluluğumuzu paylaşırsınız."
-"Düğün davetiyesi de hazır mı?" diyor ablası. Bende senin yorum yapmanı bekliyordum. Aksi hali düşünülemezdi... Aykut ablasına dönerek:
-"Daha yok onları beraber kararlaştırırız artık abla." Annesi ayağa kalkıp yanımıza geliyor.
-"Siz nasıl isterseniz öyle olsun çok sevindim." diyerek önce Aykut'a sonra bana sarılıyor. Ardından annem:
-"Kızım eminse... Bize de yanlarında olmak düşer." diyerek babamla birlikte yanımıza gelip tebrik ediyorlar. Rahatlamış haldeyim. Büyük yük kalktı üzerimden... Babası da:
-"Gel buraya hergele." diyerek Aykutu kucaklıyor.
-"Kızım bunla ömür mü geçer?" diyerek kendi dilinde beni tebrik ediyor. Ablası bu kadar tebriğin ardından mecburen yarım ağızla:
-"Mutluluklar." diyor. Selim abisiyle benim omuzuma kolunu atmış. Yanımızda olduğunu gösteriyor. Bu fasıldan sonra herkes yerine geçiyor. Ben de Aykut'un elinden kurtulup ikramlar için mutfağa gidiyorum. İçeriden gelen seslere bakılırsa bizimkiler neyi nasıl yetiştireceğiz derdine düşmüş... Gülümseyerek çayları dolduruyorum. Aykut yanıma geliyor...
-"İyi atlattık ne dersin?"
-"Öyle sayende..." diyerek yanağından öpüyorum.
-"Çok cesurdun." diye ekliyorum.
-"Neler var bir bakayım?" diyerek ikramlara göz gezdiriyor.
-"Hey aç mısın sen?" diyorum.
-"Biraz." diyerek poğaçalardan birini aşırıyor. Göz yumduğumu görünce biraz daha bir şeyler atıştırıp içeriye gidiyor. Annem yardıma yanıma geliyor. Sözde yardıma...
-"Bugünkü alışveriş neydi söyle bakalım? Gelinlik mi yoksa?"
-"Aa yok hayır. Söz alışverişi."
-"Ha iyiymiş! Kızım sen beni çıldırtacak mısın? Bari alışverişlere dahil olsaydık."
-"Anne... Bak bunlar çok önemli şeyler değil... Bir anda gelişti. Aldık bitti işte. Siz her anımıza dahilsiniz."
-"Pekala ne ara büyüdün sen?" diyor ve gözleri yaşarıyor. Sarılıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eylül
General FictionEylülü ve onun çevresinde şekillenen bir garip olaylar silsilesini beraber çözmeye ne dersiniz?