...

75 14 4
                                    

         Ertesi gün seraya erkenden gidiyorum. Bir şeyler atıştırırken Osman Amca içeri giriyor.

-"Günaydın." diyerek arka bahçeye geçiyor.

-"Günaydın kolay gelsin." diye sesleniyorum ardından.

        Çok geçmeden Esra da geliyor.

-"Erkencisin." diye mırıldanıp önlüğü üzerine geçiştiriyor.

-"Öyle oldu."  

 -"Vallahi toprağı öpeceğim şimdi. Nasıl özlemişim burayı sen düşün gerisini."  İstemsizce gülüyorum.

-"Dün gece neydi öyle ya? Neyse ki Oğuza bir şey yapmamışlar."

-"Ya evet..."

-"Emreye üzüleceğim aklıma gelmezdi." diyerek gözlerini bana dikiyor. Tepkisizce:

-"Beter olsun." diyerek koltuğa yayılıyorum. 

-"Bunu Aykutun yanına bırakmaz ama."

-"Sen öyle san."

-"Bilmediğim bir şey mi var?"

-"Yok yani cesaret edemez artık diye düşünüyorum." diyerek geçiştirip telefonumla ilgileniyorum.

-"Göreceğiz artık. Ben toprağımla ilgilenmeye gidiyorum."

-"Kolay gelsin ustam." diyerek gülüyorum.

    Aykut:"Günaydın." mesajı atmış.

-"Günaydın." diye yanıtlıyorum.

A: -"Sana alışmışım, özledim."

-":)"

A:"Anlaşıldı kafan karışık." 

-"Evet..."

A:"Bugün iş çıkışında seni derneğe götürmemi ister misin? Kendi gözlerinle gör." 

-"Olur."

A:"Akşam görüşürüz güzellik."

-"Görüşürüz." 

                  Görsem ne değişecek bilmiyorum. Silahlar, kavgalar bana çok uzaktı. Şimdi sebebi ne olursa olsun adapte olacağım bir hayat mı bilmiyorum. Ne normal ne anormal karıştı. Üstelik ilişkimiz daha yeni başlamışken... Yaşamaya değer mi bilmiyorum. Bu söylemleri akşama kadar ertelemeye karar verip kendime kahve yapıyorum. Dışarıdan duyduğum ses üzerine pencereden bakıyorum. Emrenin beni aldattığı kız burada! Benim seramda! Hışımla dışarıya çıkıyorum.

-"Senin ne işin var burada?" diye bağırıp üzerine yürüyorum.

-"Sakin olur musun seninle konuşmak istiyorum."

-"Benim seninle konuşacak bir şeyim yok çık git buradan!" 

       Mert içeri giriyor.

-"Eylül onu ben buraya getirdim."

-"Sebep?" 

-"Bir dinle lütfen."

-"Siz nereden tanışıyorsunuz?"

-"Ben Emreden şüphelenip onu takip ettim. Kızı Emrenin yanında gördüm sonra da kızı tek başına yakalayıp  senden haberdar ettim. Söz günü de senin yanına getirdim işte... " diye yanıtlıyor Mert. Esra yanımıza geliyor.

-"Kızım senin burada ne işin var?" diyerek itiyor kızı. Kız hafifçe sendeliyor. Mert aralarına giriyor. Kıza dönüp:

-"İyi misin?" diyor.

-"İyiyim." diyor cılız bir sesle kız.

-"Nasıl getirdiysen öyle götür şunu gözümün önünden!" diye bağırıyorum.

-"Bir de sen mi getirdin bunu Mert?" diyor Esra.

-"Konuşmak istiyorum lütfen beş dakika sadece." diyor kız.

-"Konuş!" diyorum ellerimi sıkarak.

-"Yalnız konuşsak..."

       Esraya bakıyorum. 

-"Bir şey olursa seslen. Yolmak için sabırsızlanıyorum." diyerek uzaklaşıyor.

-"Sakin kal,dışarıdayım." diyerek gidiyor Mert.

-"Eylül ben hamileyim. Emreden." 

       Bir kaç dakika kulağım tıkanıyor. İdrak edemiyorum sanki. 

-"Emrenin haberi var ama istemiyor." 

        Öfkemi kontrol edemeyip üzerine yürüyorum. 

-"Evleneceğim adamla kırıştırıp hamile kaldın! Bir de bana haber vermeyemi geldin?" diyerek kolundan tutup sıkıyorum.

-"Sana o gün zarar vermedim diye mi bu özgüvenin? İlişkim senin yüzünden bitti! Tebrik mi istiyorsun!" diye bağırıyorum.

-"Bileğimi acıtıyorsun." diyerek elimden kurtulmaya çalışıyor. Kendimi toparlayıp kolunu bırakıyorum. 

-"Sen o karnındakine dua et!"

-"Bende o masum bebek için buradayım. Eylül Emreyi bir sen ikna edebilirsin. Lütfen onunla konuş kendinden vazgeçir. Böylece bebeği kabullenecektir." Sinirden ellerimi yüzüme götürüp gülmeye başlıyorum.

-"Şey de yapayım mı çocuk odası falan alayım size?"

-"Allah kahretsin sizi ya!" diye bağırıyorum. Bağırtım üzerine Esra geliyor. 

-"Defol git." diye bağırıp üzerine yürüyorum. Esra kızın saçından tutuyor. 

-"Ne dedin de çıldırttın arkadaşımı aşüfte?" diyerek saçından çekiyor. Takatsizce:

-"Esra bırak." diyorum. Kız bağırıyor. Mert içeri giriyor. Kızı Esranın elinden kurtarıyor.

-"Eylül niye sakin duruyorsun?" diyor Esra.

-"Hamile çünkü hamile!" Esra şok olmuş bir şekilde bir bana bakıyor bir kıza.

-"Defol git! Bir daha karşıma çıkarsan seni o bebekte kurtarmaz." diye bağırıyorum. Mert kıza dönüp:

-"Arabada beni bekle." diyor. Kız yerde ki çantasını alıp dışarı çıkıyor.

-"Sen de defol!" diyorum Merte.

EylülHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin