8 Temmuz

40 4 4
                                    

Getirdikleri kahveyi içerken anneannem Aykutu sorguya çekiyor:

-"Yüzük nereden çıktı?"

-"Evlenme teklifi ettim Eylül'e..."

-"Oğlum bak bu kız sözü yeni attı sayılır. Mantıklı karar verdiğinize emin misiniz?"

-"Ben kendimden de Eylülden de eminim efendim." diyor Aykut.

-"Ben de kendimden eminim söz atan evlenemez diye bir kural mı var?" diyorum anneanneme.

-"Ama bak bir tek sana söyledik hişş aramızda..." diye uyarımı yapıyorum.

-"Kızım annen düğünde mi öğrenecek?"

-"Yok ona da söyleyeceğiz ama yeni teklif etti zaten." diyorum.

-"Madem kararlısınız ben yanınızdayım." diyor anneannem. Yanına oturup sarılıyorum. Aykut uzaktan gülümseyerek izliyor.

-"Yarın sabah seni alırım." diyerek göz kırpıyor.

-"Görüşürüz." diyorum.

-"Rahatsız ettim kusura bakmayın, iyi akşamlar..." diyor anneanneme dönüp

-"Ne rahatsızlığı oğlum saol bu deli kıza yoldaş olup getirdiğin için..."

-"Deli falan ayıp oluyor ama." diyerek dudak büküyorum.

-"Ben seni biliyorum üzülme canım." diye gülüyor Aykut.

-"Eğlence çıktı sana da Aykut." diyerek kapıya kadar eşlik ediyorum.

-"Hadi uyu dinlen bal." diyerek yanağıma öpücük konduruyor.

-"Öyle yapacağım başım ağrıyor zaten. Aslında beni içki çarpmaz da aşk sarhoşu mu oldum nedir?" diye kıkırdıyorum.

-"Bilirim canım hiç çarpmaz seni içki."

-"Hadi hadi yeter dalga geçtiğin." diyerek kapıyı kapatıyorum suratına.

-"Çok da kibarsın. Bir daha mı düşünsem seninle evlenmeyi ne yapsam?" diye bağırıyor.

-"Keyfin bilir canım." diye karşılık veriyorum. Ardından pencereye yönelip dışarı bakıyorum. O gittikten sonra bende anneannemin yanına geri dönüyorum.

-"Bu evlilik konusu... Emin misin Eylül? Daha ne kadardır tanıyorsun bu çocuğu?"

-"Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey varsa o da çok tanıdığın insanla da evlenilemeyeceği anneanne. Hem bir insanı onun istediği kadar tanıyabilirsin. Ben Aykutu seviyorum. İyi de anlaşıyoruz. Gerisi nasip kısmet. Hem eskiden tanıma mı varmış? Sen dedemi ne kadar tanıyordun evlendiğiniz de? "

-" Doğru ben dedeni çok tanımıyordum. Ama zaman değişti kızım... Şimdi ki zamanın insanları da eski zamandaki insanlar kadar iyi niyetli değil. Aykut iyi çocuğa benziyor evet. Ama ben senin üzülmeni istemiyorum bir daha. "

-" Yaşayıp göreceğim anneanne." diyerek yanağına öpücük konduruyor um.
-" Çok yorgunum uyuyacağım. "

-" Tamam kızım iyi geceler. " diyor. Odama geçiyorum.

Ertesi gün Aykut sabah kapıma dikiliyor. Biraz beklettikten sonra hazırlanıp yanına gidiyorum.

-"Rüyanda mı gördün kuzum sabah sabah?"

-"Pek uyuduğumuz söylenemez Eylül hanım. İlk defa biriyle evlilik için gerekli evrakları toplayacağım da." diyor iğneleyici bir ses tonuyla.

-"Ya sen kızdın mı?" diyerek sarılıyorum.

-"Baya heyecanımı kaçırdın yani." diyor kollarıyla belimi sararken.

-"Ama şu kokun her şeye bedel..." diyor boynumdan öperek.

-"Hadi gidelim." diyorum kendimi geri çekerek...

-"Buyurun efendim." diyerek kapımı açıyor.

-"Teşekkürler bayım." diyerek arabaya biniyorum. Gün içinde oradan oraya koşuşturup gün sonunda nihayet evrakları toparlayıp yetiştirebiliyoruz. 1 ay sonrasına gün alıyoruz. 8 Temmuza... Bu günün ikimiz için de özel bir anlamı yok, rastgele seçiyoruz. Yolda arabaya doğru yürürken aniden duruyor, bende duruyorum.

-"Ne oldu?" diyorum. Kollarımdan tutup mağaza camındaki yansımamı göstererek:

-"Şimdi sen benim karım mı olacaksın bir ay sonra?"

-"Evet." diyorum meraklı gözlerle gözlerine bakarak. Aniden belime sarılarak kucaklıyor... Ayaklarımı yerden kesiyor.

-"Ya!" diye gülerek kendimi ona bırakıyorum. Kendi etrafımızda bir iki tur dönüyoruz. Etrafımızdakilerin garip garip bakmalarına aldırmadan elini omzuma atıyor. Arabaya doğru yürümeye devam ediyoruz.

-"Evet küçük hanım. Önce hangi tarafa söyleyelim gün aldığımızı?"

-"İyisi mi akşam bize oturmaya gelin. Hepsine aynı anda söyleyelim desteğe ihtiyacım olacak." diyorum.

-"Olur halledeceğiz merak etme." diyerek saçımdan öpüyor. Telefonumun ısrarla çalması üzerine arayanın Esra olduğunu görüp açıyorum:

-"Kızım sen neredesin ya? İşe gelmedin haber de vermedin öldüm meraktan! Anneni arayacaktım en son yani!"

-"Nikah için gün aldım evleniyorum da!"

-"Ney? Şaka mı yapıyorsun?" diye bağırıyor heyecanla.

-"Yo gayet ciddiyim." diyerek hoparlörü açıyorum.

-"Değil mi Aykut?" diyorum.

-"Baldız 8 Temmuz da düğünümüze davetlisin." diyerek kıkırdıyor.

-"Allah mesut etsin. Ay ne diyorum ben ya! Eylül 24 saat görüşmedik bir çocuk haberini almadığım kaldı!"

-"O da olur inşallah ya!" diyor Aykut. Cimcikliyorum. Hoparlörü kapatıp:

-"Yarın alırsın ifademi senden önce ailelere hesap vermemiz gerek akşama..."

-"Gazanız mübarek olsun aslanlarım!" diye gülüyor.

-"Şimdilik tebrik ediyorum. Yarın detaylar alınacak!"

-"Tamam hadi öptüm meraklı." diyorum gülerek.

-"Ben de öptüm görüşürüz." Telefonu kapadıktan sonra Aykut:

-"Bu kız senin verdiğin haberler yüzünden kalpten gidecek bir gün!" diye gülüyor.

-"Aman Allah korusun!" diyorum.

-"Alıştı o bana." diye ekliyorum...

EylülHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin