Emrenin koluma dokunmasıyla irkiliyorum.
-"Korkuttum mu?" diyor.
-"Dalmışım." diyorum.
-"Yemek hazır..."
-"Tamam geçelim hadi." diyorum. Uzandığım koltuktan doğruluyorum. Yemekler sessizce yeniliyor. Emrenin gözleri hep üzerimde sanki bir laf bekliyor gibi. Tek söz edesim gelmiyor. Sessizliği ilk bozan o oluyor.
-"Nasıl güzel olmuş mu yemekler?" diyor. Kafamı kaldırıp ona bakmadan
-"Güzel eline sağlık." diyorum. Masayı birlikte toparlıyoruz.
-"Eylül biliyorum bana kızgınsın. Fakat merak ediyorum. Ne zaman döneceğiz geri ve ben hala bir an önce seninle evlenmek istiyorum." diyor.
-"O eve geri dönmeyeceğim Emre. Annemin yanına giderim biraz orada kalırım. Babamı görmek istemiyorum." derin bir nefes alma ihtiyacı duyuyorum tam burada. Ellerimi tutuyor. Devam ediyorum konuşmama.
-"Ben benden bir şey saklamanı istemiyorum. Evlilik güven ister öyle değil mi? Ben sana tüm kalbimle güveniyordum Emre. Sen yaşadığım her şeye bizzat şahitsin. Babamı karşına almak istemedin tamam peki ya beni? Empati yapsana bir ya... Ben sussaydım sen ne yapardın?"diyorum.
Yüzünü başka yöne çeviriyor ellerimi daha sıkı kavrıyor.
-" Ben ne olursa olsun bu tuttuğum elleri bırakmazdım. Tıpkı senin yaptığın gibi biraz zamana bırakırdım. Ama seni bırakmazdım. Sana kızardım belki küserdim. Ama seni affederdim sonunda."diyor ve gözlerini gözlerimde kitliyor. Başımı başına yaslıyorum. Ellerini ellerimden sıyırıp kalbine götürüyorum.
-" Burası ilelebet benim. Kalbim incindi sadece. Benim yanımda görmek istediğim tek adam sensin Emre. " diyorum. Gözlerim kapalı hızlanan kalbini hissediyorum. Nefesi nefesime çarpıyor.
-"Sana kendimi affettirmek için bir ömür bahşediyorum. Evlenecek misin benimle?" diyor. Gözlerimi kapatıyorum bir nefeslik dudağına değiyor dudağım ve kendimi geri çekiyorum.
-"Yok ki başka ihtimal deli. Evleneceğim seninle."diyorum. Gülümsüyor. Alnıma küçük bir öpücük konduruyor.
Kucağına alıp odaya götürüyor. Yatağa uzanıyoruz. Sımsıkı sarılıyor. Bende sarılıyorum.
-" Buradan dönünce hemen ev bakalım. Bu süreç uzasın istemiyorum. Bir an önce evimde salınsın rüzgarın. " diyor.
-"Olur." diyorum. Gözlerim kapanıyor huzurla uyuyorum. Sabah uyandığımda Emreyi cam kenarındaki koltuğa oturmuş beni izliyor olarak buluyorum. Kim bilir nasıl gözüküyorum diye biraz utanıyorum. Şapşalca gülümsüyorum.
-"Günaydın ay yüzlüm." diyor.
-"Günaydın." diyorum.
Kalkmaya yeltenecekken eliyle işaret ederek:
-"Hop dur bakalım yerinde kahvaltım gelecek sen gitmeyeceksin." diyor.
-"Ee peki madem." diyorum. Koşar adımla odadan çıkıyor. Biraz sonra elinde tepsiyle yanıma geliyor. Tepsinin içindeki bardağa ilişiyor gözüm içine papatyalar koymuş.
-"Bunları nereden buldun?" diyorum.
-"Keşfe çıktım etrafı biraz sen seversin diye topladım." diyor. Bir tanesini kulağımın arkasına iliştiriyor.
-"Teşekkür ederim." diyorum.
-"Bende." diyor.
-"Sen ne için?"
-"Benim olduğun her saniye için." diyor. Gülümsüyorum. Kahvaltıdan sonra yürüyüşe çıkıyoruz.
-"Buraya daha önce getirmeliydin beni küçük hanım daha bilmediğim kaçak nereleriniz var acaba?" diyor.
-"Çok değil yerlerim. Benim kaçmama neden olmazsan beraber kaçarız öğrenirsin canım." diyorum.
-"Her lafa cevabın var değil mi?" diyor gülerek...
-"Tabiki..." diye karşılık veriyorum. En sevdiğim aktivite olan fotoğraf çekilme evresine geçiyoruz. Emre pek sevmesede sesini çıkarmıyor yine. Hatta halinden pek memnun gözüküyor.
-"Annemi merak ediyorum da bugün dönelim mi?" diyorum.
-"Olur aşk." diyor. Belimden kavrıyor yürüyoruz eve doğru.
Toparlanmamız biraz uzun sürüyor akşam üstü ancak ayrılabiliyoruz buradan. Yolda annemi arayıp haber veriyorum. En sevdiğim şarkılar dönüp duruyor arabada. Yol boyunca şarkı söylüyorum. Arada Emrede eşlik ediyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eylül
General FictionEylülü ve onun çevresinde şekillenen bir garip olaylar silsilesini beraber çözmeye ne dersiniz?