45.Bölüm: Yüzleşme

5.8K 301 7
                                    


45.Bölüm: Yüzleşme

Dünden razı gönüllü bayrak olan ben, Şirin Behramyan gidiyordum işte. Bana bir açıklama bile yapmadan, arkasına bile bakmadan, kardeşine attığı kısacık bir mesajla ortalıktan kaybolan, iki günlük kocamın ayağına gidiyordum.

**

Mihrimah ne yapıp etmiş, Ece ile birlik olmuş ve sonunda beni ikna etmeyi başarmıştı.

Başlarda istemesem de konuştukça fikrimi değiştirmiş ve en sonunda bir karar almıştım.

Kerem'i bulmadan, ondan hesap sormadan bana rahat huzur olmayacaktı. Ne etrafımdakiler beni rahat bırakacaktı, ne de ben kendi içimde muhasebe yaparken kafayı yemeden duracaktım. En iyisini yapmış ve gitmeye karar vermiştim.

Uçaktan inip havaalanından dışarı çıktığım an da buraya ilk geldiğim gün gelmişti aklıma. O zamanlar umutla evlenmek için geldiğim bu ülkeye, şimdi hüsranla kocamı aramak için geliyordum. Böyle bir saçmalığın benim başıma geldiğine inanmıyordum.

Daha fazla oyalanmadan bekleyen taksilerden sırası gelene atlamıştım. Buraya gelirken kızlarla bir plan yapmıştık ve bende adım adım onu uygulayacaktım.

Mihrimah, Kerem'in Uğur'la beraber olduğuna emindi. Bu yüzdende ilk iş olarak onu bulmalıydım. Neyse ki elimde çalıştığı hastanenin adresi vardı. Bende taksi şoförüne onu uzatmıştım.

Hastanenin önüne geldiğimde ise derin bir nefes alıp içeri girmiştim. Buraya kadar her şey kolay olsa da içeri girdikten sonra her şey karışmıştı.

İlk önce beni hasta sanmışlar ve randevu almazsam muayene olamayacağımdan bahsetmişlerdi. Çok iyi olmayan yabancı dilimle, zar zor da olsa sonunda Uğur'un arkadaşı olduğumu ve ziyarete geldiğimi anlatmayı başarmıştım.

Tam derdimi anlattığımda da bu sefer de Uğur acil bir ameliyata girmiş ve tam beş saat sonra çıkmıştı. Onu beklerken neredeyse gerçekten hasta olacaktım.

Sonunda ameliyattan çıktığını haber veren hemşire gelmiş ve beni odasının olduğu kata çıkarmıştı. O saate kadar sabırla beklemiş ve hazırlanmıştım. Ne var ki düşündüğüm gibi olmuyordu. Bir türlü odanın kapısının kolunu tutup açamıyordum.

Sonunda cesaretimi toplayıp, kapıya iki kez vurduğumda hızlıca nefes alıp içeri girdim.

Uğur masanın arkasında doktor önlüğüyle, bitkin bir şekilde duruyordu. Büyük ihtimalle fazlasıyla yorgundu. Gözlerinin altı morarmış, bakışları buğulanmıştı. Sanki yüzüme boş boş bakıyordu. Onu ilk tanıdığım halinden eser yoktu.

Bir iki adım atıp kapıyı arkamdan kapattığımda ayağa kalktı.

"Şirin?" dedi, normal olarak şaşırmış bir ses tonuyla.

"Evet, benim Uğur. Seninle biraz konuşabilir miyiz?" diye sordum.

"Tabi tabi, hoş geldin." mahcup olmuş bir şekilde masanın arkasından yanıma gelmiş ve elimdeki bavulu alıp;

"Geç, otur şöyle." Demişti. Masasının karşısındaki iki koltuktan sağ taraftakini göstererek. Bende yavaşça gösterdiği yere oturmuştum. O da kalktığı yere.

"Teşekkür ederim." belki Uğur'u saçma bir duruma sokmuştum ama yapmam gerekiyordu. İkimizde olanların garipliğinin farkındaydık.

"Bir şeyler ikram edeyim mi sana?" diye öneride bulundu. Haklı olarak neden geldin, burada ne işin var gibi şeyler söyleyemiyordu. Çünkü ikimizde biliyorduk ki buraya gelmemin tek bir sebebi vardı.

Acımasızsın Sevgilim [Tamamlandı✔]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin