17.Bölüm: Buluşma

10.2K 489 11
                                    

Not: Bu bölüm Şirin'in anlatımına geri dönüyoruz. Kerem planları tıkır tıkır işlediği için mutlu. Şimdi bakalım Şirin ne alemde.


17.Bölüm: Buluşma

Şirin

Yatağımda uzanırken elimdeki yüzüğe bakıp hissettiğim mutluluğu doyasıya yaşıyordum. Birkaç gün önce hayal gibi olan, ulaşamadığım aşkım, şimdi nişanlım olmuştu. Parmağımda duran bu yüzük ikimizi birbirimize bağlıyordu.

Acaba o da şuan benim hissettiğim gibi hissediyor muydu? Benim kadar mutlu muydu? Onunda duvarlar üstüne üstüne geliyor, içi içine sığmıyor muydu? Koşmak, avazı çıktığı kadar bağırmak, bu sevinci herkesle paylaşmak istiyor muydu?

O güzel gecenin üzerinden iki gün geçmişti. Gecen süre içinde saatler ilerlemiş, gündüzler geceler birbirini kovalamıştı ama ben hala kendime gelememiştim. Ne olmuştu, nasıl olmuştu bilmiyordum ama kendimi bir masal diyarında gibi hissediyordum. Her şey bana çok güzel ve tozpembe geliyordu. Bir o kadar da inanılmaz.

Mutluluğumun zirvesinde olan bu günlerde kimseyi kıramıyordum. Bu yüzden de babamın dediği gibi daha önce yaşadığım evi boşaltıp baba evine, odama geri dönmüştüm. Artık kavga, bağrış, fikir çatışmaları istemiyordum. Ha burada yaşamışım, ha orda benim için fark etmiyordu. Benim için tek önemli olan bu mutluluğun devam etmesiydi.

Tabi ben eve geri dönünce, ablamda babamın önerisini kabul etmiş, o ve eniştem de bebek doğana kadar burada kalmaya karar vermişti. Sonuç olarak son günlerde mutluluğu doruklarda yaşayan sadece ben değildim. Babam ve annem de çocukları yanında olduğu için mutluydu. Ablam yalnız kalmadığı için, eniştemse işlerini hallederken evde yalnız kalıp kafasında türlü türlü senaryolar kuran bir karısı olmadığı için mutluydu.

Kız istemenin ertesi günü tabi ki bu olay tüm dünyaya haber olmuştu. Ama bu sefer ilk ikisinin aksine olacakları önceden bildiğim için sorun yoktu. Ayrıca gazetecilerin Kerem ile benim fotoğraflarımızı yan yana koymaları hoşuma da gitmemiş değildi.

Ah Kerem! Onunla o günden sonra görüşememiştik. Aslında telefonla mesajlaşıyorduk ama bu bana yetmiyordu. Onu görmek, yan yana vakit geçirmek için can atıyordum ama işleri bir türlü bitmiyordu.

Başka bir ülke de şirket açmak sandığımdan daha zordu ve ben bu süre zarfında sabırlı olmaya çalışıyordum. Bir nevi anlaşmalı olarak nişanlandığımız için de fazla üsteleyemez, kendi duygularımı ona belli edemezdim.

Neden kendimi böyle bir duruma düşürdüğümü kendimde bilmiyordum. Sanki açık açık ben hep seni sevdim, hep seni bekledim, yıllardır seni tekrar göreceğim günü hayal ettim desem ne olurdu?

Sanırım ilk adımı ondan bekliyordum. Onun da beni, benim onu sevdiğim kadar sevdiğini anladığım an da tabi ki bunları ona söyleyecektim. Bunun olmasına da çok az kalmıştı hissediyordum. Bu yüzük bu parmaktan çıkmayacaktı biliyordum.

**

Üçüncü günün akşamına doğru Kerem'den gelen mesajla elim ayağım birbirine dolanmıştı. Şöyle yazıyordu;

"Seni özledim." ilk okuduğumda gözlerim büyümüştü. Tekrar tekrar okumuştum. Sadece iki kelimeydi ama benim kalbimin çarpmasına yetmişti.

Mesajı göreli çoktan beş dakika olmuştu bile. Ben daha yazdığını sindiremeden, ne cevap yazacağımı düşünemiyordum. Bende seni özledim desem, kendimi çok mu açık etmiş olurdum. Sanki çoktan hazırmışım, onun yazmasını bekliyormuşum gibi olur muydu?

Acımasızsın Sevgilim [Tamamlandı✔]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin