Acımasızsın Sevgilim [Tamamlandı✔]

51.Bölüm: Kalp Atışı

 #Romantik 'de 24 sıradayız. Herkese teşekkürler...

51.Bölüm: Kalp Atışı

Ambulans sesleri.

...

Fosforlu sarı kıyafetler.

...

Kırmızı kan.

...

"Hemen bana bir stetoskop verin!"

...

"Kaldırıyoruz hadi. Bir.. iki.. üç.."

"Hadi, hadi çabuk!"

...

"Hanımefendi geliyor musunuz?"

"Hanımefendi?"

"Hı evet, evet geliyorum."

...

"Onu kurtarın. Ne olursa olsun kurtarın."

"Hastaneyi arayın hemen iki ünite kan hazırlasınlar."

Dı dıt... dı dıt.... dı dıt...

"Hanımefendi hastanın kan grubu ne?"

"O ölemez, o benim kocam."

"Hey hey! Bana bakın, hastanın kan grubu ne?"

"Kadın şokta sanırım. Ehliyetinde B rh + yazıyor."

...

Beyaz, her yer beyaz. Kerem'in eli soğuk. Ellerimi tutan eli soğuk.

Acil...

"Hemen ameliyathaneye gidiyoruz, hadi."

Birden ellerini bırakmak zorunda kaldım. Kapı kapandı. Kapı kapandı ve beni içeri almadılar.

**

Mihrimah

"Kadir ve Melih nerede? Az önce buradalardı." kafedeki işlerimizi bitirip dışarı çıkmıştık. Melih benim korumam, Kadir'de Ece'nin korumasıydı. Kafenin önünde bizi beklemeleri gerekiyorlardı ama yoktular.

"Belki lavaboya falan gitmişlerdir." dedi Ece. Benim aksime oldukça rahattı, bense anında panik olmuştum.

"İkisi birden mi? Hiç sanmıyorum." dedim.

"Neredeler o zaman?" kalp atışlarım hızlanmıştı. Vücudumdaki adrenalini hissedebiliyordum.

"Bir şeyler oluyor Ece. Hemen gidelim buradan." içimde kötü bir his vardı. Korumaların birden ortadan kaybolması hiç normal değildi.

"Haklısın gidelim. Dur kapıyı kilitleyeyim."

"Ece, şu karşıdaki kalabalığa baksana! Bir şeyler oluyor sanırım. Ambulans gelmiş." Ece kapıyı kilitleyip yanıma gelmişti. Ambulansın sirenleri karanlık sokağı aydınlatırken nefes alış verişlerim hızlanmıştı. Kesin bir şeyler oluyordu.

"Ne olmuş ki acaba?" ikimizde merakla karşıya bakarken. Marketten sedyeyle bir hastayı çıkarıyorlardı.

"Biz de gidip bakalım." tam karşıya geçiyorduk ki, Ece birden durmuştu.

"Şirin mi o?" demişti.

"Şirin mi?" ambulansın kapısı kapandığında, daha yeni yanına gelebilmiştik.

"Emin misin Ece? Şirin miydi?" işte korktuğum başımıza gelmişti. Bizimkilere bir şey olmuştu.

"Evet, evet ambulansa bindi." Ece de bembeyaz olmuş, korkmaya başlamıştı.