61.Bölüm: İntikam Ateşi

4.2K 264 9
                                    


61.Bölüm: İntikam Ateşi

"Şimdi seninle bir yere gideceğiz ve bu senin son yolculuğun olacak canım. Hazır mısın?" demişti.

"Bu yanına kalmayacak biliyorsun değil mi? Senin kim olduğunu biliyorlar. Beni bulacaklar." demiştim, tam onun gözlerinin içine bakarak. Nerden geliyordu bu cesaret bilmiyordum ama kendimi birden güçlü hissetmiştim.

Ece benim için bu kadar direnmişken, Kerem'e kendimi ve bebeğimi koruyacağıma söz vermişken, böyle kolay pes edemezdim. Onu biraz oyalarsam belki Süleyman ya da Kadir içeri gelebilirlerdi.

"Beni işimi bitirdikten sonra bulmaları, ya da bulmamaları, hiç önemli değil." bir elini beline koymuş, beni ciddiye almamış gibi bakıyordu.

"Faruk gibi beni de mi öldüreceksin?" demiştim. Bu gerçekle kendim ona bu cümleyi kurarken yüzleşebilmiştim. Kaşımda duran bu kadın bir katildi ve belki de bir iki dakika sonra beni de öldürecekti.

Ölüme bu kadar yakın olmak... Hayal gibi bir şeydi ama gerçekti.

"Seni öldürmek isteseydim, o gün yapardım bunu." demişti büyük bir soğukkanlılıkla. Neden bahsediyordu?

"Hangi gün?" demiştim.

"Arabana o soyguncunun bindiği gün. O benim adamımdı." demek Didem doğru tahmin etmişti. Başından beri Ahu'ydu her şeyin sebebi. O zamandan beri beni takip ediyordu.

"Sen sen... neden böyle bir şey yaptın?"

"Okuldaki herkesten intikamımı almıştım. En sona sen kalmıştın. Bende sana küçük bir oyun oynamak, biraz korkuyu içinde hissetmeni istemiştim." yaptığını anlatırken bile eğleniyordu. Gülümsüyor ve açıkça gözlerinin içi parlıyordu.

"Sen psikopatsın!" derken büyük bir dehşetle ona bakıyordum.

"Ne dersen de." tepkisi sanki bunu ilk defa duymamış gibiydi.

Bu arada sanırım Ahu fark etmemişti ama dışarıdaki silah sesleri kesilmişti. Sanırım başarıyordum. İçeri birilerinin girmesi an meselesiydi.

Tahmin ettiğim gibi dış kapının sesini duyduğumda;

"İmdat!" diye sesimin çıktığı kadar bağırmıştım. Boğazım acımıştı ama başarmıştım. Beni tutan adam eliyle ağzımı kapatmıştı ama Süleyman beni duymuştu.

"Şirin Hanım!" dediğini duymuştum.

Odaya hızla girdiğinde ise hiç tahmin etmediğim bir şey olmuştu. Ahu belinden çıkardığı silahla anında ateş etmeye başlamıştı. Gözlerim kocaman açılırken, Süleyman'ın yere düşüşünü görmüştüm.

Beni tutan adam serbest bıraktığında, gözlerimden akan yaşlarla bir iki adım atabilmiştim.

"Sü..ley..man!" dudaklarımdan acıyla dökülen ismiyle hemen yanına koşmuştum. Sol omzundan vurulmuştu.

"Şirin Han...ım" demişti zar zor. Elimle yarasına baskı uygularken, ağlamamı durdurmaya çalışıyordum. Sanki Kerem'in bıçaklandığı o günü tekrardan yaşıyordum.

"Dayan Süleyman, dayan. Sakın ölme! Ölürsen seni asla affetmem." Süleyman'ın ölmesine, hem de benim yüzümden ölmesine dayanamazdım. Asla kendimi affedemezdim.

Gözlerini bana dikmiş bakıyordu. Ellerimin üzerine, kendi ellerini sıkıca bastırıyordu. Ölmeyecekti, ölemezdi. Bu kadar güçlüyken olmazdı.

"Bu kadar yeter!" birden Ahu bağırınca gerçekliğe geri dönmüştüm. Süleyman'la ilgilenirken bulunduğum durumu unutmuştum.

"Sen, ne yaptın? Onun hiçbir suçu yoktu." demiştim gözyaşları arasında. Bu kadın nasıl bu kadar acımasız olabilmişti?

Acımasızsın Sevgilim [Tamamlandı✔]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin