15. Bölüm: O Olmadan Yaşayamam

10K 526 21
                                    


15. Bölüm: O Olmadan Yaşayamam

Okuduğum mesaja ilk önce şaşırmış, sonrasında ise çok sevinmiştim. Demek ikizler bu özel günümüzde bizi unutmamıştı. Bu çok güzel bir şeydi. Ama tuhaf olan şey bu mesajın Ece'ye atılmış olması ve sanki abilerine savaş açmış gibi durmalarındaydı.

"Şirin ne diyor bu mesajda ya? Maydanozlar kim? Benim numaramı da nereden bulmuşlar?" Ece şaşırmış bir yüz ifadesiyle bana bakıyordu.

"Numaranı nerden buldular bilmiyorum ama Maydanozlar Kerem'in ikiz kardeşleri." gülmeye başlamıştım. Daha tanışmamıştık ama onlarla çok iyi anlaşacağımı biliyordum.

"Kerem'in ikiz kardeşleri de mi var?" bunu ona daha önce söylemeyi unutmuştum.

"Evet. Biri kız biri erkek. Sanırım 17 yaşlarında olmaları gerekiyor." çok değişik bir duyguydu bu. Tanımadığım iki insanla aramda bir bağ olması.

"Neredeler peki? Neden gelmediler bu gün?" burada bizimle olmalarını ne çok isterdim aslında bende.

"Şuan yurtdışında tatildeler. Çok yakında geliyorlar ama."

"Yine de hala numaramı nasıl bulduklarını anlamadım." elini anlına koymuş düşünmeye başlamıştı. Bunu bende anlamamıştım ama hiç önemli değildi. Önemli olan bizi unutmamış olmalarıydı.

"Neyse ya, hadi gidelim artık. Kahveler soğudu." dedim ve derin bir nefes alıp salona doğru yürümeye başladım. Ellerim ve bacaklarım titriyordu ama acayip bir şekilde kahveleri hiç dökmeden yürümeyi başarıyordum.

Salona geldiğimde beni gören herkes susmuştu. Birden ortam ciddileşmişti. Önce aile büyüklerine kahveleri tek tek dağıttıktan sonra sıra Kerem'e gelmişti. O ana kadar sakin kalmama rağmen onun karşısında kendime engel olamıyordum.

Tepsiyi ona doğru uzatırken kalbim kulaklarımda atıyordu. Tam kahveyi alırken Kerem ile gözlerimiz kesişmişti. Öyle bir bakıyordu ki dizlerimin bağı çözülüyordu. Tam kahveyi aldığında göz kırpmıştı. Bende ona gülümsemiştim. Hızla geri dönüp az önce oturduğum sandalyeye geri dönmüştüm. Tüm bunları yaparken düşmemiş olamama hayret ediyordum.

Herkes kahvelerini içerken benim gözüm Kerem'deydi. Acaba kahvesinin içinde tuz olduğunu tahmin ediyor muydu? Utanmasam telefonumu çıkarıp kahveyi içtiğinde yüzünün alacağı şekli kaydetmek istiyordum ama yapamazdım.

Neyse ki o anda gözüm mutfak kapısının orda bekleyen Ece'ye kaymıştı. Canım arkadaşım telefonuyla çekim yapmaya çoktan başlamıştı bile.

İçim rahat bir şekilde Kerem'e döndüğümde benim gibi herkesin ona baktığını gördüm. Herkes kahvelerini içip bitirmişti ama Kerem daha ağzına bile sürmemişti.

"Kerem, oğlum içsene kahveni." dedi en sonunda Ziyad amca. Gülerek söylemişti bunu. Sanırım şuan burada olan herkes o kahvenin tuzlu olduğunu biliyordu.

"İçiyorum şimdi iyi bakın!" dedi ve gülümsedi Kerem. Kahveyi sanki şarap kadehi kaldırıyormuş gibi kaldırdı ve tek dikişte içti. Yutarken yüzü hafif bir ekşimsi hal aldı ama sadece o kadardı. Herkes bir anda alkışlamaya başladı. Bende gülmeye başlamıştım. Bu gece tahmin ettiğimden de eğlenceli geçiyordu.

"Eveeet, tuzlu kahvede içildiğine göre, şimdi asıl konumuza gelebiliriz." Ziyad amca babama doğru dönmüştü. İşte başlıyordu. Bu akşamın en kritik anı şuandı.

"Sebebi ziyaretimiz malum. Buraya hayırlı bir iş için geldik. Gençler birbiri ile konuşup anlaşmışlar, bizlere de büyükleri olarak bu konuda onlara yardımcı olmak düşer" diye devam ettiğinde, birkaç kişi çaktırmadan bıyık altından gülümsemişti. Nedeni de belliydi.

Acımasızsın Sevgilim [Tamamlandı✔]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin