Eminim artık siz de bu sırların bitmesini istiyorsunuzdur.
Hikaye de artık tek tek gerçekler ortaya çıkıyor.
Bu bölüm aklınızdaki bazı soru işaretleri kalkar umarım.
Keyifli okumlar.
55.Bölüm: Ahu Karanoğlu
Sabah gün ışığı ile gözlerimi açtığımdan itibaren yanımda mışıl mışıl uyuyan kocamı izliyordum. Şuan benim odamda, benim yatağımda, böyle uyurken onu görmek komik gelmişti bana. Sanki fotomontaj gibi duruyordu ama gerçekti.
Bundan aylar önce Kerem'le evleneceğim günün hayallerini kurardım. Her seferinde imkansız gibi gelir ve üzülürdüm. Daha hayatımda bile olmayan biri ile gelecek kurmayı istemek aptalca geliyordu belki. Ama kalbime bir an olsun söz geçirememiş olmam benim suçum değildi. Bundan hiç de pişman değildim. İyi ki diyordum. İyi ki ondan ve aşkımdan asla vazgeçmemiştim.
Şimdi ise rüyalarım gerçek olmuştu. İlk aşkımla evlenmiştim ve aynı yatakta uyuyordum. Üstelik yalnız da değildik. Bebeğimiz de bizimleydi. Bebeğimiz. Söylemesi bile o kadar güzeldi ki tarifi imkansız bir mutluluk yayıyordu içimde. Bu muhteşem duygunun hiç bitmemesini istiyordum.
Ne kadar da tatlı uyuyordu. Sırt üstü yatıyordu ve yüzü bana dönüktü. Düzenli olarak nefes alıp veriyordu. Uzun kirpikleri düzenle sıralanmıştı. Kirli sakalları çenesini daha biçimli gösteriyordu. Esmer teni, kısa saçları. Bakmaya, onun bu halini izlemeye doyamıyordum.
Telefonuma gelen mesaj sesi ortamın büyüsünü bozduğunda, sıkkınlıkla arkamı dönüp telefonu elime almıştım. Ekranı açtığımda mesajın Didem'den geldiğini görmüştüm.
Kalbime anında bir ağrı saplanırken, hızla doğrulup yataktan kalkmıştım. Şifreyi girip direk mesajı açmıştım.
"Şirin bu gün buluşabilir miyiz? Sana söylemem gerek şeyler var. Çok acil konuşmamız gerekiyor." yazıyordu.
Kesin bir şey olmuştu. Didem'le son görüşmemizden üzerinden uzun zaman geçmişti. Bu sürede onunla hiç iletişim kurmamıştım. Bana anlattıklarından sonra sessizliğe gömülmüş, bir daha aramamıştı.
Şimdi eğer böyle birden buluşmak istiyorsa muhtemelen bir şeyler öğrenmişti.
Odanın içinde bir sağa bir sola dolanırken düşünüyordum. Şimdi ne yapmam gerekiyordu? Didem'le buluşmalıydım değil mi? Olanları öğrenmem gerekiyordu.
"Şirin?" birden adımı duyunca olduğum yerde kalmıştım. Kerem uyanmıştı. Uyku mahmurluğu ile gözlerini ovalıyordu.
"Uyandırdım mı?" dedim, yatağın kenarına otururken.
"Bir sorun mu var?" dedi. İçimden kendi kendime muhakeme yapıyordum. Acaba Didem'in mesajını ona söylese miydim?
"Mesaj geldi de." zaman kazanmaya çalışıyordum. Kerem daha yeni hastaneden çıkmıştı ve dinlenmesi gerekiyordu. Muhtemelen mesajı ona söylersem beni yalnız bırakmak istemeyecekti.
"Kimdenmiş?" dedi doğal olarak. O an elimi karnıma götürmüştüm. Burada benimle birlikte yaşayan, nefes alan bir canlı daha fardı artık. Benden, ondan bir parça vardı. Sadece kendimi düşünerek hareket edemezdim. Kendimi tehlikeye atamazdım.
"Didem'den." dedim. Bilmek onun da hakkıydı.
Bana anlamamış gibi bakmıştı. İsimi tanıyamadığı belliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acımasızsın Sevgilim [Tamamlandı✔]
RomanceMerak insanı yaşatır, merak insanı öldürür. . . . Keyifli okumalar. Hikayemi uyarlayan ya da çalan olursa önce vicdanına, sonra da adalete teslim ediyorum. İlk bölüm yayın tarihi : 12.04.2019 Final bölümü yayın tarihi: 12.02.2020 #Romantik 68 ( 22.0...