25.Bölüm: Utanç

9.3K 418 14
                                    

25.Bölüm: Utanç

Başıma zonk zonk vuran ağrı, resmen beynimi delip geçiyordu. Yatakta bir sağa bir sola dönmeme rağmen durmuyor, sanki gittikçe şiddetini artırıyordu.

Bu nasıl bir şeydi böyle? İşkence gibiydi. Üstelik ağrının yanında bir de midem yanmaya başlamıştı. Kusacak gibi hissediyordum ama midem bulanmıyordu.

Yorganı daha da başıma doğru çekerken hızla gözümü açmıştım. Yorgan mı? Ben ne ara yatağa girmiştim ki?

İlk gördüğüm şey beyaz tavan oldu. Sonra elimle sıkı sıkı tuttuğum yorganı fark ettim.

Neredeydim ben böyle? Hızla etrafıma bakındım. Tam o anda yanımda düzenli bir şekilde nefes alıp veren birinin sesini duydum. Ani bir şekilde sağa doğru dönmem ve hızla yere düşmem bir olmuştu. Canım acıdığı için bağırmıştım.

"Ne? Ne oldu?" bu ses... Kerem'di. Az önce düştüğüm yatakta, kocaman açtığı gözleriyle bana bakıyordu.

"Kerem?" dedim inanamayarak.

"Şirin, düştün mü sen?" yattığı yerden kalkmış bana bakıyordu. Onu görünce benimde gözlerim kocaman açılmıştı, çünkü üzerinde altındaki pantolondan başka bir şey yoktu.

"Sen neden çıplaksın?" diye bir elimle anında gözlerimi kapattım.

"Hatırlamıyor musun?" bunu o kadar ciddi sormuştu ki korkmaya başlamıştım. Ne olur düşündüğüm şey olmuş olmasındı.

"Hayır. Ne oldu?" ellerimi yüzümden çekmeden konuşuyordum çünkü hem onun bu halini görmek istemiyordum, hem de kendi üzerimde bir şey olmamasından ölesiye korkuyordum.

"Dün senin mesajını gördükten sonra babamı aradım. Olanları öğrenir öğrenmez Antalya'ya geldim. Zaten toplantım Bodrum'daydı. Geldiğimde seni aradım telefonu Ece açtı. Sonra yanınıza geldiğimde seni sarhoş bir halde buldum." buraya nasıl geldiği hariç, bu anlattıklarını bende hatırlıyordum. Koltukta kendimden vazgeçmiş bir halde otururken Kerem gelmişti evet. Ama sonrası yoktu.

Gözlerimi yavaşça açtım. Neyse ki Kerem üzerine beyaz bir tişört giymişti. İki elime üzerimdeki yorgana sıkı sıkı sarıldım. Hem utanıyordum, hem de nasıl böyle bir şeyi soracağımı bilmiyordum. Olduğum yerde öylece kalmıştım.

Tam o anda gördüğüm şeyle dünyam başıma yıkılmıştı. Koltuğun üzerinde duran pembe şey, sanırım benim elbisemdi. Dün üzerimde olan elbise şuan tam karşımda duruyordu. Bu da demek oluyordu ki. Şuan çıplak mı....? O panikle hızla üzerime bakmıştım. Sutyenim duruyordu ama elbisem yoktu.

Birden gözlerim dolmaya başladı. Bu olmazdı, ben böyle şeyler yapacak bir kız değildim. Sadece bir kere sarhoş oldum diye böyle bir hata yapmış olamazdım.

Gözlerimden teker teker yaşlar akmaya başladı. Hayatım sanki o an bitmişti. Beni sevmesi için çırpındığım adama tek gecelik bir kız olduğumu göstermiştim. İçim öyle acıyordu ki. Bir süre sonra ağlamama hıçkırıklarımda eşlik etmeye başlamıştı.

"Şirin, sen ağlıyor musun?" Kerem panikle yanıma gelip iki eliyle yüzümü tutmuş ve kaldırmıştı.

"Ben... özür.... Dilerim." diyebildim, sesimin çıktığı kadarıyla. Şuan öyle utanıyordum ki, yer yarılsa da içine girsem dedikleri anı yaşıyordum.

"Neden özür diliyorsun. Sen utanılacak bir şey yapmadın ki. Sadece sarhoştun ve biraz saçmaladın o kadar. Hadi kalk." beni kolumdan tutup kaldırdı. Beni yatağa oturturken iki elimle sıkı sıkı tuttuğum yorganı bırakmamıştım. Dün gece ne yaşanırsa yaşansın şu an beni böyle görmesini istemiyordum.

Acımasızsın Sevgilim [Tamamlandı✔]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin