24.Bölüm: Bar da Sarhoş

9.2K 455 8
                                    


24.Bölüm: Bar da Sarhoş

Neredeyse iki saat olmuştu ama Kerem'den ses seda yoktu. Ne mesajıma cevap yazmıştı ne de aramıştı beni.

Zaman ilerledikçe içimdeki korku da büyüyordu. Kim bilir neler oluyordu?

Belki de Kerem toplantısından hala çıkmamıştı ve ona attığım mesajı görmemişti. Ya da babasıyla konuşuyordu, bilmiyordum. Saatlerdir varsayımlara uğraşmaktan başıma ağrılar girmeye başlamıştı.

İçinde çok kötü bir his vardı. Çok kötü şeyler olacaktı sanki. Kerem'le ayrılacaktık ve ben bir daha onu göremeyecektim. Bunu düşündükçe içim daralıyordu.

Hiçbir şey demeden aniden olduğum yerden kalktım.

"Nereye?" diye Ece'nin arkamdan seslenmesine aldırış etmeden kafeden çıktım ve otelin barını aramaya başladım. Ayık kafa ile bütün bunları düşünmek gerçekten ağır gelmeye başlamıştı artık bana. Biraz sakinleşmeye ihtiyacım vardı.

Bara girip bir tabureye kendimi bıraktığım da tezgahın arkasında ki barmen çocuk bana ters ters bakmıştı.

"Bar henüz açılmadı." dedi, elindeki bardağı havlu ile kurutmaya çalışırken. Tam o anda Ece nefes nefese yanıma geldi.

"Şirin sen deli misin? Ne işin var burada? Hadi gidelim çabuk." diye kolumu tuttu.

"Hayır, ben hiç bir yere gelmiyorum. Bu gün kafayı bulmadan, şu düşünceleri kafamdan kovamdan buradan gitmeyeceğim!" diye bağırdım.

"Kızım sen daha önce hiç içki içtin mi de kafayı bulacaksın? Hem bu saatte burada içki servisi yoktur!" beni ikna etmeye çalışıyordu ama nafileydi.

"Daha önce içki içtim tabi. Berber bira içmiştik unuttum mu? Hem parasıyla değil mi? İstediğim zaman, istediğim yerde içki içerim ben." cüzdanımdan kredi kartımı çıkarıp bana deliymişim gibi bakan barmene uzattım.

"İstediğin kadar çekebilirsin. Madem beni bu hallere babam getirdi, o zaman parasını da o ödeyecek." çocuk gülümseyerek kartı elimden aldı.

İşte bu kadar kolaydı. Paran varsa her kapı sana açılıyordu. Ne kadar da sinir bir durumdu bu? İnsanların para ile istedikleri şeyleri elde edebilmeleri. Bir an çocuğun 'ben bunu kabul edemem' demesini beklemiştim açıkçası. Öyle derse belki üzülürdüm ama içimden de hala ahlaklı insanlar kaldı diye sevinirdim. Ama sonuç olarak bu dünyanın yeni düzeni böyleydi. Parayı veren düdüğü çalıyordu.

"Ne istersiniz?"

"Bana viski ver. Ece sen ne istersin?" diye Ece'ye döndüğümde beni öldürecekmiş gibi bakıyordu.

"Manyak manyak olma kızım ya! Bira nerde, viski nerde. Hem biz o gün bir bardak zor içmiştik. Yutunca midemiz bulanmıştı hatırlamıyor musun?"

"Hatırlıyorum ama yine de istiyorum. Hemen babam canı sıkkın olduğunda sürekli viski içer. Şimdi de benim canım sıkkın." umursamazca omzumu silkmiştim.

Bu arada barmen çocuk içkiyi önüme koymuştu. Böyle konuşuyordum ama bu şeyi nasıl içeceğimi kendim de bilmiyordum.

Bardağı alıp gözlerimi yumdum ve bir dikişte ağzıma alıp yuttum. Zaten az bir şeydi. İyi ki de azdı. Boğazıma doğru kayan acı gözlerimi yaşartmıştı. Ne biçim bir şeydi bu? İnsanlar bunu içip nasıl zevk alıyorlardı? Acı biber suyu yutmuşum gibi hissetmiştim.

"Ne oldu? Pişman oldun demi?" diye Ece bilmişçe yüzüme bakıyordu. Ama benim yolumdan geri dönmeye niyetim yoktu.

"Hayır, olmadım! Bir tane daha lütfen." diye bardağı masaya koyduğumda birden görüntü sanki sola doğru gidip geri gelmişti. Elimle anında başımı tutmuştum.

Acımasızsın Sevgilim [Tamamlandı✔]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin