19.Bölüm: Mavi

9.1K 476 6
                                    



19.Bölüm: Mavi

Vücudum yavaş yavaş gevşerken, kulağıma gelen aynı ritimdeki melodi artık daha net duyulmaya başlamıştı. Aynı hızda ve aynı seviyede devam eden ses gittikçe daha belirgin olmaya devam ediyordu.

Gözlerim karanlıktan sıyrılmış artık pembe bir duvarın önünde duruyordu. Bu kadar huzurlu hissetmeme rağmen bedenimde anlayamadığım bir sızı vardı.

Kulağıma anlayamadığım kelimeler geliyordu. Sanki anlamlarını biliyordum ama bir türlü birleştirip okuyamıyordum. Gittikçe yaklaşan bu sesi tanıyordum, hem de çok iyi tanıyordum.

"Aysun Hanım, daha ne kadar böyle uyuyacak? Artık uyanması gerekmiyor mu?" bu tını gerilmiş olan bedenimi sanki sakinleştirmişti. Bedenim rahatlarken, kalbimi hızlandırmış, gözlerimi açmam için bir nedene, isteğe sebep olmuştu.

"Daha öncede söylediğim gibi, fiziksel hiçbir problem gözükmüyor. Hasta, psikolojik olarak kendini hazır hissetmediği için uyumaya devam ediyor. Çok büyük bir travma atlatmış. Lütfen biraz daha sabırlı olun, uyanacaktır." duyduğum ikinci ses gittikçe uzaklaşırken ben aydınlığa daha fazla yaklaşmıştım sanki. Artık tek yapmam gereken gözlerimin önündeki perdeyi kaldırmaktı.

**

Baktığım yerde bembeyaz bir duvar görmüştüm ilk anda. Sonra başımı sola doğru çevirdiğimde az önce duyduğum sesin kime ait olduğunu anlamıştım.

"Şirin, uyandın. Şükürler olsun. Öyle çok korktum ki..." uyandığımı görünce hiç durmadan konuşmaya başlamıştı. Heyecandan ne yapacağını şaşırmıştı.

"Sakin ol Kerem. İyiyim ben." yanıma gelip ayakucuma oturmuştu. İki eliyle de sol elimi sıkı sıkı tutmuştu. Gözlerinden benim için nasıl endişelendiği anlaşılıyordu.

"Şu son birkaç gündür sakin olmaktan çok uzaklaştım ben Şirin. Telefondaki o titreyen sesini hala duyuyorum sanki." birden tüm yaşananlar film şeridi gibi geçmişti aklımdan. Gözlerim anında kocaman açılırken, sağ elim otomatik olarak boynuma gitmişti.

O adamın boğazımı nasıl kestiğini, canımın nasıl yandığını bir kez daha yaşamıştım sanki. İçim sızlamış, kanım çekilmişti.

"Korkma! Artık güvendesin, iyisin" diye Kerem beni sakinleştirmeye çalışıyordu ama benim bir türlü aklım almıyordu. Küçüklüğümden beri izlediğim dizilerden ve filmlerden bildiğim kadarıyla boğazı kesilen biri yaşayamazdı. Bıçağın tenimi kestiği o anda ölümle buluştuğumu anlamıştım ben. İyi de nasıl olup da iyi olabiliyordum?

"İyi miyim? Nasıl? Boğazı kesilen biri nasıl iyi olabilir?" Kerem'e soruyu soruşum komik geldiği içindi herhalde, gülümsemişti.

"Teknik olarak o kesik bile sayılmıyor da ondan." hala gülmeye devam ediyordu ve bu artık benim sinirlerimi bozmaya başlamıştı. Tamam, çok sesli bir şekilde gülmüyordu. Ufak bir sırıtmaydı sadece ve evet kabul ediyordum bu haliyle oldukça yakışıklı gözüküyordu ama benim sinirlerimi yine de zorluyordu işte.

"Nasıl yani?"

"Şey şöyle ki, bıçak sadece yüzeysel olarak sıyırmış. Sadece deriyi biraz kesmiş, damarlara ulaşmamış." yaşadığım şokla elimi bu sefer boğazımdan çekmiştim. Nasıl olmuştu bu? Böyle ufak bir yarayı ben nasıl böyle derinden hissetmiştim?

"Demek öyle?" hala anlam veremiyordum ama bu şuan nefes almaya devam ettiğime göre gayet mantıklı bir açıklama oluyordu.

"Yalnız boğazındakinin aksine kolundaki yara oldukça ciddiymiş. Çok fazla kan kaybetmişsin." bu seferde gözüm koluma kaymıştı. Uyandığımdan beri hafif bir ağrı çekiyordum ama orada bir yara olduğunu yeni fark ediyordum. Beyaz bir bandajla güzelce sarılmıştı.

Acımasızsın Sevgilim [Tamamlandı✔]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin