23.Bölüm: Düğün

9.4K 424 11
                                    


23.Bölüm: Düğün

Duyduklarımı anlamam bir dakikamı almıştı. Babam kendinde değildi anlaşılan. Yoksa böyle saçmalaması imkansızdı.

"Ne demek nişan falan yok? Baba sen iyi misin?"

"İyiyim tabi. Hem de hiç olmadığım kadar iyiyim. Başından beri bu işe kalkışmam hataydı zaten. Ama neyse, hatanın neresinden dönülse kardır demişler değil mi?" babam beni dinlemiyor kendi kendine konuşuyordu. Ben ise gittikçe çileden çıkmaya başlamıştım.

"Baba sen içki falan mı içtin? Çok mantıksız davranıyorsun ve ben artık kızmaya başlıyorum."

"İçki falan içmedim. Sadece gözüm açıldı o kadar!" bir insanın düşünceleri bu kadar çabuk değişebilir miydi?

"O zaman neden böyle davranıyorsun? Beni delirtmek mi istiyorsun? Önce bu adamla evleneceksin diyorsun, sonra ben vazgeçtim diyorsun. Çocuk oyuncağı mı bu?" bende bağırmaya başlamıştım artık. Sesimi yükseltince babamda birden ayağa kalktı.

"Senin bilmediğin şeyler oldu. Artık bu işin olması imkansız!"

"Ne oldu? Bana da anlat. Bende bileyim. Belki bir çözüm yolu buluruz." geri çekilmiyordum. O ne kadar üste çıkmaya çalışırsa, bende o kadar üsteliyordum.

"Bu öyle bir şey değil. Bizim elimizde olan bir şey değil. Bilmemen senin için daha iyi." bu kadar konuşma arasında dikkatimi çoğul eki kullanması çekmişti.

"Bizim derken?"

"Ziyad'la ortak kararımız. Nişanı sonlandırmaya beraber karar verdik."

"Kerem ve benim rızamızı almadan, öyle mi?" yine kendi kendilerine kararlar verip, bizim uygulamamızı istiyorlardı.

"Sizi de zaten biz zorlamamış mıydık? Ne güzel kurtuldunuz işte. Şimdi istediğiniz kişiyle evlenebilirsiniz." çok normal bir olay gibi anlattıkça sinirlerimi daha da bozuyordu.

"Bu o kadar basit değil! Anlamıyor musun baba? Bizim hayatımız oyun değil!" bağırmaya devam ediyordum.

"Benim elimde olan bir şey değil bu. Ziyad'ın da elinde olan bir şey değil. Yoksa ikimizde dünür olmayı ne kadar çok istiyorduk. Sizden çok bizim hayalimizdi bu."

"O zaman sorun ne? Anlamıyorum baba. Neden nişanı atıyoruz o zaman?" artık gözlerim dolmaya başlamıştı. Sinirden titriyordum.

"Sana sorma dedim! Bilmene gerek yok. Sadece bu işin artık olamayacağını bil yeter."

"Sen istedin diye o kadar şey yaptım. Evimi bile terk edip buraya taşındım ama artık yeter baba, cidden yeter! Bu bardağı taşıran son damlaydı artık. Ben gidiyorum, siz de ne haliniz varsa görün!"

O kadar sinirliydim ki gözüm hiçbir şey görmüyordu. Zaten ellerim, durmadan titriyordu. Başıma da bir ağrı saplanmıştı. Arkama bakmadan koridora çıktığımda birinin omzuna çarpmıştım. Muhtemelen ablamdı, gitmemiş bizi dinlemişti. Ona bile dönüp bakacak halde değildim.

Evden kendimi dışarı attığımda artık gözyaşlarım daha fazla dayanamamış ve yanaklarımdan birer birer süzülmeye başlamıştı. Arabama binip yola çıktığımda ise beynim bomboştu. Nereye gideceğimi, ne yapacağımı bilmiyordum. Tek istediğim bir an önce buradan uzaklaşmaktı.

Kısa bir git gelden sonra Ece'ye gitmek en mantıklısı gibi gelmişti. Hemen onun evinin yolunu tutmuştum. Kapıyı çaldığımda ne olur evde olsun diye dua etmeye başlamıştım.

Acımasızsın Sevgilim [Tamamlandı✔]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin