11.Bölüm: Büyük Karar

11.9K 606 19
                                    



11.Bölüm: Büyük Karar

"Senden bana bir şans vermeni istiyorum. Seni yıllar sonra bulmuşken böyle bir şey için kaybetmek istemiyorum. İzin ver bu akşam seni istemeye gelelim. Aramızda küçük bir söz yaparız. Sonra sen istemezsen anlaşamadığımızı söyler ayrılırız. Orası önemli değil, ama Şirin eğer bu akşam seni istemeye gelemezsek yine uzunca bir süre seni göremeyebilirim ve ben bunu istemiyorum. Böyle bir fırsatı kaçırmak istemiyorum ben. Peki ya sen?"

Ne diyeceğimi şaşırmıştım. Tüm kelimeler birden boğazıma düğümlenmişti sanki.

Tüm söylediklerinde o kadar haklıydı ki ona nasıl olumsuz bir cevap verebilirdim.

Eğer Kerem'i hayatımda istiyorsam, bir daha ayrı kalmak istemiyorsam, başka çarem yoktu.

"Ben de." dediğimde, bu sefer karşı tarafta bir sessizlik olmuştu.

Tam Kerem'e ne olduğunu soracaktım ki;

"Ben de derken?" sonunda konuşmayı başarmıştı. Cevabımı tam olarak anlamamıştı anlaşılan. Kısa bir şok dalgası yaşadığı içindi suskunluğu.

"Bende seni daha iyi tanımak ve bu fırsatı kaçırmak istemiyorum." dedim. Kelimler birden yolunu bulup dudaklarımdan dökülüvermişti.

"Sen ciddi misin?" inanamıyordu. Başından beri ona soğuk davrandığım için sanırım kolay ikna olmayacağımı düşünmüştü.

"Evet Kerem, dediğin gibi herkes için en iyi yol bu gibi gözüküyor."

"Yani?" benden kesin bir cevap beklediğini biliyordum ama lafı bilerek dolandırıyordum.

"Yanisi Kerem Bahremyan, bu akşam beni istemeye gelebilirsiniz." sonunda söylemiştim ama söylemesi bile hayal gibi geliyordu.

"Sen ciddisin. Bana güvendiğin için çok teşekkür ederim Şirin." sesinden ne kadar mutlu olduğunu anlayabiliyordum.

"Önemli değil Kerem. Ben babamlara kararımız söylerim, sende sizinkilere söyle olur mu?" midemde kelebekler uçuşmaya başlamıştı. Yerimde duramıyordum. Çoktan ayaklanmış, koridora çıkmıştım bile.

"Tamam, ben bizimkileri hallederim."

"O zaman akşama görüşürüz. Benim şimdi kahvaltıya inemem lazım. Sonra yine konuşuruz olur mu?" ellerim terlemeye başlamıştı. Telefon kayıp düşecek gibiydi.

"Olur Madenci Kız, sana afiyet olsun. Akşama görüşürüz."

"Görüşürüz" dedim ve telefonunu kapattım.

Allah'ım ne yapmıştım ben? Daha birkaç dakika önce ne yapacağımı, nasıl bir çıkar yol bulacağımı düşünürken birden her şeyi kabul etmiştim. Resmen akşama beni istemeye geliyorlardı ve ben bunu kendim istemiştim.

Allah'ın emri ile Ziyad amca beni Kerem'e istemeye geliyordu. Bildiğimiz şu tuzlu kahve falan yapılan istemeye. Biz bu akşam evlilik için ilk adımı atıyorduk şimdi yani öyle mi?

**

Kendi kendime ne yaptığımı sorgularken koridorun bir başından öteki başına kaç kez turlamıştım bilmiyorum. Ama sonunda cesaretimi toplayıp merdivenleri ağır ağır inip salona geldiğimde, başımı yavaşça yerden kaldırdığımda bir an irkilmiştim. Herkesin masada dünkü gibi yerini aldığını ve beni beklediğini yeni fark etmiştim. Öylece kala kalmıştım.

"Şirin kızım, gel." diye annem seslenmese yerimden kıpırdayacağım da yoktu. Yavaşça onun yanına oturduğumda ne kimse bir şey demişti, ne önündekileri yemeye devam etmişti. Bu da beni daha çok geriyordu.

Acımasızsın Sevgilim [Tamamlandı✔]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin