Özel Bölüm 1: Fas

1.7K 103 11
                                    

Uzun bir aradan sonra yeniden Merhaba.

Sizleri çok özledim.

Aynen söz verdiğim gibi hikaye 500k oldugunda göre.... işte özel bölüm.
Hadi başlayalım.

Resim: Mihrimah'ın Elbisesi

Özel Bölüm 1: Fas

"Şimdi şunu da taktık mı, tamam. Ay, Kerem baksana! Şu tatlılığa bak." akşam için neredeyse hazırdık.

Sabahtan beri süre gelen koşuşturma halleri son dakikalarda bile devam ederken, az önce son dokunuşumu yapmış, Yakut'un elbisesini giydirmiş ve sarı saçlarına tokasını takmıştım.

Yatağın üzerindeki minicik takım elbisesini giymiş kardeşinin yanına oturtmuştum.

"Ben de bunu bağlamayı başarabilirsem hazırı... Allah'ım bu nedir böyle?" Kerem banyodan çıkmış elindeki kravatını boynunda çekiştirirken donup kalmıştı. Bu büyülü manzara karşısında haksız da sayılmazdı. İkizler o kadar sevimli duruyorlardı ki insan bu hallerine kayıtsız kalamıyordu.

"Bu kadar güzel olman..." diye birden elimden tutunca şaşırmıştım. Yavaşça kendi etrafımda döndürmüştü beni. Öyle afallamıştım ki ne yaptığını sonradan fark edebilmiştim. Sonra bir adım geri gidip tekrar süzmüştü.

Kalbimi yine hızla çarptırmayı başarmıştı. Eminim yüzümde kızarmıştı. Bana böyle bakmak zorunda mıydı sanki? Olur olmadık yerlerde de yapıyor, beni deli ediyordu.

"Fazla dikkat çekici olmamış mı? Mihrimah kızmasın sana! Rol çalıyorsun bence." demişti ciddi bir ses tonuyla.

"Abartma istersen. Alt tarafı düz siyah bir elbise." demiştim ama bunun ardından gelecek cevabı çok iyi biliyordum.

"Belki öyle ama benim için değil. Hem, bazı güzel anıları da hatırlatıyor değil mi?" birden yaklaşmıştı. Tıpkı o gün yaptığı gibi elbisenin ince askısı ile oynamaya başlamıştı. Bu hareketinden sonra parmak uçlarıma kadar titrediğimi hissetmiştim.

"Senin için güzel olabilir ama ben neredeyse utançtan ölecektim." kabinin içinde yaşananlardan sonra mağazadan nasıl çıktığımı bir ben biliyordum.

"Ama benim bir suçum yok ki. Elbiseyi kendine bu kadar yakıştırmasaydın o zaman." bu bir bahane değildi. Biraz daha böyle giderse bu elbiseyi giydiğim için pişman olacaktım.

"Neyse, şimdi bu güne odaklansak sanırım ikimiz içinde daha iyi olacak. Neredeyse gelirler. Hazır olalım değil mi?" gözlerimi kısarak onu uyarmıştım. Önünü kesmesem ana kapılıp gideceğimizi görebiliyordum.

"Önce şu kravatı halledelim." diye devam ettim sonra sözlerime. Sonunda istemeye istemeye elini indirmişti. Dokunduğu yerler alev alev yanıyordu ama dikkatimi dağıtmasına izin vermeden uzanıp kravatını bağlamaya başlamıştım.

Kerem de benim gibi siyahın asilliğine sığınmıştı bu gün. Takımı, kravatı, ayakkabısı, gömleği hariç hepsi siyahtı. Gerçi bunu kız abisi olarak özel olarak mı yapmıştı emin değildim ama sormamıştım da.

Kerem'in arada sırnaşmalarını engellemeye çalışarak sonunda kravatın bağlamayı bitirip sabitlediğimde odanın kapısı iki kez çalmıştı.

Acımasızsın Sevgilim [Tamamlandı✔]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin