Telefonumdan kafamı kaldırdım ve etrafıma bakmaya başladım. Hiç kimse telefonuyla uğraşmıyordu. Herkes çadır kurma çabasındaydı. Anonim de mi buradaydı? İyi de kimdi?
Ben: Sende mi buradasın?
Anonim: Hayır. Sen kampa gidiyorum demiştin yardım lazım mı yazdım.
Ben: Ha tamam. Gerek yok sağol :)
Çadırımı kurduktan sonra hırkamı giydim. Akşam olmak üzereydi ve esmeye başlamıştı. Ateş yaktıkları yere gittim ve oturdum.
Balık vardı yemekte. Önüme bir tabak koyulunca hızla yemek yemeye başladım. Şu hızlı yemek yeme huyumu bırakamamıştım. Kilo alacaktım vallahi.
Yine ilk önce ben bitirmiştim. Onlar yemek yemeye devam ederken bende instagrama girdim ve anonim ile konuşmaya başladım.
Ben: Ne yapıyorsun?'
Anonim: Oturuyorum sen?
Ben: Bende :d
Anonim: Soğuk mu orası?
Ben: Biraz esiyor.
------------
Bugün ormanı hep beraber gezmiştik. Kamp alanına geri döndüğümüzde minderlerin üzerine attım kendimi.
"Hocam biz biraz daha gezeceğiz." dedi Kaan ve çetesini alarak tekrar ormana girdi.
Aklıma gelen fikirle ayağa kalktım ve onları takip ettim. Ne yapayım canım sıkılıyor. Ay gözden kaybolmuşlardı.
Hava'da kararmak üzereydi. Biraz yürüdükten sonra onları bir ağacın etrafında gördüm. Ağacın altına oturdular ve sohbet etmeye başladılar. Bende bir ağacın altına oturdum.
"Leblebi yer misiniz?" dedi Yusuf.
"Niye soruyorsun versene." dedi Barış.
"Oğlum yavaş yiyin." dedi Kaan.
Of canım yine çok leblebi çekmişti. Bu çocuk niye hep leblebi yiyordu ki? Şeye benziyordu aşk 101 dizisindeki Osman'a. O da sürekli fındık yiyordu. Telefonuma mesaj gelince hemen mesaja baktım.
Anonim: Uyudun mu?
Ben: Hayır.
Anonim: Neden?
Ben: Daha erken. Hem ormandayım.
Anonim: Tek başına mısın?
Kaan'ların olduğu tarafa döndüm ama orada yoklardı.
Ben: Tekim.
Anonim: Orman çok tehlikeli çabuk geri dön.
Ben: Biraz yürüdükten sonra dönerim.
Anonim: Hayır sana dön dedim!
Ona cevap vermeden ayağa kalktım ve Kaan'ları aramaya başladım. Hava iyice kararmıştı. Sanki biraz korkmaya başlamıştım.
Biraz daha yürüdükten sonra Kaan'ları bir şeyin etrafında toplanmış bir şekilde buldum. Hepsinin yüzü kireç gibi bembeyaz olmuştu. Ne olmuş olabilirdi ki?
"Kaan?" dedi Yiğit sesi titrerken.
"Efendim."
"Ne yapacağız?"
"Bilmiyorum." dedi Kaan.
Ne diyorlardı bunlar? Acaba yine ne saçmalıyorlardı? Buradan da fazla bir şey gözükmüyordu ki.
"Ya abi bir şey söyleyin!" diye bağırdı Yusuf. Çok korktuğu ortadaydı.
"Oğlum bağırma." dedi Barış.
"Of." dedi Taha çaresizce.
Neyi kim yapmış hiç bir şey anlamadım. Ay her tarafta da diken vardı be. Ayrıca bunlar niye böyle korkmuşlardı?
Hepsi abuk subuk konuşmaya başlamıştı. Fısıltıyla ve endişeyle birbirlerine bir şeyler söylüyorlardı. Sonra hepsi aynı anda sadece iki kelime söyledi.
"Katil kim?" ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Katil Kim?
HorrorCehennemin ortasında cennettin çocukları... Karanlık da yürümekten korkmayan aydınlığın çocukları Kanlarla dolu bir semtin ortasında kalmış 7 genç. Ailelerinden herkesi teker teker kaybediyorlar. Her geçen gün nefes almakta zorlanıyorlar. Tebessümle...