Yürüdüğüm yolda tek değildim. Biz beraberdik.
-BUSE-
Amcamlar eve gelmeyince bende Kaan'lar ile çıktım. Canım sıkılıyordu. Zaten Tuğra abim benimle ilgilenmiyordu.
Evden çıkalı 1 saat olmuştu. Şimdi de bir parkta çimenlerin üzerinde oturuyorduk. Yusuf yine bize anket sorusu arıyordu?
Tuğra abim: Çabuk eve gel!
Niye böyle yazmıştı ki? Of gitmek istemiyordum.
Ben: Gelmek istemiyorum. Burada iyiyim.
Yazdım ve gönderdim.Bizimkilere odaklandım.
"Bulamadım." dedi Yusuf.
"Sevgiliniz sizden çok büyük bir sırrı saklasa ve siz daha sonra öğrenseniz onu affeder miydiniz?" diye sordu Kaan. Neden böyle bir şey sorduğunu anlamamıştım.
"Ben kırılırdım açıkçası. Yani belki bir gün affederdim." diye cevap verdim. O anda telefonum çaldı.
'Tuğra abim arıyor...'
Ayağa kalktım ve uzaklaşarak telefonu cevaplandırdım."Efendim abi."
"Neredesin?" diye sordu.
"Parkta oturuyoruz."
"Eve gel seni bir arkadaşla tanıştıracağım."
"Kim? Yoksa kız arkadaşın mı?" dedim gülerek.
"Hayır. O benden hoşlanıyor ben onu sevmiyorum. Seni tanıdığını söyledi. O yüzden gel." dedi.
"Tamam." dedim ve kapattım.
Merak etmiştim yani kim olduğunu? Kaan'ların yanına gittim ve eve gitmek zorunda olduğumu söyledim.
Kaan beni eve bırakmak istese de kabul etmedim. Yavaş adımlarla eve ilerledim. Kapıdan içeriye girecekken bir not düştü.
Yine kesin bizimkiler yazmıştır.
'Gülümse(Buğra)'
Notu buruşturup attım ve içeri girdim. Odaya girdiğimde Tuğra abim ile Melis oturuyordu. Bu muydu yani?
"E hani kız nerede?" diye sordum.
"Burada işte." dedi abim Melis'i göstererek.
"Komikmiş." dedim."Dur bir güleyim de geleyim."
Tuğra abimin kaşlarını çatmasını umursamadan gülerek kendimi koltuğa attım. İmkansızdı ikisinin olması. Valla çok komik.
"Buse sus." diye fısıldadı.
"Lan Melis numaranı bir kafede masanın üstünde buldum." dedim gülerek. "Götüne yazsaydın daha kolay bulunurdu. Oraya yazmakla çok uğraşmışsın."
Tuğra abim bileğimi tutup sıkarak beni odadan çıkardı. "Acıyor." diye bağırdım. Bak yine gözlerim dolmuştu. Kanamaya başladı ya.
"Buse-" demişti ki sözünü kestim.
"Sabahtan beridir soğuk davranıyorsun. Neden?!" diyerek bağırdım.
"Bağırma."
"Bileğimi kanattın mutlu musun? Ne kadar acıyor biliyor musun?" dedim ve odama çıktım.
Yürürken ayağım takılınca yere düştüm. Bileklerimin üzerine düşünce "Ah!" diye bağırdım.
Daha fazla kanamaya başlamıştı ve çok acıyordu. Sargı bezlerini açtım ve yere attım. Sırtımı duvara yaslayarak dizlerimi kendime çektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Katil Kim?
HorrorCehennemin ortasında cennettin çocukları... Karanlık da yürümekten korkmayan aydınlığın çocukları Kanlarla dolu bir semtin ortasında kalmış 7 genç. Ailelerinden herkesi teker teker kaybediyorlar. Her geçen gün nefes almakta zorlanıyorlar. Tebessümle...