Her bir tarafına umutlarımı gömdüğüm bu semti cehenneme çevirdin!
-TUĞRA-
Mutfakta oturmuş kahve içiyordum. Moralim bozulunca kendimi kahveye vuruyordum ve bu içtiğim 5'inci fincandı.
Asla içki kullanmam. Annem mutfağa girdi ve beni görür görmez gözlerini devirdi. Daha sonra yanıma gelip oturdu.
"Bak yine mideni bozacaksın." dedi ve fincanı önümden aldı.
"Bir şey olmaz anne." dedim.
"Diyorum ki yarın Buse'yi de alıp bir yerlere mi gitseniz? Kızın keyfi yerine gelsin." dedi annem.
"Bakarız." dedim durgunlaşarak. Keyfini, hayatını ve hayallerini bozan bendim. Bizdik.
"Bakarız deme Tuğra."
"Anne bir Buse ile konuşayım. O ne isterse o olur." dedim ve annemi öperek mutfaktan çıktım.
Odama çıkacakken kapı çaldı. Kapıya yöneldim ve açtım. Arda gelmişti. "Ne oldu?" dedim.
"Aga ya Buğra diyor ki Buse'yi getirin yanıma." dedi yüzünü buruşturarak.
"Of." dedim. "Ee götürecek miyiz?"
Arda arkamı gösterince sustum ve arkama baktım. Buse gelmişti. "Arda abi!" diye bağırdı ve Arda'nın boynuna sarıldı.
Arda da ona sarıldı. "Çok özlemişim ya." dedi Buse.
"Bende." dedi Arda durgunca.
Daha sonra gözleri bileklerine takıldı ve bana baktı. Kafamı iki yana salladım. Buse'yi öptü ve içeri gönderdi.
"Oğlum var ya..." dedi ama devamını getiremedi.
"Buğra çok pişman olacak." dedim.
"Biz de olacağız. Niye oturup Buğra'yı anlatmıyoruz Buse'ye." dedi sinirle.
"Bilmiyorum ya." dedim.
Bir süre konuştuktan sonra içeri girdim. O da eve gitti. Odama çıktım ve bir duş aldım. Buse her şeyi öğrendiğin de bizi affetmeyecekti.
Gerçi o affetse ben kendimi affetmezdim de orası ayrı. Bu işe bulaştığımızdan beridir içim hiç rahat değil.
Kafasına tükürdüğüm Buğra.
Saat gece 1 olmuştu ama Buse hanım uyumamıştı ve bahçedeydi. Gri hırkamı, siyah maskemi ve siyah şapkamı da takarak hızla Buse'nin odasına girdim.
Kapının arkasına geçtim ve kapıyı kapattım. Küçük bir beze alkol döktüm ve beklemeye başladım.
Odanın kapısı açıldı ve odaya Buse girdi. Arkasından yaklaştım ve bezi burnuna dayadım. Biraz çırpındı ama sonra bayıldı.
Kucağıma yığılırken onu tuttum ve ellerimin arasına aldım. "Özür dilerim." diye mırıldandım.
Evden çıkarttım ve kapının önünde arabayla bekleyen Arda'nın yanına gittim. Arka koltuğa yerleştirdim ve öne oturdum.
"Seni gördü mü?" diye sordu.
"Hayır arkadan yaklaştım." dedim.
Mekana geldiğimiz de onu tekrar kucağıma aldım ve içeri girdik. Buğra'nın odasına götürdüm ve yatağına uzandırdım.
Odadan çıktım ve içeriye girdim. "Odada." dedim Buğra'ya.
"Tamam." dedi ve ayağa kalktı.
"Bak canını acıtma." diye tembihledim.
"O benim meselem." dedi ve odaya girdi.
İnşallah zarar vermezdi. Eğer verirse oturup her şeyi anlatacağım. Hayır yani seni seviyorum demek çok mu zor aga.
-BUSE-
Gözlerimi açtığımda kendimi başka bir odada ve başka bir yatakta buldum. Gözlerimi ovalarken onu fark ettim.
Yine mi oydu? Alıştım ve artık ondan korkmuyorum. Daha dün korkularımı yırtıp atmıştım. O benden ailemi almıştı. Şimdi burada bana istediğini yapabilirdi.
Bileklerimi sıkabilirdi.
Boynumu kesebilirdi.
İçimde bir canlı bırakabilirdi.
Beni öldürebilirdi.
Kısacası umrumda değil. Ne yaparsa yapsın? Ona boş boş bakarken o bana bakmıyordu. Hayır yani konuşmuyorsan gideyim alla alla.
"Konuşsana!" diye bağırdım.
"Sesimi mi özledin prenses?" dedi gözlerini bana çevirerek.
"Kimsin sen?" dedim.
"Katil." diye cevap verdi.
"Onu biliyoruz. Kimsin?"
"Burada sen değil ben konuşacağım." dedi kaşlarını çatarak.
"Eee konuş o zaman? Ha tehdit falan ediyorsan hiç korkmuyorum." dedim.
Cevap vermedi. Gözlerime uzun uzun baktı. Gözlerinde binlerce duygu olmasına rağmen ben sadece bir tanesini okuyabiliyordum.
Çok kızgındı.
"Anne ve baban ölmedi." dedi sonunda konuşarak.
"Ne?!" diye bağırdım.
İyi de bu nasıl olabilir? Ölmüşlerdi. Sağlık çalışanları gelip gözlerimin önünde götürmüşlerdi onları.
"Niye yaşattın bunu bana?" dedim göz yaşlarım süzülürken. "Neden!"
"Acı çek istiyorum! Nefes alma istiyorum! Öl istiyorum!" diye bağırdı.
"Her bir tarafına umutlarımı gömdüğüm bu semti cehenneme çevirdin!" diye bağırdım.
Sesini çıkartmadı ve camdan dışarıya bakmaya başladı. Eline alnına götürdü ve kaşıdı. Gözlerinin dolmuş olmasını izledim.
Bu cehennemde hala yaşamaya çalışıyordum. Peki bu cehennemin alevi ne zaman sönecekti?
-----
Oy vermiyi unutmayın.LÜTFEEEN!

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Katil Kim?
رعبCehennemin ortasında cennettin çocukları... Karanlık da yürümekten korkmayan aydınlığın çocukları Kanlarla dolu bir semtin ortasında kalmış 7 genç. Ailelerinden herkesi teker teker kaybediyorlar. Her geçen gün nefes almakta zorlanıyorlar. Tebessümle...