#uçurum

700 72 11
                                    

Şarkıyı mutlaka açın canlar...


Düşmeden önce ona ağladım. Atladığım uçuruma değil, tutamadığım mutluluğa ağladım :/



-Yazar Anlatımıyla-

Saat gece geç saatler oluyordu ama onlar hala gülüp eğleniyorlardı. Çok mutlulardı ve her şeyin bittiğini sanıyorlardı.

Evet, sanıyorlardı.

Çünkü aslında hiç bir şey bitmemişti. Buğra'nın bu semte yayılan hırs ateşi, burayı cehenneme çeviriyordu.

Buse, artık eskisi gibi olmak, nefes almak istiyordu. Bu son kaç gündür deniyordu ve başarıyordu da.

Kaan, sevgilisiyle artık güzel vakit geçirmek ve onu hiç bırakmak istemiyordu.

Diğerleri, yaşamanın güzel olduğunu biliyor, gülümsüyorlardı. Mutlulardı, sadece mutlulardı.

Buğra, Buse'yi öldürmek için can atıyordu. Farkında değildi ama onu deliler gibi seviyordu. Bazen bunu fark edip ağlıyordu ama sonra...

Buse, Arya,Yusuf,Kaan,Yiğit,Barış ve Taha şu an karanlıkta olan ama sokak lambalarının aydınlattığı bu sokak da yürüyorlardı.

Taha, karanlığın aydınlık çocukları olduğunu sanıyordu ama yanılıyordu. Bu sokakları aydınlatan aslında sokak lambalarıydı.

Onlar aydınlığın karanlık çocuklarıydı. Karanlıklardı. Ama bu karanlığın içine hapsedildiklerinin farkında değillerdi.

Bu çok acı bir şeydi.

Hepsi bir uçuruma gelmişti. Mutluluğu burada tutacaklardı. Ama bilmiyorlardı ki mutluluğa uzanana kadar öleceklerdi.

Onlar bu cehennem semtin ortasında kalmış karanlık çocuklardı. Bu anlattığım acı hikâye onların hikayesiydi.

Cehennemin ortasında cennetin çocukları.

-BUSE-

Hepimiz uçurumun kenarına dizili bir şekilde oturmuştuk. Saat 00:00 da tam burada mutluluğu tutacaktık.

"Çok mutluyum." dedim.

"Bende" dedi Yusuf. "Sonunda rahatça leblebi yiyebileceğim. "

Hepimiz sesli bir şekilde kahkaha atmaya başladık. Bugün ne çok gülmüştük böyle? Umarım bu geceden sonra hep böyle olurdu.

Bu uçuruma mutluluğu tutmaya gelmiştik.

"Buse!" diye tanıdık bir tını doldurdu kulaklarımı.

Kafamı çevirdiğimde arkamızda Buğra'nın olduğunu gördüm. Hayır hayır, lütfen.

Hepimiz ayağa kalktık ve ona doğru döndük. Belindeki silahı çıkartıp bize doğru tuttu.

"Buğra yapma." dedim yanaklarımdan yaşlar süzülmeye başlarken.

"Yapacağım demiştim!" diye bağırdı. "Ya öleceksin ya da öleceksin!"

"Yapsana lan o zaman!" diye bağırdı öfkeyle Kaan.

Kaan'a şaşkınlıkla bakmaya başladım. Şimdi, şu an, burada hepimiz ölecektik ve Kaan ona yapmasını mı söylüyordu?

"Madem bu kadar meraklısın," dedi ve silahın yönünü değiştirerek Arya'ya çevirdi.

Silah patladığında dudaklarımdan bir çığlık kaçtı. Yusuf yanına çökmüştü, bende çöktüm.

Katil Kim?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin