Göz yaşlarım yine yanaklarımdan süzülmeye başlamıştı. Yine kim yapmıştı bunu?
"Buse bitti mi?" dedi Taha.
"Taha?" dedim.
"Ne oldu lan? Niye ağlıyorsun?"
"Buraya gel." dedim ve burnumu çektim. Bana doğru geldiler ve çocuğu ördüler.
Taha hemen eğilip çocuğun nabzına baktı. "Nabzı atıyor daha ölmemiş. Katil kimse biz yürürken yeni yapmış olmalı."
"Berk?" dedim bir anda.
"Çabuk Kaan'ı ara." dedi. Hemen öküz yazısına tıkladım.
"Ne var?" diye cevaplandırdı.
"Kaan, Berk nerede?" diye sordum hemen.
"Neden ağlıyorsun lan?"
"Kaan Berk orada mı?" diyerek sorumu yeniledim.
"Karşımızda oturuyor." dedi.
"Tamam." dedim ve kapattım. Yusuf'a baktığımda korkmuştu konuşamıyordu.
"Neredeymiş?"
"Orada oturuyormuş." dedim.
"Buse." dedi ve yutkundu. "Katil kimse şuan ormanda."
Hızla Taha'nın kolunu tuttum. Ağlamam şiddetlenmişti. Biz nasıl bir işe bulaşmıştık böyle?
"Taha lütfen gidelim. Ölecek zaten."
"Tamam." dedi ve elimi tuttu. "Yusuf hadi."
Yusuf'u da tutarak yürümeye başladık. Taha diğerlerine mesaj attı ve çadırların oraya geldik.
"Niye ağlıyorsun?" dedi Kaan yanıma gelerek.
"Katil ormanda." dedim.
"Ne?!" diye bağırdı Yiğit.
Bir süre sadece birbirimize baktıktan sonra Barış kahkaha atmaya başladı. Yusuf'a bakıp gülüyordu. Biz de Yusuf'a baktığımızda pantolonunun yaş olduğunu gördük.
Kendimi tutamadım ve kahkaha atmaya başladım. Gözlerimi sildim. Diğerleri de bana katılarak güldüler.
"Gülmeyin lan!" diye bağırdı Yusuf. "Çişim geliyordu. O çocuğu da görünce korktum işedim alla alla."
"Yok gülmüyoruz kankacım." dedim ve tekrar güldüm.
"Aşk olsun Buse. Hepsinden beklerdim senden beklemezdim."
Bize trip atarak yürümeye başladı. Biz de peşinden yürümeye başladık. Yusuf üzerini değiştirip yanımıza gelince olduğumuz yere çöktük. Of hala çok korkuyordum.
"Artık anlatsanıza." dedi Yiğit sabırsızca.
"Taha anlat." dedim.
"Tamam anlatıyorum." dedi ve başladı.
Konuşmasını bitirince herkes yorum yapmaya başladı. "Bence Berk değil." dedi Barış.
"Ya Berk'in yanında ona yardım edenler varsa?" diye bir yorum attım ortaya.
"Aynen olabilir." dedi Taha.
"Of ya bizi de öldürürse?" dedim.
"Saçmalama Buse. Yapmaz herhalde." dedi Yusuf ve diğerlerine teker teker baktı. "Yapmaz değil mi?"
"Ya adam iki günde bir cinayet işliyor. Sıra bize de gelecek elbet." dedi Kaan ve yanımızdan ayrıldı.
"Bu da ölmeye ne kadar meraklı." dedim.
"Eee şimdi ne yapacağız?" diye sordu Barış.
"Berk'in en yakın arkadaşlarını bulacağız." dedi Yiğit.
"Ne yani onların yanına da mı beni göndereceksiniz?" dedim.
"Hayır bu sefer başka bir yol deneyeceğiz." dedi Taha.
"Kanka çocuğa leblebi verip ayartalım." dedi Yusuf. Hepimiz kahkaha atmaya başladık.
Bir süre zaman geçtikten sonra oturduğumuz topraktan kalktık ve minderlerin oraya gittik..
"Eee iki saat geçti. Kaan nerede?" diye sordum.
"O Melis'e beraberdir." dedi Taha. Gözlerimi devirdim.
"Alla alla paşaya bak." dedim.
"Boş ver onu." dedi Yusuf ve bana leblebi verdi.
Öküz: Ormandayım on dakikaya geliyorum.
Kaan'dan gelen mesajın üzerinden 3 saat geçmişti. Saat gece 11 olmuştu. Of kimsenin umrunda değildi. Korkmuyorlardı bile.
"Ya katil Kaan'ı öldürdüyse."
Oy verip desteklerinizi bekliyorum :))))))))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Katil Kim?
HorrorCehennemin ortasında cennettin çocukları... Karanlık da yürümekten korkmayan aydınlığın çocukları Kanlarla dolu bir semtin ortasında kalmış 7 genç. Ailelerinden herkesi teker teker kaybediyorlar. Her geçen gün nefes almakta zorlanıyorlar. Tebessümle...